Nereden Bakarsan

Yukarıdaki yorumlarda evet biraz aşırıya kaçmış olabilirim. Bu yüzden kusura bakmayın. Cinsiyetçi değil de kadın aşağılanması diyerek düzelteyim. Çünkü ben okurken bunları hissettim ve hislerimi yazmam gerektiğini düşündüm. Yoksa sizin bu konuları gerçek anlamda propaganda yapmak istediğinizi düşünmüyorum. Yanlış anlaşılmak istemem.

1 Beğeni

Ben hayvan gibi yerine gerçekçi dediğime göre nasıl ortamlar görmüş, geçirmişim bir düşün artık. :laughing:

Sistemin bug’ını yakaladığına göre, biz de bundan sonra teknik anlamda da eleştirmekten kaçınmayız. :sweat_smile:

Bence yazmak istediğin şeyi yapmış ana sahnenin etrafını güzel detaylarla süslemişsin.

Deniz ve Cenk’ten de benim maalesef umudum yok. Bi on sekiz yıl sonrası bence daha fazla yıpranmaya müsait. Rıfat’ın Youtube’dan izlediği videolar yerine Cenk’in önüne direkt alternatifler klonlanabilir fln mesela. Bu teknoloji çok fena. :see_no_evil:

Bu arada devamını da yazarsın belki, neden olmasın. :wink:

Sevgiler, umarım görüşürüz. Zaman ve mekan elverirse…

1 Beğeni

Hiç sıkıntı yok ya ne demek…

Motivasyonlarımı anlattığımda siz anladınız zaten.
Sorun yok sorun yok…

Görüşmek dileğiyle…

1 Beğeni

Evet, muhabbet bazen güvenilir karşı cins/kankalara da açılır. Bununla birlikte yine de inan bir filtre oluyor o koşulda bile…

Teşekkürler tekrar.

Teknoloji gerçekten ilişkiler için bela olmaya başladı. Daha da olacak.
Aslında bu seçkiye bir gece yakışır diye düşünüyorum ben de bazen. Artık seçki otoriteleri duysun bunu :laughing:

1 Beğeni

Hahahah, zamanı gelmiştir. Eyyy admin die konuya girebiliriz. :upside_down_face:

Sevgiler,

Sena

1 Beğeni

Merhaba @MuratBarisSari,

Metinler de insanlara benzer biraz. Bazen yanlış anlaşılabilirler. Ya da varlıkları göz ardı edilmek istenir gerçek olsalar bile.

Bu öyküde öyle bir derdiniz olmasa bile içerik vitrine oturmuş.
Öyküye nereden baksam bilmiyorum. Biraz erkek familyası yerin dibine sokulmus sanki. Uckurundan başka derdi olmayan pis yaratıklar:)

Ben sevdim öyküyü, elinize sağlık. Gorusmek üzere bol selamlar…

1 Beğeni

Merhaba Ebuzer,

Yok ya artık yanlış anlama işi bitti diye düşünüyorum. :sweat_smile:

Olur mu hiç?.. Eşimizle ağlıyor, sevdiğimiz kızın gözlerinin içine bakarak onu sevdiğimizi en saydam en gizemsiz halimizle söylüyoruz. Daha ne yapalım? Yüzünde kıllar olan canlılar için bence fena değildik bu öyküde. :wink:

Beğenmene çok sevindim.Senin yorumların çok değerli.
Bu arada inanmayabilirsin ama senin öykünü okuyorum şu anda.
Görüşmek dileğiyle…

1 Beğeni

Merhaba @MuratBarisSari
Başarılı bir ilişki evrimi anlatımı olmuş bu. Aynı yolları yürüdüğüm için, Deniz ve Eda’yı tek kadın olarak düşünebiliyorum. Her ilişki böyle başlıyor ve bir diğerine taşınıyor maalesef.
Karakter konuşmalarında beni rahatsız eden bir şey olmadı. Daha önce de söylediğim gibi, yazar mastürbasyon demeli ama karakter dilediği tanımlamayı yapabilmeli.
Bu öykü tam anlamı ile bir erkek yazar öyküsü ama. Buna değinmeden geçemeyeceğim. Aşkın nahifliği hiç yok. Bence ilk kavuşma anı, karşı tarafa keyif verir şekilde olmamalı bir aşk anlatımında. Direkt olarak kavuşmalılar :slight_smile: En azından ben bunu yazar, böyle düşlerdim. Umarım anlatabilmişimdir.
Temayı kullanma şeklini ben kenetlenmek, mühürlenmek olarak yorumluyorum. Çünkü kavuşmak da bu değil midir? Seçimlerimiz hayat hikayemizin mühürleri değil midir?
Teşekkür ederim bu güzel ve keyifli vakit için.
Daim ol. Sevgiyle :slight_smile:

1 Beğeni

Merhaba Gaye,

Öyküyü bu saatte okuyup yorumladığın için ayrıca teşekkür ederim. Deniz ve Eda gerçekten de bir kadın. Ama şurasını vurgulamak isterim -ya da öyküde daha iyi vurgulamalıydım- ilişki evrilmiş olabilir ama duygular aynı aslında. En azından erkeklerde kesin konuşabilirim.

Erkek öyküsü olmuş olabilir bunu kabul ediyorum. Açıkçası bundan kaçınmak çok zor. En azından benim için.

Keyif :thinking: Yani aslında ilk kavuşma anını çölde su içmek veya sudan çıkıp nefes alma olarak tanımlayarak veya boşalma anını hayat enerjisini aktarmak olarak betimleyerek kavuşmayı/mührü keyiften bağımsız ele almaya, daha doğrusu seksi aşkın direkt yansıması olarak tasvir etmeye çalıştım ama bilemiyorum. Yapamadım demek ki…

Aynen mühür kavuşmaktı. Ve bunun ifade edilmesiydi.

Asıl ben teşekkür ederim.
Sen de daim ol :pray: :pray:
İlk seçkide görüşmek dileğiyle…

1 Beğeni

@MuratBarisSari,

Üzücü bir öyküydü.
Bekarları evlilikten soğutacağı kesin.
Bu duyguları yaşatabilmesi onu etkili bir öykü de yapıyor aynı zamanda sanırım.

1 Beğeni

Selam Haluk,

Beğendiğini ifade ettiğin kısımlar için teşekkür ederim.
Onun dışında çok da üzülme, mühür hala güçlü… Kurum tehlikede olabilir ama duygular da ölmüş değil.

1 Beğeni

Merhaba Murat.
Evli-bekar kadın-erkek ilişkileri üzerine yazılmış, gözlem ve deneyim destekli çok güzel bir öykü armağan etmişsin bize. Yüreğine sağlık.
Öykünün başlığı gayet yönlendirici.
Bir kaç konuya kendimce değinmek isterim:
Öncelikle burada “mühür” kelimesini kullanmayarak kural dışı davrandığın savunulabilir ve buna saygı duyarım. Edebi olarak ise yazarın mühürü soyut olarak zihinlerimize bırakmasını alkışlarım. Madem hepimiz edebiyata gönül vermişiz, hizmet etmek de ona yönelik olmuş bu öykünde. Tebrik ederim seni. Sanat için soyunmak da böyle bir şey sanırım. Göze alabilmek… Çıplak olmayı göze almışsın sen.

Son olarak, bir yazarın yarattığı karakterleri üzerinden yazara yönelik yapılan eleştirileri doğru bulmuyorum. Aklımda gizli bir tacizcinin ve frikik avcısının bir günlük gözlemlerini aktarabileceğim bir öykü yazma fikri var. Bunu virüs konusuna da uyarlayabilirim. Sırf bu yüzden benim de içten içe bir sapkın ya da tacizci olduğumu düşünenler olacaksa inanın umurumda olmayacak. Çıplak olacağım ve elimde hiç bir silah olmayacak :slight_smile:

Şahsi görüşlerimdir. Kimseyi hedef almadım.
Çıplak, aciz bir edebiyat düşkünüyüm. Sevgiler hepinize…

2 Beğeni

Merhaba Okan.

Öncelikle beğenmene çok sevindim. Deneyimle daha bir anlamlı oluyor öykü katılıyorum.
Mührü kullanmadım okuyucuya bıraktım farkettiğin gibi. Sana anlatmıştım sanırım bir Arzu Yanardağ öyküsü yazmıştım yanardağ teması ile ilgili de seçki kullanmamıştı. :sweat_smile: Yapıyorum böyle orjinallikler bazen.

Armağan, alkış :pray: :pray:

Aynen öyle isttediğin gibi yaz bence de. Önemli olan neden yazdığını bilmen gerisi önemsiz. bence tabi.

Son cümlen; :clap:
Görüşmek dileğiyle…

2 Beğeni

Yanardağ meselesini hatırladım. Güzel bir anıydı :slight_smile:
Orjinalsin, farklı şeyler deniyorsun. Doğanın değişkenliğinin paralelindesin. Devam et lütfen.
İyi bak kendine, sağlıklı günler.

2 Beğeni

Merhabalar;
Genel hatlarıyla beğendiğim bir öykü oldu. Okulun tembel ama popüler çocuğuyla inek kızının aşkı çoğu insan için bir klişe olabilir ama ben okurken çok keyif aldım. Hepimizin hayatından bir parça içeriyordur mutlaka. Çoğu yerin açık uçlu bırakıldığını düşünüyorum bazı bölümlerde çok rahatsız etmedi beni ancak 5 kelimeye gelene kadar. Kafamda cümleler kurup durdum ve bir süre o bölümde takılıp kaldım. Hikayenin geçmişinde semboller aradım ve kendimce bir son bulup içimi rahatlatıp okumaya devam ettim. :smile:

Bu kısımda duygu aktarımı çok iyi yapılmış. Bana masum geldi. Duygu patlamasının fiilleri geçersiz kıldığı cümle favorim.

Ben kadınlar üzerinden geliştirilmiş olan küfürlere ve aşağılama kalıplarına karşı normalde de tepkili olduğum için evet o bölümlerde diyaloğa giren karakterlerden nefret ettim.

Hatta bu hikayede bir karakter olsaydım tam da bu bölümdeki Fikret olurdum. :smile:

Ben kendi adıma daha çok detay görmek isterdim. Sanırım hepsi bu düşüncelerimin. Kalemine sağlık. Gelecek seçkide görüşmek dileğiyle…

1 Beğeni

Merhaba Kürşat,

Teşekkürler öncelikle. Beş kelime drama işte :smile: Umarım bulduğun son seni tatmin etmiştir.

Gerçekten yazarken ben de hissettim hayali karakterlerimin duygu patlamasını. Beğenmene sevindim.

Eh, ben de Fikret’i boşuna yazmadım :wink:

Belki temaya fazla odaklandım ve panoramayı gösterip dramatik bir finale kaydım detay vermektense. Roman olsa daha keyifle ve derin yazılabilirdi tabi.

Okuyup yorumladığın için tekrar teşekkür ederim.
Gelecek seçkilerde görüşmek dileğiyle…

1 Beğeni

affınıza sığınarak ben beğenmediğimi belirtmek istiyorum. yazılış tarzında ufak tefek sıkıntılar olsa da asıl beğenmeme sebebim hikayenin genel içeriği.

şimdi ben anlatımda +18 kullanılmasına karşı değilim ama çok daha yumuşak bir dille de anlatılabilir. konu aşk/cinsellik arasında gidip gelirken dilin de cinsel olması fazla ağır.

etrafımızda böyle insanlar yok mu? tabi ki var ama bu adamlar tüm çıplaklıkları ile bir hikayenin ana karakteri olmayı hak ediyor mu? bence hayır.

bilmiyorum tam olarak anlatabildim mi ama yorumum bu. emeğinize sağlık.

2 Beğeni

Merhaba Nuri Bey,

Est. ne affı?
Var evet yazimda biraz sıkıntı. Biraz benden biraz takvimden. Yorumlarda bahsetmişimdir.

+18 kısım konusunda; size karşı olsun diye değil ama bir fikir olarak söylüyorum sadece. Yani bu tür insanlar başrolde olabilirler diye düşünüyorum. Onları anlattım o kadar. Yoksa olması gereken bu demiyorum elbette. O açıdan hak etme konusunda aynı fikirde değiliz.

Zaman ayırıp okuduğunuz, yorumladığınız ve eleştirinizi bile son derece nazik bir şekilde ilettiğiniz için teşekkür ederim.
Saygılarımla…

2 Beğeni

Merhabalar,

Sanırım ‘‘Maalesef haklısın,’’ demeliyim. Okurken aklımdan sürekli bu geçti.

Gerçekti, öyle ki karşımda dişlerini gıcırtatan bir gerçeklik hissi vardı, rahatsız eden de buydu sanırım, gerçekler çoğu zaman böyle canımızı sıkıyor; insanı sanata iten de bu olmalı, Nedim’e gazeller yazdıran. Sen sanatta her yönüyle, tam anlamıyla gerçeği işlemeye kalkmışsın, nereden bakarsan öyle gibi, belki de ben bu şekilde yorumladım. Mükemmel mi? Değil, gerçekte de değil zaten, o açıdan metne de, geçen ve geçemeyen hislere de pek eleştiri getiremiyorum.

Cinsiyet’e, bunun getirdiklerine, en azından psikolojik yönden pek inanmam. Bir erkek bir kadından daha duygusal, bir kadın da bir erkekten daha öküz(?) olabilir. Bu öyküde eğer bir taraf yeriliyorsa benim gördüğüm erkek tarafı ezilmiş.

Okurken ve bitirdiğimde sanırım bir şeyleri kaçırdım diye düşündüm.

Nereden bakarsan bak başarılı bir öyküydü.

Ellerine sağlık.

2 Beğeni

Merhaba Osman,

Evet belki ve maalesef haklıyımdır. Ama işte yazdığım gibi nereden bakarsan?.. Bir film izlemiştim küçükken “Mary Joe/Sue Evleniyor” diye Kathleen Turner evleniyordu. Turner kocası Nicholas Cage’den boşanmıştı ve amerikalılarda liseden sonra reunionları oluyor ya. Kocasıyla karşılaşıyorlardı. Bir mucize oluyor Turne ve Cage liseye dönüyordu. O bu şu derken finalde kadın yine kocası ile evleniyordu. Ya da işte Ullyses’de Bloom ile karısının berbat bir ilişkisi vardır ve kadın da erkek de birbirini sürekli aldatırlar. Ama sonunda kitap kadının evlenme teklifini hatırlayıp “Evet” demesi ile biter.Bu açıdan bakınca çok da üzülmemek lazım diye düşünüyorum. Ve sanırım bu gerçekçi de olsa bir umut aşılıyor insana.

Yok canım yanından geçmez. :sweat_smile: Evet gerçekçi yazmaya çalıştım ama gerçekçi olsun diye de kusurlu kılmadım, belki doğal olarak kusurlu oldu belki ben kotaramadım.

Ben karakterlerin özgünlüğüne samimiyetle inansam da cinsiyetin işletim sistemimizde önemli rolü olduğuna inanıyorum. Ve evet özellikle Rıfat çok zor durumda…

Beğendiğini ifade ettiğin için ayrıca teşekkür ederim Osman. :pray: :pray:
Görüşmek dileğiyle…

2 Beğeni