Dolunay

Osman merhaba,
Secki’nin yeni öykülerinin ruhuna girmeye, sayılı günler, belki de saatler kala, senin bu ay yazdığını fark ettim ve oldukça sevindim. Sen Secki’nin en sağlam, en oturmuş, en okunası kalemlerinden birisin diyerek genel ovgulerimi sıralıyor ve oykunu yorumlamaya geçiyorum😊
Çok fazla rahatsız edici bölüm vardı benim adima. Eşek, kedi, Huseyin’in Ayşe ile ilgili planları. Ruhum daralarak okudum bu bölümleri. Bu gerekli hissiyatı okuyucuya verdiğin için elbette. Tebrik ediyorum.
Cümlelerin, karakterlerini konustururken kullandığın ağız, akışın ve hikayenin genelinde yayılan o sisi, finalde dağıtısın başarılı.
Hasan’dan başta hoslanmadim. Ayşe ile ilgili fikirleri en başta çok da Huseyin’inkilerden farklı değildi. Ama sonrasında daha vicdanli bir hale büründü. Bu da yaşadıklarının onda yarattığı evrim. Bunu güzel islemissin.
Mehmet’e ne olduğunu esasen merak ettim. Onceki hikayelerinde bahsettiğin; ancak benim kaçırdığım bir karakter hissi verdi bana. Çünkü yarım kalmışlık ya da bu öyküde tamamlanmışlık var. Muhtemelen bir şeyleri kaçırdım.
Tek eleştirim var. Öykünün ruhuna, cümle yapılarına hiç yakışmayan “fiziki formlar” tanimlaman. Bu öykünün içinde çok yabancı kalmış gibi.
Seçki seni özlemesin. Daha sık yaz.
Kalemin hep böyle güzel öyküler fisildasin satırlara. Daim ol. Görüşmek uzere✌

1 Beğeni