Öz'e Kavuşmak

Sevgili @bilimhatunu

Seçkideki ilk hikayen olduğunu görüyorum. Aramıza hoşgeldin.

Kendime sorarım bazen, beni bir öyküyü okumaya iten şey nedir? Örneğin; öykünün adı mı, ilk paragrafın vuruculuğu ya da okumaya devam etsem cümleler arasında kaybolacağım bir serüvenin ipucu mu? Gördüğün gibi okuyucunun hikayeyi okuma isteğini tetikleyen oldukça sınırlı sebep varken yazarın da eli kolu aynı sebeple bağlanıveriyor. Senin öykün için bu ismi oldu. Öykünün adı ve bu ayki seçkinin konusu birleşince nasıl bir hikaye yazıldığını görmek istedim.

İznin olursa bazı küçük hususları paylaşmak isterim: Hikayenin adı “Öz’e Kavuşmak”. Kahramanın “kendisini arayış” içinde olduğunu söyleyen bir ifade. İlk cümle ise yazarı bir yolcu olarak betimlerken"hikayede başka bir kahramanın da olduğunu" belirtiyor. Şunları düşündüm:
Kişisel bir kendini arayış-öze dönüş hşkayesinin tek kahramanı yazarın olması gerekli değil mi? Başka bir kahraman dikkat dağıtıcı olabilir. Yazarın ilk cümlede kendisinden yolcu olarak bahsetmesi yerinde bir ifade olmuş. Ancak, onu peşinde gölge gibi takip eden “Hancı” buradaki kavramsal kurguda başka bir şekilde yorumlanması doğru mu?Çünkü “Hancılık” yerleşiklik hissi veren bir kavramdır yani yolcuyu gölge gibi takip etmez. Ancak Yolcuyu kişisel serüveninin sonunda “bekleyebilir.”

Bunun dışında bir kadının hissettiği aşkla kendi gerçekliğinden çıkması/çıkmak zorunda kalması ancak bu sürecin tamamlanması ile kendini aramaya başlaması ve kendisinin en son kendisi olarak hatırladığı yere dönüşü derin bir kişisel tecrübenin varlığını düşündürdü.

Eline ve düş gücüne sağlık
Sevgiler
Dipsiz