Nötron Yıldızı

Merhaba Cem,

Bu güzel yorumun için teşekkür ederim. Ben de senden yorum almayı bekliyordum bir süredir. Yazmadığına göre beğenmemiş olsa gerek dedim içimden. Yorumunun geldiğini görünce sevindim. :slight_smile:

Soruların ve aklına takılanlarla ilgili cevaplarıma geçeyim izninle.

Öncelikle öykümü beğenmiş olmana sevindim. Kurgusu ve hikayesi ile öne çıkan diyaloglarla destekli bir öykü çıkartmaya çalıştım ortaya. Şöyle bir bakınca elde iki karakter ve boşlukta uçan bir mekikten başka bir şey yok aslında. Bundan ilgi çekici ve sürükleyici bir öykü yapmak kolay değil gerçekten. Gravity filminde Alfonso Cuarón’un kullandığı anlatım tekniklerini hatırlayıp ondan faydalanmaya çalıştım. Umarım başarılı olabilmişimdir.

Öykünün girişinin olması gerekenden uzun kalmış olduğunu anlıyorum yorumundan. Kendini tam anlatamayan bir giriş olmuş sanırım. Amacım sürekli artan bir merak ve gizem hissi ile ilerlemekti. Başlangıçtaki düşük tempo da biraz 0’dan başlamak içindi yani. Ufak ufak artışlar inişler çıkışlar ile okuyucuyu tek düzelikten çıkartmaktı istediğim.

GORA bağlantılarını fark eden birisi olduğuna çok sevindim. Doğrudan ona yapılan bir gönderme o kısım. Bir kaç satır daha vardı aslında ama öyküyü fazla sulandırdığı ve referansı fazla açık ettiği için çıkarttım. :slight_smile: Kendi küçük yazar eğlencemdi o bölüm, yakalandım. :slight_smile:

Diyaloglara değindiğin için teşekkür ederim. Son okumada diyaloglar gerçekçi ve tutarlı gelmişti gözüme. Özellikle tartışma bölümünün konuşma temposu içime sinmişti. Öyle bıraktım. Son dönemde diyaloglara önem vermeye ve gerçekçi tutmaya çalışıyorum. Öyküde önemli olduğunu düşünüyorum.

Kurgu konusu çok derin konu ya! :yum: Bir kere Mithat ve Baran’a ne olduğunu kesin olarak bilmiyoruz. Mesajı kimin gönderdiğini bilmiyoruz, gördükleri şehrin gerçek olup olmadığını bilmiyoruz… Şehirdekilerin kim olduğunu bilmiyoruz. İpuçlarını incelersek ise satır aralarında bazı şeyler yakalayabiliriz… (Buna en son sonda değineceğim.)

Şöyle açıklamaya çalışayım; Büyük Duvar, uzayda yalnız olup olmadığımız konusunda ortaya atılan Fermi Paradoksu’nun bilinmeyen verilerinden birisi olan The Great Filter’a bir gönderme. Bağlantı verdiğim makaleleri okuyarak bilimsel ve felsefik bilgiler içinde kaybolabilirsin. Bayağı keyiflidir okuması. :slight_smile:

Uygarlığın gelişim seviyesini tespit etmek için kullanılan bir terim The Great Filter. Onu geçen uygarlıkların önünün gelişime açık olduğu varsayılıyor. Yani öyküde mesajı gönderen uygarlığın The Great Filter’ı (Büyük Duvarı) geçmiş olduğunu anlıyoruz. Mithat ve Baran özelinde insanlığın da artık bu Büyük Duvarı geçmesinin fırsatını yakaladığını görüyoruz. Bu da bütün insanlık için çok çok önemli bir durum. :slight_smile:

Mesajı gönderenler insanlığın Büyük Duvarı geçmesi için kendilerini tamamiyle teslim etmeleri gerektiğini belirtiyorlar. Bu bir tuzak olabileceği gibi sözlerinde dürüst de olabilirler. Bunu bilemiyoruz. Biz karakterlerin seçtiği yolu takip ediyoruz. Mesajın içeriğini takip edip etmemek mürettebata kalan bir seçim. Nötron Yıldızı’ndan önceki mürettebatların buna ne cevap verdiklerini bu öykü çerçevesinde bilmiyoruz. Devamını yazarsam bilebiliriz çünkü öykünün sonunda Mithat ve Baran’ın ölmemiş olabileceklerini öğreniyoruz. Yani diğer mürettebatlar da ölmemiş olabilir. :slight_smile:

Mesajı kimin gönderdiği hususunda elimizdeki tek veri Büyük Duvarı geçmiş bir uygarlık olduklarını iddia etmeleri. Bunu çözmek için uzay-zaman kavramından hareket etmemiz gerekiyor. Mesajı gönderenler gelecekten gelen insanlar ve Büyük Duvar da uzay zaman çizgisinin bükülmesi olabilir pekala. Biz bugün Mars’a bakınca boş bir gezegen görüyoruz ama uzay zamanı büküp Mars’ın milyonlarca yıl sonrasına baksak gelişmiş bir uygarlık görebiliriz. Öyle değil mi? Belki de o uygarlık insanlığın ta kendisidir. Yani mesajı gönderenler, insanlar olabilir. Zaten gönderdikleri metin fazla insani değil mi? :slight_smile:

Öykünün sonunda bu tezi destekleyen bir kaç ipucu da var aslında, bir daha bakarsan:

Mars’ta bir yaşam vardı ve insanlık burnunun dibindeki bu gerçekten habersizdi.

Neden habersizdiler? Çünkü farklı zaman dilimindeydiler. :slight_smile:

Zaman denilen kontrolsüz güç, Mithat ve Baran için o an durdu.

Zaman referansı…

Çok uzattım. Öykünün bilimsel ve felsefik altyapısı hakkında bir giriş gibi oldu bu yorumum. Umarım fazla saçmalamamışımdır. :stuck_out_tongue:

İlerleyen seçkilerde görüşebilmek ümidiyle…

2 Beğeni