Esaretin Nedeni

Merhaba yeniden :sunny:
Okuyup bir şeyler söylediğin için teşekkür ederim.

Eleştirindeki birkaç noktaya değinmek istiyorum.
Öyküde karakterlerin bazılarına, özellikle belirtmek istediklerime cinsiyet atfetmiştim. Buradaki amacım, bazı karakterlerin gerek yaptığı şeyler ve gerek hissettiği şeyler bakımından cinsiyet kalıplarını sarsmasıydı (Ve, birkaç başka şey daha…). Şef de bunlardan birisi. Şef aslında bir kadın. Bahsettiğin ‘’kalıbından utan’’ sekansını bu bağlamda okunması için eklemiştim. Tüm devrimci ruhu, kendinden eminliği, rasyonelliği ve güçlü kişiliğiyle bugün erkeklere addedilen pek çok ‘’aslında sadece insana ait olan’’ niteliğe sahipti. Amacım cinsiyet vurgusunu öykülerde manasız kılmaktı. Bu ‘’manasız kılma’’ durumunu bozmamak için de onun kadın olduğu bahsini sadece bir defa, başlarda geçirdim. Vurgulamaktan çekindim. Sanırım bu yüzden de denediğim şey amacına ulaşamadı. Not ettim bunu :slight_smile:

Diyaloglar konusunda herkesin çalışması gerekiyor. Türkiye de ‘’doğal anlatı’’yı bir yeraltı edebiyatçıları bir de taşra öykücüleri yazabiliyor. Gene de bu öyküde bahsettiğin seviyede bir yetkinsizlik barındırdığımı düşünmemiştim. Karakterler zaten ‘’okumuş etmiş ve bazı argoların ötesine geçmiş, birlikte yaşamayı zorla da olsa öğrenmiş’’ tiplerdi. Kurdukları cümleler bu yüzden bana yeterli gelmişti.
Bu konuyu da not ettim. Seçkide ‘’yıllar önce’’ mekaniği gereği sadece diyaloglardan oluşan bir öykü yazmıştım bu yönümü geliştirmek için. Belki gene benzer bir şey yapıp nerelere sıçrayabileceğimi öğrenmeye çalışırım.

Eleştirinin altında alıntıladığın kısımlar beni biraz düşündürdü. O bahisleri özellikle o şekilde yapmıştım. Amacım karakterin ne kadar plancı ve topluluğa hitap etmeyi, onları yönlendirmeyi bilen bir lider olduğunu göstermekti. Karakter susuyor susuyor ve konu tam onun dilediği noktaya geldiğinde, daha öteye geçip başka mesele ve sonuçlarla ilgilenmeden önce onları yönlendiriyor… Bir çobann güdüşü gibi… Zaten öykünün neredeyse başka hiçbir yerinde bahsettiğin ‘’yazar açıklamaları’’ yok. Bahsettiğin o açıklamaların öykülerde işlevsiz olması beni de rahatsız eder açıkçası ama burada bir amaçla öyle yaptım. Eh, işe yaramamış belli ki.
Gene de belirtme ihtiyacı hissediyorum. Gerek bölümlerin hangi zaman aralığında geçtiğinin doğrudan verilmemesi, gerek diyaloglarda çok da şart olmadığı sürece kimin kounştuğunun söylenmemesi gibi tekniklerle bahsettiğin ‘’okuyucunun da öyküye katılarak çıkarım yapması’’ durumunu sağladığımı düşünmüştüm. Daha önceki öykülerimde bu tarz şeyleri çok fazla kullandığım için okuyanlar öykülerimi pek anlamadığından yakınırdı. Yönlendirilmek istemişlerdi. Ya da, ben ‘’çaktırmadan yönlendirmek’’i beceremiyorum. Burada anlaşılması kolay olsun diye biraz azalttım ama…
Bu konu üzerinde de çalışacağım.

Değerli yorumunu paylaştığın için teşekkürler :slight_smile: