Beni Kesmeni İstiyorum

Sevgili Dipsiz,

Öncelikle öykünün başlığı gerçekten ilgi çekici. Okuma listemde bu yüzden başa geldi. Acaba ne kadar psikopatça bir öykü okuyacağım diye düşünmüştüm.

Öyküyü çok beğendiğimi belirterek başlamak isterim ancak bu güzel anlatımı baltalayan bir şeyden de bahsetmek istiyorum. Bunları bir okuyucu olarak dile getiriyorum, herhangi bir bilmişlik yok sadece okuyucu olarak görmek istediklerim var yorumumda. Gelelim baltalayan şeye. “haczetmiş” kelimesi. Ne alaka, nereye takılmışsın koca öyküde denilebilir ama bence bu kadar güzel bir öyküde aşırı göze batan bir detay olmuş benim gibi okuyucular için. “haczetmiş” kelimesinin “haciz etmek” anlamını öğrenmek için internetten bakmak zorunda kaldım. Bu benim de cahilliğim olabilir ama burada böyle değişik bir kelime kullanmak yerine hapsetmek, ele geçirmek, el koymak gibi kelimeler de kullanılıp akıcılığın ve duruluğun daha iyi olması sağlanabilirdi. Evet gerçekten çok küçük bir olay bu ama benim gibi tek seferde okumak isteyen okuyucular için cidden can sıkıcı. Kaldı ki senin öykün de eski kelimelerin veya çok az kişinin kullandığı kelimelerin fazlaca yer verildiği, kurgudan çok edebiyat sanatı yapmaya çalışan bir öykü değil, kurguya odaklanmış ve duygu vermeye çalışan bir öykü. Haciz denilince aklıma duygusuz haciz memurları geliyor, sessizlik ise ilahi bir varlık. Bu husustan durulukla ilgili birkaç şey daha söylemek isterim. Birkaç yerde de fazla benzetme bu duruluğu biraz bozmuş. Bir de “iye” kelimesinin iki defa verilip ikisinde de “sahip” anlamına geldiğinin söylenmesi de okurken dikkatimi çekti. Diyalogda açıklanmasını normal buluyorum ama öykü anlatıcısının açıklaması biraz sıkıntı. Ya “iye” denilip geçilebilirdi ki o da duruluğa vurulmuş bir darbedir ama yine de olabilir ya da direkt “sahibi” denilebilirdi. Bu şekilde jilet gibi keskin okunan bir hikayede çok göze batmış. En azından ben okurken öyle oldu.

Yanlış anlaşılmasın öykünün geneli kolay okunan, sade ve her şeyden önemlisi yazarının öykü yazmak konusunda birikimli ve hatta öykülerini okutmak konusunda oldukça tecrübeli olduğunu ayrıca öykü, baştan sona bilinçli bir zihinden geçtiğini hissettiriyor. İmla hatası görmedim ki bu zaten yazarı düşünüldüğünde beklenen bir şey belki gözden kaçan birkaç ufak tefek hata dışında. Mesela “korku içinde haykırışları 9 katlı Düzeni titreten çığlıklar atmıştı.” cümlesindeki haykırış ve çığlığın birlikte kullanılıp anlatım bozukluğuna sebep olması gibi ufak tefek gözden kaçmış hatalar. Korktuğu için sadece çığlık atma kullanılacaktı sanırım sadece.

Senin de bahsettiğin gibi öykülerimiz gerçekten de benzerlikler taşıyor. Temelde uzay boşluğuna savrularak ölmek üzere olan bir astronotun son anlarında birileriyle konuşmasını konu alıyor. Yalnız senin öykünde sorgulayan ve değişen astronot değil de Sessizlik. : ) Ben bunu ilginç buldum ve güzel bir ayrıntı. Sessizliğin ilahi bir varlık olduğunu anladığım zaman ,ki bunu başta anlayamadım birkaç paragraf sonra anladım, değişimin astronotta olacağına emindim. Hayatın anlamını veya ona benzer bir şeyi bulacak veya benzer şeyler düşünecek diye tahmin etmiştim ama yanıldım ki böyle daha güzel olmuş.

Şunu da belirtmeden geçmeyeyim bu paragrafta tırnak işareti eksikliğinden dolayı veya başka bir sebeple kim konuşuyor anlayamadım:

“Öyleyim.” diye cevapladı Sessizlik. “Kutsal, ilahi ve Düzen’in yaradılışına tanıklık etmiş olanım. Sessizlik dediğin aslında benim ve ben her yerdeyim.” dedi, yaradılıştan beri Düzen’de yürüyen yaşlı adam ve buna rağmen yaptığı yorumun derinliği ayak bileklerime kadar geliyordu.”

Sessizliğin duygu değişimleri ise gerçekten güzel anlatılmış hayal etmekte hiç zorlanmadım. Ayrıca o kılıçların tümüne Kilij denir diye biliyorum acaba Sessizliğin kılıcı mı vermiş bu adı bu türe? : ) Yalmanlı kılıcıyla Sessizlik gözümde yeniçeri şeklini aldı birden istemsizce.

Genel olarak öykü iyiydi ve iyi yazılmıştı. Bahsettiğim yerler kötü bir öyküde okurken göze batmazdı ama iyi bir öyküde en azından benim gözüme batıyorlar. Onun dışında başka öykülerini okumak istiyorum. Çünkü nedense bu öykü bana tam anlamıyla içten geldiği için yazılmış gibi gelmedi. Özellikle de sonu. (İçten yazılmaktan kastım insanın ansızın içinde oluşan bir şeyi anlatma isteği gibi) Ben daha çok tema için değil de gerçekten yazmayı isteyip de yazdığın bir öyküyü okumak istiyorum. Varsa öyle bir öykün bana mesajla atarsan sevinirim. Normalde hepsini okurdum ama sınava hazırlandığım için pek vaktim kalmıyor.

Diğer temalarda da öykülerini okumak dileğiyle.

Sevgiler.

2 Beğeni