Saat Altıda Piramit'te

Öykü Seçkisi'nde okumak için: https://oykuseckisi.com/saat-altida-piramitte/

image

“Sakın unutma. Bak şu karta da yazıyorum. Bir dakika bile beklemem, anladın mı? Neresi olduğunu söylememe gerek yoktur diye düşünüyorum.” Elimdeki, kırmızı tükenmezle yazdığı kartın üzerinde, “Saat altıda Piramit’te,” yazıyordu. Söylememişti ama yazmıştı. Evet, Piramit’te buluşacaktık. Eskiden olduğu gibi… Siyaha dönük gözleri capcanlı bana çevrilmişti. Mutluydu, belli. Biraz daha kalsaydım orada her şeyi unutup boynuma… (DEVAMI…)

1 Beğeni

Selam @jasmine,

Öncelikle tebrik ederim güzel bir öykü olmuş. Bu arada ben Zeynep’e inanıyorum valla. Çünkü gerçek diye bir sürü saçma sapan şeye bel bağlıyoruz. :slightly_smiling_face: Öyküyü bitirdikten sonra bende hakim olan duyguyu soracak olursanız hüzün derim.

Bu öyküde olduğu gibi bazen ben de yapıyorum ama doğruluğu hususunda biraz tereddütlerim var. Bahsettiğim şey, direk okuyucuyla iletişime geçmek. Bir de şu cümle biraz sorunlu gibi:

Ne üzgündü, ne de mutlu ya da şaşkın. Şöyle daha iyi olabilirdi bence: Ne üzgündü, ne mutlu, ne de şaşkın.

Yeni seçkilerde görüşmek üzere, çok selamlar…

1 Beğeni

Selam,
Vaktinizi ayırarak öykümü okuduğunuz ve yorumladığınız için çok teşekkür ederim. :blush: Ancak bahsettiğiniz direkt okuyucuyla iletişime geçme kısmını tam anlayamadım. Yazarken okuyucunun ne düşüneceğine ve nasıl anlayacağına dair endişelerim oluyor ne yazık ki ve bu durum dilime yansıyor olmalı. Sizin de bahsettiğiniz sanırım buydu. Yazarken endişelerimi bir kenara bıraksam iyi olacak. :grinning: Ayrıca düzeltmeniz için teşekkürler, kontrol etmeme rağmen fark edememiştim.
Görüşmek üzere…

1 Beğeni

Selam @jasmine;

Söylemek istediğimi metindeki cümlelerden örnek vererek göstereyim:

Tabi size dediğim gibi bunu da hissedemedim.

Tam 10 sene önceye götürmek istiyorum sizi. Sorunların başladığı aynı zamanda çözüldüğü o günle başlayalım.

Direk okuyucuyla iletişime geçmekten kastım buydu.

Görüşmek üzere :slightly_smiling_face:

1 Beğeni

Merhaba @jasmine,

Öykünüzü bir solukta okudum. Sonunu merakla bekledim. Teknik olarak beni rahatsız eden kısımlar çarpmadı gözüme yalnız olay örgüsüyle ilgili ufak bir yorumum; Zeynep’in özel bir insan olduğuna dair bir kaç ayrıntı da öğrenseydik fena olmazdı şeklinde.

Bu arada kendisi epey kinciymiş :joy:

Emeğinize sağlık,

Sena

1 Beğeni

Merhaba,
Öykümü Demir’in ağzından anlattığım için Zeynep’in özel yeteneğiyle ilgili az bilgi vermek istedim. Çünkü Demir de ancak Zeynep gittikten sonra neler olup bittiğinin farkına varabiliyor ve ayrıntılarına o da hakim değil. Belki buluştuklarında Zeynep’ten öğrenebilirdik ama Zeynep sizin de dediğiniz gibi birazcık kinci :sweat_smile: ve hesaplaşmak istedi. Demir’in zaten inanmayacağından emin olmuş ve ne söylerse söylesin boş olduğu düşüncesinde.
Öykümü okuduğunuz ve yorumladığınız için çok teşekkür ederim. :blush: Görüşmek üzere…

1 Beğeni

Merhaba,

Zeynep’in tepkisi biraz ağır, ana karakterin tepkisiyse biraz hafifti. Kaleminiz güzel akıyor ama belki zamansızlıktan hikaye olarak pek istediğini geçiremiyor öykünüz. Bu hikayenin oturması için belki 1000 kelimeye daha ihtiyacı varmış gibi duruyor. Zeynep’in gittikten sonra ardında kalanlardan kendini tamamen silmesini çok güzel düşünmüşsünüz, finalde sanırım Demir’i de azat ediyor; bu da gayet güzel düşünülmüştü. Haricen gözüme takılan, Demir şu kısımda kendisiyle çelişiyor:

> Sohbetin gereksiz bir konu üzerinde ilerlemesine göz yumamazdım. Paldır küldür -tam benim tarzımla-asıl konuya geçiş yaptım

Birazcık yukarıda bu sohbetten kaçınmak istiyordu sanıyorum; pek önemi yok ama küçük bir metinde basit hatalar bile göze çarpıyor.

Elinize kaleminize sağlık.

1 Beğeni