Dışarıda Sahipsiz Bir Balon Var

Öykü Seçkisi'nde okumak için: Dışarıda Sahipsiz Bir Balon Var – Aylık Öykü Seçkisi

image

Evlerimize çekilmiştik. Tam olarak ne olduğunu hiç kimse hiçbir zaman anlamadı. Salgınla ilgili yapılan mizahın ve bu mizah karşısında atılan geniş ağızlı kahkahaların ardından daha ciddi günler gelmişti. Sonra kimse yaşananları mizah malzemesine dönüştürmedi. Çünkü yapılan mizahın mabedi olan sosyal medyalara erişim engellenmişti. İnternet ağı kopmuştu. Durum vahimdi. Televizyon yayınları ilk önce günün ışıklı saatlerine… (DEVAMI…)

Tam karantina günlerine dair iç hesaplaşmalarınızı ve öğüttüğünüz zihnininizi yansıtan bir öykü olmuş. :slight_smile:

Birkaç yerde virgül ve diğer noktalama işaretlerini kullanımda eksiklik ve hatalar var. Bunlar haricinde ufak başka hataları da sıralayayım.

Kulakları bozuk olma durumu yoktur dilimizde. “Duymayan kulakları” veyahut “sağır olduğundan olsa gerek” gibi bir kalıp kullanımınız doğru olacaktır.

Burada evde olduğunuz ve yapacak daha iyi bir işinizin olmadığını tekrarlıyorsunuz. İyi edebiyat, tasarruf gerektirir. Sözü, ya söyleyecek bir şeyi olmayanlar ya da siyasiler uzatır. :slight_smile: Eğer öyküye bir katkısı olmayacaksa aynı şeyleri tekrarlamaktan kaçının. Yeniden bu durumu vurgulamak mı istiyorsunuz? O halde farklı bir detay vererek metni zenginleştirebilirsiniz. Sadece örnek verme amaçlı yazıyorum.

“… bahsetmek isterdim. Çünkü hiçbir şey yapmamaktan artan vakitlerimde etraftakilere daha çok odaklanıyorum.” Burada, hem “hiçbir şey yapmamayı” kinayeli bir kurnazlıkla metne yerleştirmiş oluyoruz, hem de evdeki herhangi bir şeyle ilgilenmediğimizi vurguluyoruz.

Cümlelere bağlaçla başlamak hatadır. Ya önceki cümle ile birlikte alın ya da fakat kullanmaksızın başlayın. Tasarruf önerimi yinleyeceğim. Birinci cümlede “evlerimize çekildikten sonra” diye belirtmenizin ardından ikinci cümleye de aynı kalıpla başlamışsınız.

Bu kadar çok şeyi, daha önce hiç görmeyip sonrasında sadece bir iki saniyelik gördüğümüz birinin gözlerinden okuyamayız. Kendi düşüncenizmiş gibi yansıtırsanız veya komşunun yerine seslendirirseniz daha iyi olur. Yine alelade bir örnek veriyorum. “Herhalde konuşacak olsa; hayatında ilk defa… söylerdi. Bütün bunlar sadece bir tahmin de olabilirdi. Dahası, onun ağırbaşlı cesaretiyle kıyaslanamayacak olan korkum yüzünden bütün bu söylemleri, ona yakıştırıyor da olabilirdim, bilmiyorum.”

:)) Bir yineleme daha. Bir üst cümlede söylemiştiniz halbuki. Okurlarınızın zeki yaratıklar olduğunu mutlaka aklınızda tutun.

Birinci tekil anlatımlarda sıkça yapılan hataların başında, kestirmeden yapılan ve kesinlik içeren çıkarımlar yer alır. Bunu yapmamaya çalışın. Radyosuz kalan birini hemen öldürmeniz, elinizdeki ipuçlarından varabileceğinizden fazlasıdır.

Öyküde net bir önerme olmayışı, öyküyü okurken, zihnimizi derli toplu tutmamızı zorlaştırıyor. Aklınızdaki fikirlerin kötü olduğunu düşünmüyorum. Bence yeterince renk var elinizde. Daha çok okuma, yazma pratiği ve gelişime ihtiyacınız var sadece. Elinize sağlık.

1 Beğeni

Okuması kolay, güzel bir iç hesaplaşma olmuş. Sadece barizin üzerine yürünmesi konusu işlenirken biraz daha mı detaylandırılmalı idi diye düşündüm.
Bir süreç düşündüğümüzde birebir sizinki ile aynı adımları izleriz, bizi içine alacak biraz daha detay öyküyü çok çok daha iyi yapabilirdi.
Ufak tefek hatalar ile ilgili yukarıda çok güzel bir yorum olduğundan ben o kısımlara girmiyorum. Elinize sağlık…

1 Beğeni

Öykümü okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Eksikliğini çektiğim en önemli unsur eleştiri oluyor. Bu kadar detaylı bir şekilde eleştirdiğiniz için de teşekkür ederim. Yazdıklarınızı dikkate alacağıma emin olabilirsiniz. İyi günler dilerim :slight_smile:

1 Beğeni

İlk defa beni dışlamak ve taşlamak istemeyen bir yaza-

Şakası bir yana eleştiri almak her zaman iyidir. Haksız bile olsalar size bir şey katabilir.

1 Beğeni

Merhaba
Yaşadığımız günleri özetleyen bir öykü olmuş. Büyük şehirlerin kronik hastalığınida resmetmissiniz öyküde. Yabancı değil kapı komsunu seladan öğrenen insanlar var artık bu kaotik şehirlerde. Acı ama gerçek…

Blok-alıntı

Beni dünyaya bağlayacak tek iletişim aracı olarak radyo kalmıştı. Kullanılmayan eşyalar odasının kim bilir hangi ücra köşesinde pille ve frekansı yakalayacak doğru açıyla çalışan radyoyu aramak için hiç çaba göstermedim. Yüzüne bakmadığım, hiç kullanmadığım bir eşyayı dara düşünce kullanmak iki yüzlülük gibi geldi. Oysa kullanmadığımız eşyaları evin sevilmeyen odasında istiflemek bile ikiyüzlülüktü. Evrenin bir köşesinde bir gün bizimle ilgili bir belgesel yaparlarsa bizden, “Çoğunlukla zararsız istifçiler,” diye bahsedecekler]

Ben burayi da çok sevdim. Bir gerçeği daha hatırlatmış bize.

Finalde ise derin bir yalnızlık var perdelerin indirilip sahipsiz bir balonla karsilasilmasi içinden çıkılmaz bir yalnızlığında çok sağlam vurmuş finale.

Tebrikler, Kaleminize saglik

1 Beğeni

Bence oldukça başarılı bir girişe sahip öykünüz. Aynı cümle hem sosyal mesajlar veriyor hem de öykünüz akışına devam ediyor. Ayrıca öykünüz gayet akıcı. Ama okurun kafasında beliren soru işaretlerini geç vermeseydiniz daha iyi olabilirdi. Mesela dışarı çıkmadan nasıl yemeklerini karşılayabiliyorlar diye düşündüm ve bunun cevabı çok sonra geldi veya neden dışarı çıkmıyorların cevabı. Son olarak daha iyi bir final bekliyordum öykünüzden. Elinize sağlık
Esenlikler dilerim

1 Beğeni