Çöpçü

Selam Müge,

Öncelikle Mavi Ay’ı ben de çok severdim. Tabi ister istemez bir simülakr simülasyon durumu oluyor. Böyle gelecekte geçen batı tarzı bir parçada beynimiz, bilinçaltıyla da olsa gördüğümüz eserleri simüle ediyor. O açıdan evet özellikle Mavi Ay’ı düşünmedim ama bu tarz bir ilişkide Dempsey ve McPeace, Remington Steele ve Mavi Ay gibi çekişmeli sevgilere gitmiş kafam.

Bilim kurguyu anlamak konusunda; yani şimdi bilimkurgu bence de zor tanımlanan bir şey zaten bin türlü de çeşidi var. O açıdan insanı kaygılandırması, sınıflandırmasının zorluğu konusunda sana katılıyorum. Bunu zorlanmadan anlamana sevindim. Aslında bu zaten arka planı gelecek olan bir aşk hikayesiydi insanlık kadar eski bir şey. Dolayısıyla işte bir sınıflandırma zorluğu daha! Nedir bilim kurgu? Doğrusu ben de tanımlayamıyorum.

Diyaloglardan hareketle aslında ben burada bir deneme yaptım ve 1.şahıs anlatıcının düşünce dünyasına girdim. Aslında anlatıcı birine bir şey anlatmıyordu. Bu paradoksu yaşıyorum bazen. Hadi 3.şahıs anlatıcı iyi kötü bir şey anlatabilir birine de şimdiki zamanda bir 1.şahıs anlatıcı deli midir de ne yaşadığını tek tek anlatır? Kime anlatır?

Sürtük konusunda; Hayır, bunu düşünmedim. Temelde eşim ve ailemden bildiğim bir şey var ki kadınlar kadınlar hakkında daha rahat konuşabiliyorlar. Biz kadına bayan derken kibarlık yaptığımızı sanıp kadınları rahatsız edebiliyoruz. O açıdan Suzan güçlü bir karakter gösterip bunu ancak kadınlar yapabilir diyerek bir çizgi çekiyor. Daha ziyade çekiciliğini arttırmak için yaptım bunu. Suzan’ı ete kemiğe bürümek için.

Öykümü okuyup bir de yorum yaptığın için çok teşekkür ederim.
Gelecek seçkilerde görüşmek dileğiyle…

1 Beğeni