Dört Yüz

Merhaba Müge,

Sana çok mahcubum aslında. Ancak gerçekten öyküyü, ertesi günü çalıştığım ve seçkinin son gönderim tarihinden sonraki bir gecenin sabaha karşı 05.30’unda gönderdim. O derece uzak kalmak durumundaydım seçkiye geçen ay. Bu arada seçkiye de teşekkür ediyorum ki gecikmeye rağmen öyküyü yayınladılar.

Eleştirilerine gelince; sanırım temadan kaynaklandı. Piramit dizaynı kolossal bir dizayndı. Yazdığım gibi ilahi ya da hümanist veya her ikisi de ancak sonuç olarak her şeyiyle bir görkem ve güç figürü… Bende de piramit bazında büyük bir ideali anlatma şeklinde tezahür etti bu figür. Elimden geldiğince çok konuya değinmeye çalıştım. İlk öykümde bir ilişkiye, sonra politika ve kimliğe, oradan sanata ve zanaata en sonunda da ideallere -her ne kadar distopik sonuçları olsa da…- Yani açıkçası öykünün en güvendiğim kısmı Antonio San’t Elia ve Umberto Boccioli’nin italyanca söyledikleri eserlerinin isimleri idi. Böylece türkçe anlatılan bir öyküde italyanca konuşurken yaşadıkları yabancılaşma dolayısıyla bir kurgunun parçası olduklarına dair bir kabus hissettirecektim. Ancak… Son dört beş aydır benim word programımla sitenin sistemi arasındaki bir uyumsuzluktan sanıyorum bir kelime birleştirme/ayırma sorunu yaşıyorum. Sonuçta kimse sanırım “formeunichedellacontinuitanellospazio” nin ne olduğunu anlamadığı için olay etkisini kaybetti :confused:

Ve beni yazmayı bilmiyor durumuna düşüren bu hata, çok canımı sıkmaya başladı…

T-F-A-İ’nin öyküsü aslında biraz kara mizah. Ben piramitten de bahsetmeyecektim; dizayn, form vs. ile bir anma yapacaktım sadece. O zaman bu T-F-A-İ de belki bir bulmaca olacaktı -kolay bir bulmaca- ama uyanıklığımın yirmi ikinci saatinde ancak bu kadar toplandı :slight_smile:

Beni tekrar okuduğuna sevindiğine çok sevindim. Bu vesileyle de iki konuya değinmek istiyorum ki birine zaten değindim. Yoğunluk dolayısıyla sadece yazarak değil okuyarak ve yorumlayarak da seçkiye fayda sağlayamamak beni de burdu. Ama buradan hareketle ikinci konu daha ilginç ve seçki için iyiyse de sanki benim için biraz hüzünlü; seçkide jenerasyon değişiyor. İsimler değişiyor ve çoğalıyor ve bu yeni arkadaşlar kendi networklerini kuruyorlar. Ben de 2017 Aralık’ında ilk yazdığımda var olan bazı isimleri daha sonra artık göremez olmuştum. Bu bir noktadan sonra sanırım benim de başıma gelecek. Hem doğal olan bu olduğu için hem de sosyalleşme konusunda artık eski imkan/zaman sahip olmadığım için.

Gelecek seçkilerde görüşmek dileğiyle… -umarım-

2 Beğeni