Akça Sultan

Elinize sağlık Yasin

Bu ay okuduğum öykülerin - benimki dahil - hemen hemen hepsinde zavallı kadınlar/kızlar/teyzeler mağdur oluyor bir şekilde. Bunu ayrıca irdelemek lazım.

Öykünü güzel kaleme almışsın ve cümlelerin, kurgun, temayı kullanım biçimini ben beğendim. Sonuna kadar sıkılmadan okudum, sonunu tahmin etsem de. Tabi tahmin ettiğim ya da olmasını istediğimden daha yumuşak sonlandı o ayrı. Kalemine sağlık.

Küçük bir kaç not aldım, izninle paylaşmak isterim.

Zamanla ‘Sultan’ kanıksanarak yitmiş, geriye yalnızca Sultan kalmıştı.

Galiba yiten Sağır olmalı. Yanılıyor muyum?

Orta boylu, uzun kulaklı, hepsinden de önemlisi beyaza çalan tüylere sahip bir köpekti.

Neden hepsinden önemli, burayı anlayamadım.

İçinde bulunduğu durumdan kurtulmanın imkânı yoktu. Bir insanın üvey de olsa ağabeyi bunu nasıl yapabilirdi? Yapmak bir yana bunu nasıl aklına getirebilirdi? Duyduklarına inanmamanın bir cezası mıydı bu? Duymak, görmekle eş miydi? Duymak bu kadar önemli miydi?

Bu paragraf/ kısım olmamalı bence. Çünkü, tacize uğrayan biri için bu düşünce silsilesi hiç anlamlı gelmiyor bana.

Oracığa çöktü, göz yaşlarını sildi. Yanına sokulan Sultan’ın başını okşadı ve gülümsedi. “Duymak da önemli değil aslında,” dedi, “asıl önemli olan hissetmek.”

Bu ağırlıktaki bir öykü için, sonunda verdiğin mesaj da hafif kalmış. Yani tacize uğramış biri, yerde kafası parçalanmış bir abi var ve Ayşe Sultan’a asıl önemli olan hissetmek diyor. Yok demesin :slight_smile:

Ayşe Sultan’ı alsın, Mahmut’un kafasını patlatsın ve köyden çekip gitsin, giderken de evini ateşe versin :slight_smile:

Şaka bir yana tamamen anlayışına sığınarak haddimi aşan cümleler kuruyorum. Eğer bana bu hiddeti hissettirmişsen, bence öykün olmuş :slight_smile:

Tekrar kalemine sağlık