Büyülü Tuşlar

Sevgili Hilal,

Eskilerden bir isim görüyorum burada. Eylül’ün gökkuşağından, ceza olarak yedirilen bir kilo tatlıya, artık hediye edilemeyecek olan ayakkabıdan, aklını kaçırmış sandalcıya uzun zaman oldu. Tüm bu öykülerinden sonra Büyülü Taşları yazdığında fark ettiğim şey, “anlatmak” yerine “anlatım’a” geçtiğin… Bu da bence bir yazar için bir tür dönüm noktası.

Yukarıdaki güzel bir hikayeydi. Hikaye kahramanlarına karakter yüklemesi ve kurguda konumlandırmaları yerindeydi.

Sadece tek bir konuyu ifade etmek isterim;

Hikaye kahramanın aklından aşağıdaki ifade geçiyor

Yaşlı Adam ise ona şunu söylüyor:

Akabinde Dan’in tepkisi ise hikayede bulamadım. Kahramanın aklında geçen bir düşünceyi yaşlı adamdan duyması onda bir etki yaratmalıydı. Bu bağlada etki-tepki akışını bir kez daha gözden geçirmek istersin belki.

Bu ufak detay öykünün güzelliğini etkilemiyor.

Seni tekrar görmek çok güzel

Eline ve düş gücüne sağlık.
Sevgiler
Dipsiz