Kara Cadı Bataklığı

Öykü Seçkisi'nde okumak için: https://oykuseckisi.com/kara-cadi-batakligi/

image

Köyün yeni taşındığı yer ile eski yeri arasında kocaman bir deniz vardı. Güçlü akıntıların olduğu, rüzgârların zaman zaman sert estiği koca bir boğaz. Yaşlı kadın ileri yaşına rağmen bu tehlikeleri göze almıştı. Dağın öfkesini kusmasının ardından tam bir ay geçmişti. Köy halkı birkaç defa oraya eşyalarını almaya gitmişti ama gidenler o kadar çok korkmuş olarak… (DEVAMI…)

2 Beğeni

Merhaba,

Bazı cümlelerde virgül eksikliğinden doğan anlam karmaşası var ve okuru aynı cümleyi tekrar okumaya mecbur bırakıyor. En bariz örneği, aşağıdaki cümle:

Bu cümle ise, ağdalı ifadeler olmadan da etkileyici betimlemeler yapılabileceğinin güzel bir örneği.

Okunaklı bir dili olan, güzel bir öyküydü. Elinize sağlık.

Teşekkür ederim. Ne kadar dikkat etsem de noktalama işaretleri konusunda sıkıntılar yaşıyorum.

Sevgili @azizhayri

Anlatımını güçlendiren çok güzel cümleler görüyorum. Bu cümleler ister devrik ister hiyerarşik sırasında olsun, dikkatli bir göz tarafından kurgulandıkları belli. Yaşlı Kadın’ın hikayesini çok güzel yazmışsın. Ben okurken bir ara kadın gerçekte kimi seçmeli diye düşündüm. Bu arada kalmışlığı okuyucuya vermek ve onu da çaresiz bırakmak - aydınlık karanlık savaşında - ve doğru olanı seçme baskısını çok güzel vermişsin.

Her zamanki gibi çok güzel bir şekilde coğrafyayaı vermişsin. Karakter inşası da başarılıydı. Küçük alanda yaptığın dokunuşlarla hikayeye nefes aldırmış ve genişletmişsin.
Çok keyif aldım okurken.

Naçizane Notlarım:

Ne zamandır yazmak istiyordum, bu öykün güzel bir örnek oldu. İki hikayen öncesinde yazdığın aşağıdaki hikayede sana bir yorum yapmıştım.

Yorumumda : "Bazen hikayeni de bir coğrafyayı tasvir eder gibi yazıyorsun. Biliyorsun “hikaye anlatılır, coğrafya tasvir edilir” senin durumunda ise şöyle dersem umarım daha açık olur “hikayeni tasvir ediyorsun.” demiştim.

Şimdi iki hikayeni ne anlatmak istediğimi ifade edebileyim diye karşılaştırmak isterim. Önceki hikayendeki “Burası hem kasap hem de bir mezbahaydı…” ile başlayan paragrafta hikayeyi anlatmaktan ziyade aklındaki anı - durumu tasvir ediyorsun. O paragrafta iğrenme - tiksinme - insan yemiş olmanın ruhsal ağırlığı gibi insanı en şoke ederek şidddetli duygusal yükseliş yaşayacağı, söyleyip geçmiştin. Sanki dereler şuradan akar, deniz böyle mavidir, insan yiyen karakter iğrenir gibi.

Bu arada, yukarıda yazdıklarım ve karşılaştırma öyle ufak nüassal farklar ki belki ben çok kafa yormuş olabilirim. Çünkü diğer hikayelerini de bildiğimden aklımda bir Aziz Hayri hikayeleri hissiyatı var. Onlarla bağdaştıramadığımdan belki.

Oysa burada daha ilk paragraftan Yaşlı Kadın’ın yol macerasını anında okuyucuya kabul ettirebildin.

Not: Patlama 1 ay önce demiştin ama ayrıca şunları da yazmışsın:

Bu yüzden hikayenin zamanlamasına ufak bir kalibrasyon yapmak isteyebilirsin belki.

Eline ve düş gücüne sağlık
Sevgiler
Dipsiz