Aşk Bu Mavi Mermerlere Yazılı

Sevgili @merveriii

Öykün, kurmaca ile gerçek arasındaki o gri alana yerleştirmişsin ki; ne kurmaca diyebilirim çünkü gerçek olmasını çok istedim ne de gerçek diyebilirim çünkü bir yerde benim algımın ötesine geçtin. İşte tam da bu yüzden okumaktan inanılmaz bir zevk aldım yer yer güldüm yer yer meraklandım ve her bir adımda sürüklendim.

Çoğu zaman yazar hikayesinde “ne” anlattığından “nasıl” anlattığı arasında gidip gelir ve bu da bir akış çıkartır; tıpkı dünyanın manyetik alanının kuzey ve güney uçları arasındaki ilişki gibi. Ancak bu akış eğer dünyanın çekim kuvveti olmaz ise uzaya dağılır gider yani her yazar bir çekim kuveti ile doğar. Hikayelerindeki güçlü akışlarda bu çekim kuvvetine bağlıdır. Kimi zaman bu kuvvet -ki bence yazarın özüdür bu çekim kuvveti- dürüstlük kimi kurgu kimi ise yaşanamamışlıktır. Sende ise bu özün samimiyet olduğunu düşünüyorum. Bu öykünde de yine okuyucu ile aranda kurduğun samimiyet öyle güçlü ki yazdıklarını hemen sahiplenmekte hiç zorluk hissetmedim.

Aksine hem keyifli zaman geçirdim hem de kurgusuz bir yapı diye baktığım hikaye oldukça başarılı bir şekilde döngüsünü tamamlayıp olaylar çemberini kapadı.

Eline ve düşgücüne sağlık
Sevgiler
Dipsiz

2 Beğeni

Merhaba sevgili @Dipsiz
Yorumunu görmek beni çok mutlu etti. Okuduğun öyküyü ve yazarı öyle güzel yüceltiyorsun ki yorumlarını okumak tıpkı güzel bir öyküyü baştan sona okumak gibi.
Öykülerimdeki samimiyete değinmişsin. Şöyle açıklamalıyım; normal hayatta maske takan insanları sevmem. Buna bazen zorunda kalsak da, hayatın sahteliğine karşı bazen zor durumlarla karşılaşsak da maske takmayı reddediyorum. Bu, yeni olan ve ‘Evet bu benim hayat felsefem olmalı’ diye sonradan edindiğim bir tavır değil. Hep böyleydim. Bu samimiyet meselesi hayatımda pek işime yaramasa da sanırım öykülerimde yarıyor. Sizlerin ‘samimiyet’ övgülerini aldıkça, yıllar boyu beni üzmüş bu huyumun en azından kalemimde işe yaradığını gördüğümde çok mutlu oldum. Bile isteye, dur şu karaktere az samimiyet daha katayım, diyerek yaptığım bir şey değil yani bu. Bir de şuna inanırım, yazdığı dilin kültürünü, toplumunu, tarihini, insanını, doğasını bilmeli yazar kişi. Eğer yazar bu bilgilerden mahrumsa ortaya çıkardığı öykü üç bacaklı kare bir masa gibi olur. Ne işlevi ne şekli güzel olur. Ha onun da alıcısı çıkar mı, çıkar. İnsanlar bazen neyi sevip sevemeyeceklerine dair öyle bir yönlendiriliyorlar ki çünkü. :grin: Ben de işte yaşadığım coğrafyanın insanını, sosyolojisini gözlemleyen biri olarak uçan daire öyküsü bile yazsam bu özü yansıtmaya çalışıyorum ki öykü üç bacaklı işlevsiz bir masaya benzemesin. Yeri geldiğinde uzaylıları yer sofrasına oturtacak olmayı tercih ederim üç bacaklı masadansa. :grinning:

İçimi açan muhteşem yorumun için çok çok teşekkür ederim. Görüşmek üzere.

1 Beğeni

Merhaba.

Kaleminize sağlık. Mizah yönü ağır basan eğlenceli bir öykü olmuş. Kedilerle olan diyalogları beğendim fakat ben köpekçiyim. Hayatımda ukala kedilere yer yok. Gerçi şu anda köpeğim de yok ama köyümüzde inek besliyoruz :slight_smile: Onlar da tahmin edersiniz ki maalesef vadeli bir besleyiş.

Genelde yazım yanlışları dikkatimi çeker ama kayda değer bir hata göremedim. Bu da özen göstermişliğinizden ileri gelmiş. Ellerinize sağlık.

Bu arada, bir önceki seçkideki öyküde ben de yazarın yazamayışından dem vurmuş ve öyküyü o çerçevede sürdürmüştüm.

Sevgiler… Tekrar görüşmek dileğiyle…

1 Beğeni

Merhaba @Arokan
Köpekleri ben de severim. Bugüne kadar çok köpeğimiz oldu. Hatta yine seçkide ‘Reçel’ adlı öykümde baş kahramanlardan ikisi de köpeklerimdi. :heart_eyes: Evet hayvancılık olayını biliyorum. Bizim de keçilerimiz var ve hayatım boyunca hiçbir keçiye bağlanmadım çünkü dediğiniz gibi vadeli bir durum. :confused:

Öykümü beğenmenize sevindim. İmla benim için çok önemli. Hatta yazar ne kadar güzel yazdığını düşünürse düşünsün imla yoksa benim için o yazı pek de güzel değildir çünkü güzel yazı imla ile esastır.

Yakın zamanda sizin öykülerinize de bakacağım.
Görüşmek üzere.

Not: Umarım yakın zamanda ukala kediler hayatınızın bir parçası olur çünkü onlarsız hayat çok zor. :slight_smile:

1 Beğeni

İmla kuralları konusunda size yakın görüşlerdeyim. Hayvanlar konusunda ise şu sıralar biraz hassasım. Öyle ki tam yetmiş gündür et yemiyorum. :slight_smile: Kendimi vegan ya da vejetaryen olarak etiketlemiyorum fakat kendi iç dünyamda tek kişilik bir akım başlattım. Devam edebildiğim kadar mücadele edeceğim. Şimdi eve kedi alıp da canına kastetmeye hiç gerek yok. Zor bir süreç çünkü. Hem de evimde en az kediler kadar ukala bir oğlum var :slight_smile:

“Reçel” isimli öykünüzü okuyacağım.

Sevgi ile…

1 Beğeni