Labirent

Okurken çok eğlendim, şaşırdım, soyutluğun somut formlara girebilişine bayıldım ve heyecanlandım. Seçkiye hoş geldiniz! Böylesi bir zihinden çıkacak yeni öyküleri okumak için sabırsızlanıyorum. Öncelikle kelime seçimlerinizi sevdim. Yunmuş yıkanmış kelime grubunu ve kekremsi kelimesini uzun zamandır duymamışım sanırım. Yeniden duymak iyi geldi. Hayyam dörtlükleri üzerinden kurulan bir bilim kurgu metni, konuşan pul pul balıkların (Kim bilir belki de balık denilen ama okuyanın istediği formda hayal edebileceği başka bir varlık) metnin ortasında Hayyam şiiri okuyup mesajlar vermesini çok sevdim. Savaş kavramının üzerinde artık daha fazla düşünmeyen ve savaşın her şeyin üzerinde ırk, din, dil değil de kazanan ve kaybeden mücadelesi olduğunu net ve yormayan bir dille anlatışınız, beki de yıllarca savaşıp neden savaştığından haberi olmayan askerlerin, yani görünmez umutların peşinde koşanların hastalığını düş kırıklığı diye isimlendirmeniz ince detaylardı. Deniz kızını herkesin kendi umudu olarak görmesini ise bugünümüze benzettim. Herkesin umudu ayrı ayrı formlarda algıladığını düşünürüz fakat belki de hepimizin umudu üst akıl tarafından aynı şeye mi bağlandı? Belki de hepimiz Hayyam’ın o emin olmadığı ve kimsenin görmediği dünyanın büyüsüne bağlı yaşıyoruz. Umarım pembe hap almak gibi durumlar bize uzak olur. Öykü için de öykünün yaptırdığı sorgulama ve beyin fırtınası için de ayrıca teşekkür ediyorum. Kaleminiz, ilhamınız daim olsun.

1 Beğeni