Kızıl Kar

merhaba,
forum sistemine adapte olamadığım için uzun süredir öyküleri okuyamamıştım. geri döndüm ve ilk sizin öykünüzü okudum. kalemlerinize sağlık, gayet güzel bir öykü ortaya çıkarmışsınız. sanırım yazım dilinizin benzerliğinden iki ayrı kalemden çıkmış bir öykü gibi değil de tek yazarın öyküsüymüş gibi okudum satırları.
temayı güzel kullanmışsınız. betimlemeler çok başarılı, dil şiirseldi ki zaten öyküde şiire de yer vermişsiniz dua formunda. öykünün ne anlattığından ziyade nasıl anlatıldığı -dil faktörü- öne çıkmış öyküde. atmosferi bu denli başarılı verdiğiniz için kızılderili temasını pek sevmesem de öyküye uyum sağladım ve öykünün içine girdim. öyküde alıntı yapmak istediğim pek çok yer var ama birini yazayım:
“Kelimeler avurtlarımı yaran bıçak, tükürüp atmaya çabaladığım uzuvları kancalı bir yaratık; direniyorlar, ağzımı parçalıyorlar. Dudaklarımdan dökülüp manaya erişebilen her cümle ise şamanın benzini solduruyor. Acıyla bükülen dudakları, yaşaran gözleri, gerilen derisi… Kambur sırtı kahrından daha da bükülüyor.”
çok güzel betimlemeler…
ezcümle; okuduğuma değdi.

3 Beğeni