El Fatiha

İşte. İşte bu: Boksör eldivenlerinin içlerine paslı çiviler doldurmuş, en direkt sağ sol direk bir öykü. Uzunluğuyla ilgili hiçbir şikayetim yok, bu tip metinler ne kadar kısaysa vuruculuğu o kadar yüksek oluyor.

Beğendim. Şahsen anlık bir katarsis anında hemencecik bitirilmiş. bir eser gibi geldi. Taşan bir öfkenin eseri. Gönderdiğiniz ilk öyküye göre gayet iyi, aramıza hoş geldiniz. Kaleminize sağlık.

1 Beğeni

Merhabalar;

Öncelikle hoş geldiniz diyorum. Ben öyküyü özellikle kullanılan dil ve üslup açısından beğendiğimi belirtmek isterim. İçeriği cesur buldum ancak zenginliği hususunda Arokan a katılıyorum.

Emeğinize sağlık. Görüşmek üzere bol selamlar…

1 Beğeni

Merhaba @Vector,

Kick box’la ilgilenen biri olduğum için, benzetmeniz gayet keyifli ve isabetli oldu yüreğimde :slight_smile:

Benim yazma olayım, profesyonelce saat ayırıp, konu belirleyip olmuyor. Genel olarak hep katarsisli :slight_smile:

Yorumlarınız için çok teşekkürler, aceleye getirmediğim farklı öykülerimde de görüşürüz umarım.

Sevgiler

1 Beğeni

Selamlar @ebuka,

Yorumunuz için çok teşekkür ederim, “cesur” tabiri özellikle hoşuma gitti. Ben de belli meslek dallarından ötürü veya Kürtçe cümlem için veto yer mi acaba diye bekledim şahsen. Ama belli platformlarla kısıtlı da olsa, hala gayet özgürmüşüz demek ki :slight_smile:

Zenginleştirilmesi gerektiği ve kısa olduğu aslında benim de içime sinmiyen noktalardı, haklısınız. Tekrar teşekkür ediyorum tüm yorumlarınız için.

Sevgiler

1 Beğeni

Keşke “Yazar Hakkında” kısmında kickboks yaptığınızdan bahsetseydiniz. Şahsen cümlelerimi çok daha dikkatli seçer, öykünüze methiyeler dizerdim.

Neşeyle kalın :blush::blush::blush:

1 Beğeni

:joy:
O kısmın boş geçmesi de öykünün zar zor yetişmesinden dolayı maalesef. En iyi Aras bilir, çilingirin boynuna sarılmak istediği anları ben de yaşadım zira :grinning:

Yorumlarınızda boksörlük göstermek gerektirecek bir şey yoktu bu arada, heyecanla bekliyorum her türlü eleştiriyi, özellikle farkında olmadıklarımı duymak hoşuma gider hatta.

Gülümsettiniz, teşekkürler @Arokan :slight_smile:

1 Beğeni

Merhaba @Sercesahin

Hoşgeldiniz Seçki’ye. Elinize sağlık.

Ben metninizin ne söylemek istiyorsanız, dallandırıp budaklandırmadan onu söylediğini düşünüyorum. Bana göre kısa değildi, aksettirdiğiniz olaylar ve yaşam kesitleri yeterince vurucu olduğundan seçtiğiniz cümlelerin sadeliği bence olması gerektiği gibiydi. İşlediğiniz konular bilinmedik konular değil elbette ben metninizin akışını sevdim. Gerçekten keyif aldım bu sitem dolu öyküden.

“İlk yaralanışlarımmış” biraz sorunlu gibi duruyor, tekrar bakmak istersiniz belki.

Yukarıda bir yerde “Benim yazma olayım, profesyonelce saat ayırıp, konu belirleyip olmuyor. Genel olarak hep katarsisli” demişsiniz. Ne demek istediğinizi merak ettim :slight_smile:

1 Beğeni

Beni kendi silahımla vurdunuz. Teslim oluyorum. Ne mutlu bana ki gülümsemenizin müsebbibi olmuşum :slight_smile:

1 Beğeni

Merhaba @Muge_Kocak,

Hoş buldum, açıkçası ilk öyküm için böyle bir karşılama da beklemiyordum, hem kendimi yalnız hissetmedim (ki yalnızlığı severim genelde) hem de herkesin birbirini tanıyor olduğu hissine kapıldım. Bu da biraz aile ortamı yarattı. Ben de Seçki’ye emeği geçenlere bu vesileyle teşekkür etmiş olayım. :slight_smile:

Bu sözcük benim de tekrar baktığımda, değiştirsem mi kalsa mı ikilemini yaşadıklarımdan biri, bazen kulağımı tırmalayan gözüme hoş görünüyor, kendi duyu organlarım çelişince çözümü hareketsizlikte buluyorum. :slight_smile: ama sonraki öykülerim için rahatsız olduğum yerleri değiştirmeyi deneyeceğim ben de.

Freud’çu analizdeki duygusal orgazmlar gibi, ben de duygu fırtınasına girmeden yazamam genelde. Önüme bir konu, bir kağıt ve kalem verildiğinde hemen o hislere erişemiyorum, bazı olayların beni tetiklemesi gerekiyor. Bu yüzden de planlı, programlı bir yazar değilim. Sizde nasıl oluyor, paylaşırsanız ben de sevinirim :smiling_face:

Öykümü beğenmenize çok sevindim, yorumunuz çok kıymetli.

Teşekkür ederim, sevgiyle kalın…

Oysa ki sabah, şiddetin her türlüsüne karşıydık. Bir gün nelere kadir bazen :slight_smile:

Önüme bir konu, bir kağıt ve kalem verildiğinde hemen o hislere erişemiyorum, bazı olayların beni tetiklemesi gerekiyor. Bu yüzden de planlı, programlı bir yazar değilim.

Ben de böyle anladım ama yine de size sormak istedim. Bunda yanlış ya da eleştirilecek bir yan yok. Ama bence eğer yazmayı düşünüyorsanız ciddi olarak, yani yazar olmayı düşünüyorsanız, planlı ve programlı olmak bu işin kuralı en azından benim bildiğim, okuduğum ve inandığım böyle.

Sizde Seçki’de bunu yapmaya başlamışsınız gerçi, bir tema için yazmak da biraz plan gerektiriyor belki.

Sevgiler

2 Beğeni

Tüm yazarların yazmaya nasıl hazırlandıklarına dair bir kaç makale okudum. Kimi klasik müzik dinleyerek günaşırı, kimi sadece geceleri, kimi sabahları kendini hazır hissediyor şeklindeydi. Umarım ben de bana uygun olanını bulurum bir an önce. Şimdi uçan daireyle ilgili duygusal bir tetiklenme (katarsis) bekliyorum mesela, bu belirsizlik de beni mahvediyor… Yine de yazıp yazmayacağımın sürpriz olması hayatımın esprilerindendir belki de, kalıplara girmemeliyiz. @ulu.kasvet öyküsündeki Houston’ı anımsadım bir an. :slight_smile:

Tavsiyeleriniz için çok teşekkürler @Muge_Kocak, umarım ilerde daha farklı platformlarda karşılaşır, bu yorumlarımızı keyifle anıyor oluruz.

Saygılar :pray:t2:

2 Beğeni

Her şeyi nasıl da unutur hale getiriyorlar değil mi? Kötü ölümlerin sıradanlaşması gibi. Bir gülüyor bir ağlıyoruz. Ayarlarımızla oynadılar :slight_smile:

1 Beğeni

İçimizdeki umuttandır o da :pray:t2: Bknz. Sabahki yorumlarımız :slight_smile:
:raising_hand_woman:t2:

Öyle diyelim. Umutlu günlere :raising_hand_man:t4:

1 Beğeni

@Sercesahin

Metal bineklerde geçen bir hayat. Belki de böyle düşünmemizin nedeni kendimize en çok zamanı yollarda ayırabilmemizdir. Hayatı, hayattan alınan kesitlerle çok güzel özetlemişsiniz. Vurucu, hüzünlü, sert gerçekçi.

Memleketin gündemi fazla yer etmiş hepimizde, bu ay hep benzer alt metinler görüyorum. Yalnız bir eleştiri yapacak olursam bu metinde siyasi göndermelerin yeri olmadığını söylerdim. İlla olacaksa da çok daha “ince” olmalıydı. Sonuçta sanatçının olayı budur değil mi? Okuyan “Yahu bu şimdi bizi övdü mü bize sövdü mü?” demeli bence. Kaleminize sağlık.

1 Beğeni

@ulu.kasvet merhaba,

Motosiklet Günlüğü, Pi’nin Yaşamı, Ye, Dua et, Sev gibi yollarda geçen, yolculuk, macera ve zaman bileşenleriyle süregelen bir hikayeyi aktaran eserlere ilgi duymuşumdur hep. Bu şekilde bir bebeğin direksiyonda hayata başlaması fikri de biraz öyle doğdu. Ayrıca belirttiğiniz gibi aracın camından dışarıya bakarak hayaller kurmak, kendimizle geçireceğimiz en kaliteli zamana orada ulaşmak çağımızın getirisi(!) galiba.
Metal binek araçlarla başlayıp, suntalam dört kolluda manual vitese geçmek de hepimizin kaçınılmaz sonu diyerek öykü yorumunuza geçeceğim. :grin:

Aslında amacım siyasi mesaj vermekten öte, kahramanın yaşadığı dönemin gerçeklerinden dem vurmaktı. Bu da kalemimin yolunu, kronolojik bütünsellik içinde siyasi bir noktalamaya doğru götürdü. Eminim bunda sizin de belirttiğiniz gibi, milletçe yaşadığımız tüm anormalliklerin de etkisi büyük. Ancak edebi eserlerde siyasi mesaj inceden verilir yorumunuza “bugün için” katılmadığımı belirtmek isterim. O incelik ve zarafetin belli adreslerde karşılık bulacağına dair inancım şu an maalesef yok. Burada da sizin rumuzunuzdaki gibi kasvetli bir ruh halim var sanıyorum.

Tüm yorumlarınız için çok teşekkür ediyorum, değerli zamanınızı ayırıp benim kahramanın aracına bindiğiniz için de ayrıca teşekkürler :slight_smile:

Sevgiler…

1 Beğeni

Merhaba,

Geçen ay bana yazdığınız yorum seçkideki ilk yorumunuzmuş. Bu da seçkideki ilk öykünüz. Ben de bu ayki okumalarıma bugün başlayabildim ve sizin öykünüzü okudum.

Öncelikle hoş geldiniz.

Öykünün yazılış şekli hoşuma gitti. Kara mizahtan, trajediye; boşvermişlikten, diklenmeye güzel bir sentez okudum ve sevdim.

Kadın sorunu ve siyaset sorunu anlaşılıyor. Ama anne işin içine girince olay salt bir insan sorununa dönüşüyor. Yalnız merak ettiğim bir şey var.

Bu kahraman huzur ve mutluluğa ulaşacağına dair bir umuda veya bunun için bir plana sahip miydi? Başarsaydı mutlu olabilecek miydi?

Özellikle belirteyim, ortada sorun yok kahraman zaten anarşist demiyorum. Ama anneyle olan ilişki ve sevgilinin kahraman nazarında değerli sayılmasının sebepleri bana kahramanın kendisine dair bu soruyu sordurtuyor.

Aslında sadece merak ettim. Yoksa soru gibi de algılamamak lazım.

Elinize sağlık.

1 Beğeni

Merhaba @MuratBarisSari,

Hoş buldum, ilkleri güzel analiz etmişsiniz. Ben farkında değildim açıkçası. :slight_smile: Sizin bu ayki öykünüzü de okudum, yorumu ayrıca bırakacağım. Hatta itiraf etmeliyim, önce belli yazarların öyküleriyle başlıyorum Seçki’de okumaya, Müge Hanım, Kasvet Ulu ve siz gibi :slight_smile: Ne ortak noktamız var derseniz, bilemiyorum aslında. :slight_smile:

Sorunuza gelince; aslında kahraman sadece doğuyor, büyüyor ve yaşıyor. Öyle siyasetle, anarşistlikle filan da işi pek yok. Hepsi ilişkide olduğu rol modellerin, kahramanın kişisel alanına ektikleri aslında. Yol boyu tek yaptığı sadece doğmak ve ölmek arasındaki doğrusallıkta gitmek. Karakterin karakteri yok yani oturamamış aslında, aracına binenlerin mızrakları şaşırtmış ve doğrultamamış belini. :smiley: Ben yazarken sadece böyle düşünmüştüm. Okuyucuya nasıl geçtiğini duymak çok keyifli. Umarım sorunuzu anlayabilmiş ve yardımcı olabilmişimdir.

Sevgiler,

Sizin öykünüzde görüşmek üzere :slight_smile:

1 Beğeni

Tüm yorumlarınız için de ayrıca teşekkür etmeyi atlamışım bu arada :slight_smile:

1 Beğeni