Dolunay

Sevgili @Osman_Eliuz

Bir süredir hikayelerin sistematik bir şekilde evriliyor. Karakterlerin bireysel dramları gittikçe kurgudan uzaklaşıp birer gerçeklik haline dönüşürken, aynı zamanda hikayelerin geçtiği çevre yani hikayedeki toplum da kendi içinde dramadan nasibini alıyor. Bireysel ve toplumsal dramalar birbiri ile etkileşime girerken, aynı zamanda karakterlerin aldığı her karar, attıkları her adım hikayenin akışına çok güzel oturuyor. Biraz sıkışmışlık hissi, gerilim, çaresizlik ile harmanlanan duygusal duruma bir de karakteri vuran sarsıcı olay eklendiğinde işte Osman Eliuz hikayelerindeki o zirve nokta bir süprizle tamamlanıyor.

Öykülerinin akışına katkı sağlamıyor gibi görünen ve “dekor mu” diye düşündüren karakterlerin aslında nasıl birer temel öğe haline geldiğini okumak hep çok keyifli. Karakterleri daha gerçek kılmak için onları bireysel bunalımların içinde kaybetmeden hala görünür kılmayı başarman da karakterlerine birer olgunluk katıyor. Bununla beraber, senin hikayelerindeki bı değişim ve evrimleşmeyi ilk fark ettiğimde – ki sende öyle olduğunu daha önce yazmıştın – gerçekçiliği nasıl yorumlayacağını merak etmiştim.

Düşünceye dayanan bir edebiyat anlayışına mı evrilecektin, mevcut Anadolu kültürünün gerçekçiliğini mi yoksa Cumhuriyet Türkiye’sinin mesaj içerikli gerçekçiliği mi yoksa doğruculuk akımını izleyip gerçekliğini bunun üzerine mi kurgulayacaktın. Ve bunların hiçbirisini seçmediğini görüyor ve açıkçası çok da mutlu oluyorum çünkü kimi zaman gerçekçilik bir didaktik yazıma hızla kayabilen bir tarz iken sen hala hikaye anlatmaya, yazar bakış açını korurken okuyucuyu şaşırtan süprizlerine daha çok sahip çıkıyorsun. Aslında bu sayede kendinin de daha çok suretlerini yaratıp her birine ayrı hikayeler yazdırabiliyormuşsun gibi geliyor ve bu büyük zenginlik olarak metin üzerinde görülebiliyor.

Seni tekrar okumak büyük bir mutluluk

Eline ve düş gücüne sağlık

Sevgiler

Dipsiz.

2 Beğeni