Anlatmam Gerek

Tekrar merhaba,

Diyalog yazımı zordur; çoğumuz kendimizi çeviri kitapların etkisinden kurtaramıyoruz. Kastım sizdeki durumn vahimliği değil; hatta pek çok yazardan daha yetkin satırlarınızı gördüm. Cümlelerimi bilmişlik olarak da algılamanızı istemiyorum; yalnızca sezdiklerimi aktarıyorum; üzerine düşünmeniz için.

‘‘Eskiden insanlar özellikle yanardağların eteklerine yerleşirlermiş. Verimli topraklar varmış. Sıcak su kaynakları bol bulunurmuş. Ama aynı zamanda sürekli deprem olurmuş. Her günlerini yanardağın patlama tehlikesiyle yaşarlarmış. Ciğerleri aldıkları her nefeste külle dolar. Yaşam kaynağı olması gereken her nefesleri onları biraz daha zehirlermiş. Size saçma sapan şeyler anlatıyorum gibi gelebilir. Ben babamı işte o binlerce yanardağdan birine benzetiyorum…’’

Bu satırları diyalog olarak değil de öykünün girişi olarak okumanızı istiyorum sizden. Öykünün anlatıcısı Narin olsun. O zaman hiçbir sıkıntı yok. Ama bunu diyaloğa soktuğunuzda tüm gerçeklik sarsılıyor. Normal hayatta bu gibi konuşmaları hatiplerden duyabiliriz belki. Tedx kouşmalarını anımsattı bana. Gerçeklikteki kastım karakol ortamı değildi yani. Eğretilik de tema olan yanardağı kullanma mecburiyetinin bu diyaloglarda on sekizinde, ağır bir buhran yaşamış olan Narin’ce aktarılmasından dolayı.

Diyaloglar hakkında çok faydasını göreceğinizi düşündüğüm şey fiziksel hareketleri daha yoğun kullanmanız olacak. Hiç kullanmıyor değilsiniz, ama koca bir paragrafın ardından eklenen betimlemeler etkiyi zayıflatıyor fikrimce.

Son sözlerini söylerken ilk defa başını kaldırıp gözlerimin içine bakıyor. Sanki içimi okuyor, geçmişimi en ince ayrıntısına varana kadar görüyor gibi…

Bu gibi bir kullanım yerine kızın konuşmaları arasına bunları ekmenizi, ardından tekrar okumanızı tavsiye ediyorum.

Bir misal:

…Kendi hayatımı bitirdiğimi biliyordum, çok geç kaldığımı da…‘’ Başını kaldırıp gözlerimin içine bakıyor. Sanki içimi okuyor, geçmişimi en ince ayrıntısına varana kadar görüyor gibi… Ardından bir yutkunuş, sol gözünün pınarından süzülen bir damla yaş. Devam ediyor: ‘‘Ama belki başka hayatlar kurtulur diye kendimi kurban ettim ve pişman değilim.’’

Tüm sözlerim kişisel olabilecek görüşlerdir. Herkesin üslubu, hoşuna giden anlatım tabii ki farklıdır.

Tekrardan ellerinize kaleminize sağlık. Bu güzel öykü için teşekkürler.

2 Beğeni