--k1--

Merhaba Haluk Bey,

Sizin öykülerinizdeki bu karanlık hava benim okumamdaki en büyük etkenlerden biri. Her seferinde farklı bir karamsarlık hissettiriyorsunuz bana. Bu anlamda sizi okumaktan keyif aldığımı söylemeliyim.

Sevgili @MuratBarisSari’nın söylediği hikayenin gidişatıyla ilgili olan birkaç şeye katılıyorum. Ek olarak şu kısım bana biraz yüzeysel geldi,

‘‘Keyfimin asaleti bu gürültüde sığınılacak liman bulamadı. Namlunun ucunda o da vardı. Tohum ambarı daha bir zarardı. Uzaylı tohumu pörtlek bir gözün ardına sığındı. Bas vurunca müzik, dikkatim dağıldı. Eski coşku bana neler hatırlattı. Çete bu iş için hafif kalırdı. Biliyorum, melon şapkalılar yanına vardı, ay ışığında keder ve büyü vardı. Durdurulamaz olmanın hazzı ağzımda tattı. Engebeli yolları aşmak bana kolaydı. Ay ışığında melon şapkalılardan emir vardı. Engebeli yolları aşarken içim ölümsüzlüğün heyecanıyla dolar taşardı. Zenci takma dişliydi. Gümüşte zehir vardı. Artık maske düştü. Aziz adam, gerçek bir arazi rica ediyor, kimse soyunmaz, biliniyor. Patlayan silah mecazlı anlamdır.’’

Yani oluşturmaya çalıştığınız edebi sanatı anladım fakat sizin kaleminizin yetkinliğini bildiğim için cümlelerin bu şekilde peş peşe olmasındansa daha vurucu betimlemeler halinde sıralanması benim metne olan bağlılığımı artırırdı diyeyim. :slight_smile:

Bütünlüğüne baktığım zaman kısaca genel havasını çok beğendiğimi belirtmeden geçemem ama. Sizin yazılarınızı takip etmeyi seviyorum.

Kendinize iyi bakın, edebiyat dolu günler diliyorum.

2 Beğeni