Dolunay

Merhaba

Bazı öyküler hızla akıp gider, bazılarını akıtmazsınız ki gitmesin bitmesin tükenmesin. Sonra tekrar okursunuz; ne kaçırdım, nereye bakmadım, görmediğim yer kaldı mı, girmediğim kuytu, açmadığım örtü. Yazarın size katman katman, yavaşça yazmadıklarıyla gösterdiklerini arasınız. İşte o yazılmayanı bulmak yazılanlar arasında, bence öyküyü devleştirenlerden biri odur. Adalet duygusunu sorgulatan, hak dağıtıcılığı ile ölümü karşı karşıya getiren ve aslında bir nevi karakterlerin tanrı rolünü üstlendiği kocaman bir öykü olmuş. Öykünün başlangıcındaki soğuk kelepçelerle ben kendimi doğruladım diyebilirim.

Öykünüz, üzerine konuşulacak, sıkı bir inceleme yapılacak kadar değerli.

Elinize yüreğinize sağlık.

Küçük bir not: Bazı geceler yatağı annesini yatırdıkları kuru çukura, böceklerden başka hiçbir şeyin olduğu o karanlık mezara dönüşürdü burası özellikle mi böyle yoksa el sürçmesi mi?

1 Beğeni