Çiğ Süt

Hikayeniz akıcı ve şaşırtıcıydı. Biraz derinlere dokunuyordu böyle okurken işlenmemiş ham bir ahşap yüzeye dokunuyormuşum gibi hissettim. Kaleminize daim olsun. :blush:

1 Beğeni

Merhaba Müge :blush:
Güzel sözlerin için bolca teşekkür ediyorum.
Eleştirilerine gelecek olursak, hepsi konusunda seninle hemfikirim. Üzerinden geçme şansım olsa, muhakkak ‘kimsesiz’ i oradan çıkarır, kadının korku dolu sözlerini daha vurgun kılar ve emniyet yerine ehemmiyet yazmazdım😊 ama öykünün bütününü bir kez bile okumadım ve sadece 3 saatte yazdım. Eleştirilerini dikkate alıp düzenleyeceğim.
Bir de yanlış bir kullanımım daha var, ‘bir gece önceki’ yazacağıma ‘bir önce geceki’ yazmışım, kemiriyor beni🙈
Teşekkür ederim geliştirici eleştirin için.
Sevgilerimle💕

1 Beğeni

Sizi burada, yorumlarda görmek ne hoş😊 Teşekkür ederim bu güzel cümleler için.
Kitabınızın ve sizin yolunuz açık olsun. En kısa sürede okumak istiyorum💕
Sevgilerimle…

1 Beğeni

Üç saatte böyle bir öykü çıktıysa ben susayım :slight_smile: Tebrikler.

1 Beğeni

Merhaba Gaye,

Bu yorumu yazarken henüz önceki yorumları okumadım, bu yüzden tekrara düşersem kusura bakma.

Ben her ne kadar birinci tekil kullansan da, özellikle bu cümlede üçüncü tekil anlatımı hissettim. Anlatıcı bana kalırsa hissettiklerinden “sanki” diye bahsetmemeli. Ben burada şu tarz bir cümle beklerdim: “Bir düşün ortasında olmadığımdan emin olmaya çalışıyordum; varlığımdan bile o kadar emin değildim.” gibi.

Aynı şeyi burada da görüyoruz. Eğer özellikle böyle bir amaç gütmediysen, karakter kendine yabancıymış da her şeyi kendi gözleriyle değil, dışarıdan izliyormuş gibi görünüyor.

Ben buraya "diri bir ceset"i yakıştıramadım, çünkü gözümün önüne ölüden hallice, zombi tipli biri geldi ama adam oldukça sağlıklı görünüyor.

Burası da biraz yabancı geldi bana. “Tadı damağında olmak” beğenilen şeyler için kullanılır, yani sanki kadın korkmak istiyor ve bundan zevk alıyormuş anlamını vermiş.

Bence “gözlerini gözlerime çevirdi” daha güzel olurdu, çünkü yalnızca gözbebeklerine bakarken gözlerinin tamamını görmeme ihtimali yok. Ya da daha keskin bir anlam vermek istersen “gözlerini gözlerimin içine dikti” gibi bir cümle olabilirdi.

Hikaye ser verip sır vermeyen gidişatı ve benim için şok olan sonuyla oldukça başarılıydı. Sıradan bir hikayeden özgün bir suç öyküsüne dönüştü. Tebrik ederim.

Yalnız belirtmek istediğim bir şey var. Ben hikâyelerde kadınların kadınlığına vurgu yapılmasından hoşlanmıyorum. Aslında cinsellik okumaktan da hoşlanmıyorum (muhafazakar değilim, yalnızca okumak ilgimi çekmiyor :sweat_smile: ) ama o başka bir mevzu. Gerek emzirme betimlemeleri, gerek kadının aşırı derecedeki acizliği, gerekse ilk andan hissedip bastıramadığı cinsel dürtüleriyle kafamda oldukça itici, güçsüz bir karakter oluştu. Sonunda bir cinayet işlemesi, buna gücünün yetmesi de açıkçası bu görüntüyü pek silemedi kafamdan.

Böyle durumlarda feminist damarım tutuyor :sweat_smile: Tabi başkası, mesela sen, tam tersini savunabilirsin. Kadınları kadınsı özelliklerine vurgu yaparak tanımlamanın doğru olduğunu düşünebilirsin. Hatta bu konuyu uzun uzun tartışa da biliriz.

Şimdi diyeceksin ki “Sen de bu seçkideki öykünde eski sevgilisinden dayak yiyen bir kızı anlattın.” Evet, ama -açık oldu mu bilmiyorum- ben tam da kendi fikrimi savunan bir mesaj verdim: Sağır olan kadını aciz gören, bir kadını döverek elini kolunu sallaya sallaya hayatına devam edebileceğini sanan bir adamı polislere yakalattım. Küçük gördüğü bir kadının onun başına neler açabileceğini gösterdim. (Çok başarılı olduğumu iddia etmiyorum, yalnızca fikirlerimle tutarlı olmaya çalıştığımı söylüyorum)

Benim bakış açım böyle olduğundan güçsüz kadın karakter okumaktan, kadının cinselliğine vurgu yapılmasından pek hoşlanmıyorum. Öykünün bu yanı bana hitap etmedi.

Ama sonuç itibariyle ters köşeyi oldukça başarılı yapan, güzel bir gizem hikâyesiydi. Eline sağlık :slight_smile:

1 Beğeni

Çok teşekkür ederim çok incesiniz :blush: Aslında daha aktif olmak istiyorum ama ne yazık ki beceremiyorum bir türlü. Umarım yakında tekrar görüşmek üzere.

Ve elbette eğer okuma fırsatınız olursa mutlaka düşüncelerinizi öğrenmek isterim. Sevgiler :sunny:

2 Beğeni

Merhaba @pcd :blush:
Teşekkür ederim hem belirttiğin güzel detaylar hem de cümlelerdeki nitelikli analizlerin için. Hepsini dikkate alacağım.
Ama bir noktaya takıldım. Kadını bir meta olarak kullansam, güzel bir vücuttan, seksi tavırlardan bahsetsem sana hak verebilirdim. Ama dürtüsel ve insani olan detaylar bence olmalı. Hayata dair her şey, öykülerin içinde yer almalı. Mesela göğüs değil, meme denmeli. Toplumun kalıbına giydirilmemeli. Bir erkek hormonlarından bahsedilebiliyorsa, kadınınkinden de bahsedilmeli ve bir erkek sevişme sahnesi yazıyorsa bir kadın da yazabilmeli🍀
Erkek dünyasını biraz daha analiz edebildiğim zaman, tam zıttını da yazacağım. Burada kadın vücuduna dair hiçbir detay vermeden, dürtülerini kullandım. Kadının kadınsı özelliklerini betimlediğimi bile sanmıyorum. Ve inan bana, feminizm damarı kuvvetli bir toplumsal cinsiyet eşitliği destekçisiyim. Senin için fazla gelen yerler olmasını anlayabiliyorum. Bana dozunda geldi esasen.
Elbette bir gün daha detaylı konuşmayı da isterim.
Yeniden teşekkür ederim. İşaretlediğin bölümlere yeniden göz atacağım😘

2 Beğeni

sevgili Gaye ;
tek kelimeyle harika olan bu öykünü okurken bir kadın olarak boğazım düğümlendi, finalde ki ters köşeyle bir mühlet suratımda aaaa ifadesi ile kaldığımı da belirtmek isterim.
feminist olduğunu idea eden bir kadın olarak, bir kadının sadece annelikten ibaret olmadığını onun da yaşamda bir erkekle sevişmeye ihtiyacı olduğunu hiç çekinmeden öykülerinde anlattığın için ve çoğu insanın meme deme fobisi varken kullanılması gerek her yerde meme diyebildiğin için kendi adıma ayrıca teşekkür ederim
öykülerinin devamını heyecanla bekliyor çokça öpüyorum sevgiyle kal

3 Beğeni

insanı; okurken iç dünyasında bir noktadaya götürüp, saklılarını anımsattıran bir öykü…
Final ile ağzımın açık kaldığı, şaşırmak işte tam budur dediğim güzel öykünüz için size çok ama çok teşekkür ederim Gaye hanım…

1 Beğeni

Merhabalar Gaye,

Öyküyü iyi işlediğini düşünüyorum. Nasıl biteceğini özellikle merak etmiştim. Şaşırtıcı bir son olmasaydı, yüksek ihtimalle vurucu bir etki bırakmayacaktı.

Öyküyü iki kez okudum, kadının psikolojisine dair daha fazla şey sezebilmek için. Adamı görür görmez çirkin gülümsemesine rağmen yakışıklı bulması, kendisini kadın gibi görmemesinden yakınması gibi şeyler dikkatimi çekmişti ilk okuduğumda da. Bebeğini yakmakla tehdit eden bir adam hakkında kadının böyle düşünmesi şaşırtıcıydı ama garip bir ruh hali içinde olduğu az biraz belli oldu, bu şekilde. Çok uzattım sanırım. Kısaca, başarılı bir öykü olmuş.
Kalemine ve düş gücüne sağlık
:smiley:

2 Beğeni

Şenay💕
Çok teşekkür ederim arkadaşım yorumun için.
Kadın, her şeyini kendi yapabilir, ekmeğini pişirebilir, ekinini toplayıp, bebeğini tek başına büyütebilir. Sadece, duygusal anlamda doyum ister. Amacım biraz bunu vurgulamak, duygusal zedelenmelerin kadın üzerindeki etkilerini biraz gösterebilmekti.
Beni oldukça iyi tanıdığını düşünüyorum. Var ol, sevgilerimle🍀

Zeynep💕 Çok teşekkür ediyorum. Her zamanki o güzel desteğin ve yorumun için. Sevgiyle🍀

Merhaba @Kitsune :blush:
Öyküyü bu ay bir türlü yazamadım. Çünkü final istediğim kıvamda değildi. Bu ayı es geçecekken, final kafamda böyle şekillendi. Yoksa bence oldukça sıradandı. :blush:
Kadınla ilgili tanımlamalarında kesinlikle doğru. Duygusal açlığın yarattığı histerik bir durum sözkonusu. Elbette ki normal sayılmaz.
Okuduğun, eleştirdiğin için çok teşekkürler.
Sevgilerimle🍀

1 Beğeni

Selam,
Öncelikle belirtmeliyim ki öykünün temposu, ruhsal çağrışımları, dengesi hepsi çok yerindeydi. Kesinlikle “olmuş” bir öyküydü.
Olay örgüsü de çok iyi yerleştirilmiş ve çok iyi sonlandırılmıştı. İki karakter de çok sıradışıydı, gördük ki Lidya daha da sıradışıymış. İlginç bir şekilde de hem erkekleri çekiyor hem de itiyor belki gizlediği sıradışılığı yüzünden. Yani anlatmakta zorlanıyorum, şunu demek istiyorum; okuyucu için seyyah finale kadar daha marjinal bir tipleme iken sanki seyyah için veya ilk koca için Lidya daha gizil bir iticiliğe sahip.
Herşeyin sonunda psikolojik çözülmenin kuvvetle anlatıldığı demeyeyim ama sezdirildiği bir metin olmuş. Belki biraz sebeplerden ari bir rahatsızlık edicilik amaçlanmış.
Belki bir kadın için daha açık bir öykü bu bir erkek açısından daha kapalı kalabiliyor da olabilir.
Ama tüm bu söylediklerim metni övmek için. Eserin derinliği ve düşündürücülüne dair bşarılar olarak değerlendiriyorum bunları.
Elinize sağlık.

2 Beğeni

Merhabalar @MuratBarisSari
Ne iyi geldi yorumunuz🍀 Çok iyi analizlerde bulunduğunuzu ve okuduğunuz öykülerin ana fikirlerini başarıyla çıkarttığınızı düşünüyorum. Sadece benimkiler için değil, tüm Seçki öyküleri için söylüyorum bunu.
Güzel sözleriniz için teşekkür ediyorum. Bilerek kondurduğum ‘rahatsız edicilik’ leri bile, amacıyla sezmeniz şahane.
Görüşürüz sonraki Seçki’de.
İlhamla kalın✌️

2 Beğeni

Merhaba Gaye! :raised_hand_with_fingers_splayed:
Son günlerde burada sizlerin yazdığı öyküleri okumaya çalışıyorum. Ve dün okuduğum öykülerin yanında bugün seninkini de okumamla rıhtımda harika cevherler olduğunu keşfetmiş bulunmaktayım.
Gerçekten çok başarılı bir öyküydü. Baştan sona büyük bir merakla, kesintisiz okudum. Karakterlerin ve öykün klişeden uzaktı. İtiraf etmem gerekirse okurken içime karabasan çöktüğü kısımlar oldu,“Nereye gidiyor bu hikaye, sonda bizi ne bekliyor?” diye sorup durdum. Ama sen giriş-gelişme-sonucu çok iyi bağlamışsın. Sırıtan hiçbir yer yoktu ve şaşırtıcı sonunda tatmin tebessümünü yüzüme kondurdum…:slight_smile: Hissettirmek istediklerini okuyucuya profesyonelce hissettirdiğin bir öykü kaleme almışsın.
Başka öykülerde görüşmek üzere, kalemine sağlık! :innocent:

1 Beğeni

Merhaba @realta :blush:
Cevher diye nitelendirdiğin kişilerden biri olmak ne güzel :two_hearts:
Çok teşekkür ediyorum değerli sözlerin için. Çok kıymetli, çok mutlu edici.
O afakan basmaları olmasın diye pek uzatmayayım dedim ama yine de önüne geçememişim demek😊
Sevgilerimle, görüşmek üzere🙌

1 Beğeni

Çiğ süt elif şafak siyah süt kopyası olmuş tabi kopyanında başarı taşıyor olması gerek anlatımdaki çiğlik belki isme yansımıştır bu öyküyü başarılı bulanlar bunu yazan kadar edebiyattan anlamayan kişiler olarak gördüm. Tesadüf eseri dolaşırken rastladım ve edebiyatın öykülerin bunlar için emek verenlerin senaryolaşmış yazımları umarım görmüyorlardır.

Okurken anladığım bu kadar kutsal gelen bir annelik iç güdüsü hiç bu kadar yatak odası havasına bürünmemiştir siyah süt kitabını okumanı tavsiye ederim belki ordaki ince sızıntı gibi içimize giren betimlemeyi anlayabilirsin yazımlarda tren vagonunu sıra sıra geziyormuşum gibi hissettim motomott

Tesekkür ederim :woman_shrugging:

3 Beğeni