Güneş Bir Mızrak Boyu Daha Yükseldikten Sonra

Sevgili Aycan,

Kayıp Rıhtım ailesini kendine yakın bulduğunu 2018’de yazdığın ilk öyküden anlayabiliyorum ve son öykü/denemene kadar ki yolculuğunu da konsolide bir şekilde gözlemleme imkanım oldu (Evet, geriye dönük büyün öykülerini okudum).

Öykü Seçkisini bu kadar çok sevmem ve rıhtımın kuruluşundan beri buralarda olma nedenim aslında sen ve senin gibi yazarlar. Yazama isteği insanın içinde doğmaya başladığı anda, eli kalem tutan kişi bunu nasıl yapacağını bilemez. hatta ilk anda nasıl yazması gerektiği hakında da bir fikri yoktur. Çünkü yazmak çok kişisel bir eylemdir ve bir kitabı olmadığından kişinin kendi kendisini eğitmesi gerekir. Bu yüzden de “yalnız” bir yolculuktur. Bu yolculukta düşer, kalkar ve uzun bir süre çalışıp didindikten sonra ortaya çıkan ürün belki seni tatmin eder.

Bu yüzden yazmak bir yolculuktur. Yazar her zaman kendi iradesinin sahibi olmalıdır. Kimin beğendiği ya da beğenmediğinin hiç bir önemi yoktur çünkü Yazar bunu iç güdüsel bir “ihtiyaçla” yapar. Yani yazmak bizim gibiler için su içmek gibidir. Su içtiğimiz içinde tebrik edilmek ya da eleştirilmek su içme ihtiyacımız üzerinde hiç bir etkisi olmamalıdır ya da bunu beklememeliyiz.

Yine yazmak bir yolculuk olduğundan tüm yazarlar aynı yol üzerinde biraz ileride biraz geridedir ama hepsi yol arkadaşıdır.

Bu aforizma şuraya çıkar:Kimse okumayacak olsa bile YAZ! Böylece gelişirsin, yol arkadaşların olarak hep buradayız.

Mutşu bir yeni yıl dilerim
Eline ve düş gücüne sağlık
Sevgiler
Dipsiz