Dijital Duygu

@ulu.kasvet Merhaba, öncelikle öykümü okuduğunuz ve eleştirilerinizi paylaşma inceliğini gösterdiğiniz çok teşekkür ederim. Yanlış anlamak ne kelime, aksine çok mutlu bile oldum eleştrilerinize :slight_smile: Fikirlerinizin üzerinden sırayla geçersek.

Olayların Türkiye’de Türk karakterler arasında geçmesiyle ilgili olarak, aslında emin olun yerli eserler de okuyorum. Lakin iş böyle bilimkurgu, korku ya da doğaüstü öykülere geldiği zaman nedense Türk karakterlerle yan yana koyamıyorum kafamda.Dediğiniz gibi bu alanlardaki eserlerin genelde yabancı kaynaklı olmasından dolayı böyle bir algım oluşmuş olabilir. Gene de gelecek öykülerimde bu fikrinizi kesinlikle gözden geçireceğim.

Betimlemelere gelince, genelde kısa öykülerimde pek betimleme kullanmam aslında. Hatta eşim de bana hep kızar (öykülerimi önce o okur, kendisi de sıkı bir okuyucudur) “Senin karakterlerini kafamda canlandıramıyorum ben” diye. Hatta inanın bu kadar betimleme kullandığım da ilk öyküm buydu, o da size denk gelmiş :smiley: Zira ben de sizin gibi bu tarz öykülerde betimlemeleri kısa tutma taraftarıyımdır normalde. Bu öyküde Frank’in kompleksini ve Veronica’nın tarifsiz güzelliği vurgulayabilmek adına betimlemeleri uzatmıştım ama sanırım biraz ayarı kaçırmışım. Dikkat edeceğim bu konuya da.

Öykünün akıcılığını ve özellikle son cümleyi beğenmenize de çok sevindim (ki en vurucu olmasını istediğim kısım oydu), çok teşekkür ederim yorum ve eleştirileriniz için. İleri de aynı şekilde görüşlerinizi paylaşırsanız çok sevinirim.

1 Beğeni