Djemilia

Merhaba, öykünüzü okudum. Güzel yazılmış, başarılı bir öykü olduğunu düşünüyorum. Sadece birkaç noktada kurguda ve yazımda ufak sıkıntılar gördüm. İzninizle paylaşayım.

Bu tarz başlangıçları çok severim. Bir bakıma yazarın kendisini taahhüt altına aldığını kabul eder ve öykünün devamında, karakterin hayatının nasıl değiştiğini bana layıkıyla anlatmasını beklerim. Bu yüzden öykünüzü de böyle bir beklentiyle okumaya başladım.

Burada anlatmak istediğiniz ile ifadeler arasında karışıklık var. Lacivertten siyaha doğru bir değişim daha doğru olmaz mı?

Bu cümle, öncesi ve sonrası düşünüldüğünde, hatta öyküyü tekrar okuduktan sonra fark edileceği üzere öykünün tamamı açısından da havada kalıyor. Kızın nereden geldiği ve neden karaya vurduğuna dair bir giriş yapıyorsunuz ancak devamı gelmiyor. Kurgu açısından böyle bir girişe ihtiyaç yok. Çünkü öykünün devamında kızın kökeninden daha önce merak ettiğimiz olaylar gelişiyor.

Paragraf başlangıcı için çok zayıf bir cümle. Zamanın geçtiğini anlatmak için fazladan bir cümle kurmanıza gerek yok. Paragraftan, bu sonuca varmamızı sağlayabilirsiniz.

Kıza yönelik betimleme, annenin isteği ile sonlanıyor. Bu da karışıklığa sebep oluyor. Saçları okşamak isteyen, belli ki anne. Ancak cümle daha açık olabilir.

Şu cümledeki detay, ‘‘kızımız’’ kelimesinin tercihinin öykünün sonunda anlam kazanıyor olması çok başarılı bulduğum bir nokta oldu. Tebrik etmek istedim.

Paragraftan bağımsız bir bitiriş. Anlatımınız sırasında buna benzer ufak kopukluklar yaşadığınızı fark ettim. Belki bu konunun üzerinde durmalısınız.

Okurun aklına sorular düşüren bir kelime tercihi: Kız konuşmuyor mu, yoksa konuşamıyor mu? Devamında bu soruya dair bir cevap bulamıyoruz.

Öykünün ilk cümlesi olmaya aday bir anlatım var burada. Devamı da fantastik anlatılardan aşina olduğumuz şekilde, başlangıç paragrafı olmaya doğru hızla yol alıyor. Belki öykünüzü bölümler halinde düşündünüz, belki de yazarken araya zaman girdi. Ancak burada karşılaştığımız anlatım genel akış içerisinde biraz göze batıyor. Kötü değil elbette. Yine akıcı bir anlatım ama zaten bulunduğumuz köyle bir anda bu şekilde tanışıyor olmak okuru biraz afallatabilir.

Onukad’ın annesine dair yukarıda anlatılanlardan sonra böylesi bir davranışta bulunmasını nasıl yorumlamak gerektiğinden emin olamadım. Yukarıda kıza karşı sevecen davranırken bu hareket bana oldukça soğuk, taş kalpli birinin yapabileceği bir hareket geldi. Öyle olunca da karakterizasyon konusunda biraz daha düşündüm. Annenin bu hareketi, hazırlıksız yakalandığımız bir hareket. Ancak yazar mı bizi hazırlıksız yakalıyor, yoksa yazar da mı hazırlıksız yakalanıyor? İşte bundan emin olamadım.

Öykünün devamında, Onukad’ın tüccarın evine gittiği kısımda, kimi cümlelerin zamanlarında sıkıntılar var. Daha da uzatmamak için buraya alıntı yapmayacağım. Zaten okuduğunuzda fark edeceksiniz. Onları değiştirmek isteyebilirsiniz, okurken paragrafın ritminde aksaklığa sebep oluyorlar.

Devam edip bitireyim.

Bu, çok hoş bir gönderme. Keşke son cümle olsaydı ya da bu cümleden sonra ucu açık bir sona yönelseydiniz. Ne yazık ki öykünün sonunu pek beğenemedim. Klişe bir sona yönelmişsiniz. Öykünün sonuna dair akla gelebilecek tercihlerin başında gelen bir son bu, Şaman ile Hiçkimse arasındaki konuşma başladığında benim de aklıma geldi. Ancak yukarıda alıntıladığım cümlenizden sonra böyle bir yolu tercih etmeyeceğinizi düşündüm. Tekrar o sona yönelmenize de şaşırdım. Güzel başlayıp kademe kademe artan bir öykü için öngörülebilir bir son olmuş ki öyküye biraz zarar veriyor. Yine de güzel bir öykü, birkaç ufak imla hatası dışında üzerinde çalışılmış bir anlatım.

Tebrik ederim.