Astrofil ve Stella

Merhabalar,

Öyküde ilk dikkatimi çeken şey Türk dilini tertemiz kullanmış olmanız oldu, okuyucuyu yormayan bir imla dizimi söz konusu. Bir diğer dikkatimi çeken nokta ise betimlemeler. Okurda yeterli etkiyi oluşturduğundan şüpheliyim. Elbette farklı, denenmemiş betimlemeler kullanılmalı ancak bu betimlemelerin okurda bırakacağı etki de göz ardı edilmemeli. Şahsen edebiyatta vuruculuğun önemine inanan biri olarak betimlemelerde bu vuruculuğu arıyorum. Ama “Delikanlının yüzüne serseri bir gülüş düştü.” cümlesini beğendiğimi de söylemeden geçemeyeceğim. “Her gün gidilen yolda bir ağacı keserler veya bir evi yıkarlar da boşluk oluşur ya zihinlerde, bu da öyle bir boşluktu.” kısmında da okurla bizzat iletişime geçmiş olmanız Tanzimat dönemi öykücülüğü hatırlatıyor, kaçınmanızı öneririm. " Gece Güneş’e nefret kusmak için ziyadesiyle yıldızsızdı. Issızdı. Renksizdi." Tezer Özlü de sıklıkla gördüğümüz bu duraksayan, kesik kesik cümleler hikayeye fazlasıyla yakışmış, farklı bir tat vermiş. Ayrıca okurların da fark ettiği üzere öykünün masalsı tınısı gayet hoş. Tebessüm ettirdi. Zaten öykünün tonu tebessümle okumayı kaçınılmaz kılıyor; “Dünya’da kıtlık, savaş, siyaset, futbol, edebiyat ödülleri, wattpad, pop şarkılar ve kırmızı et gibi önceki Halley’den kalma sorunlar çözülmüştü.”

Genel itibariyle akıcı, okuyucuyu yormayan ve hatta mutlu eden bir öykü olmuş. Tebrik ederim :slight_smile:
İlhamınız bol olsun, iyi çalışmalar…

1 Beğeni