Hatırat

Sevgili @zencefilos

İfadelerin zenginliği için özel bir çaba harcandığını görüyorum. Yazarlık bana her zaman biraz heykeltraşlık gibi gelmiştir. Biçimsiz bir kütükten, bir avuç kilden ya da bir devasa bir kaya parçasının içindeki en ideal potansiyeli bulup çıkarmak için onun orada olduğunu bilen biri gerekir. Aynısı cümleler içinde geçerlidir. Bir cümleyi sanat eserine çevirmek de içindeki potansiyeli görmekle başlar. Bu yüzden gösterdiğin özene çok saygı duyuyorum. Bu yüzden aşağıdakileri seninle paylaşmak isterim

Her bir cümle kendi içinde mantık testine tabi tutulmalı. Örneğin aşağıdaki cümle: “varlığı iddia ediliyorsa” bu iddia edilenin genel geçer anlayışa göre “yok” olduğu anlamına geldiğinden “eser miktarda” bile olsa tesir etmesi pek mümkün değildir. Bu biz bir yol ayrımına getiriyor. Vicdan bu paragraf ve hikayenin geri kalanı için çok önemli bir öğe.
“Gerisi her zaman varlığı iddia edilen lakin hep eser miktarda tesir eden vicdanın derdiydi.”

Bu cümle öyle güzel bir potansiyel barındırıyor ki; onu şöyle okumayı tercih edebilirim:
““Gerisi her zaman insanın içinde ruhu kadar büyük olduğu iddia edilen lakin hep eser miktarda tesir eden vicdanın derdiydi.”

Eline ve düşgücüne sağlık
Sevgiler
Dipsiz