Hurdacı

Okan selam,

Öncelikle genel bir yorumla başlayayım. Çok açık bir gerçek var ki; sen net bir yazı karakterine sahipsin. Bu bence önemli bir şey. Çünkü kararlı bir stil sonrasında mükemmelleşmeyi de beraberinde getiriyor.

Öyküye döneyim; beni çocukluğuma götüren detaylar vardı. Eskici, ayıcı, kalaycı gibi… Yani bunlar yoktu da bana bunları hatırlattı. Mahallede geçmesi, mahalle kültürüne dair detayları ile ayrıca hoştu.

Yaşadığımız süreci hem toplumdan hem de medyadan görüşümüz de ayrıca güzeldi. Küçük detay ve dokundurmalarla hayatımızdaki virüse dair ana başlıklara çok güzel değinmişsin.

Hurdacının güzel türkçesinin sona yansıması gibi küçük dokunuşlar, virüsün akla etki ettiğine dair toplu zihniyet değiştirme alegorisi vs. hepsi hoştu ama bunlarda beni en çok etkileyen çok küçük nüanslarla bunları anlatmandı.

Bu arada Venüs’teydi sanırım bir şey olunca yaşayan ölüler ortaya çıkıyorsa virüs de gelir… Ters mi dönüyormuş o?

Hasılı; güldüren, hüzünlendiren ama yer yer de acımayan kara mizahla son derece gerçek bir durumu gerçek insanlar üzerinden vermişsin. Tebrik ederim.

Eleştirilecek yanı var mı? Esasen pek yok. Belki o tv’den izleme sahnesi ritmi biraz bozuyor olabilir -çamaşır suyuna yatırma esprisine çok güldüm yine de-. Yine eleştiri değil ama tartışma olarak o mahalle kültürü -iyi ya da kötü demiyorum- hala yaşıyor mu bilmiyorum. Son bir şey aam eleştiri değil acaba dediğim bir konu, çok detay vardı ve çok hoşlardı ama belki biraz fazla yüklenmiş de olabilir mi? Ama bu üç başlıktan da emin değilim hepsi mükemmelleşme yolunda; hımmm deyip senin değerlendireceğin şeyler yoksa hem çok büyük keyifle okudum hem de ben sadece bir okurum sonuçta. Özellikle faydam olsun diye yazıyorum bunları özetle, beni rahatsız ettikleri için değil.

Ellerine kalemine sağlık Okan
Tekrar görüşmek dileğiyle…

1 Beğeni