Yanık Ülke'nin Yanık Orhan'ı

Merhaba. Öncelikle diliniz gerçekten çok iyi. Hiç yazım ya da imla hatası göremedim. Dahası, bana kalırsa birinci tekil şahısla kurgu yazmak, bunun hakkını vermek çok zordur. Gördüğüm kadarıyla siz bu konuda oldukça başarılı olmuşsunuz. Cümle yapısı, anlatım, betimleme; hepsi çok iyi.

Yalnız, kurguda kafama takılan yerler var. Orhan anladığım kadarıyla gerçekten kötü bir insan ve karısı ve çocuğunu da kendi elleriyle öldürmüş sayılır. Böyleyken bu ölümlerden, psikolojik olarak rahatsız olacak kadar, kendi gerçekliğini yaratıp ona inanacak kadar etkilenmesi ve buna üzülmesi bence mantıklı değil. Daha önce başkasını öldürmese (çiftlik sahibini de öldürdüğünü varsayıyorum) belki ilk kez suç işlediği için pişman oldu derdim, ama zaten sicili epey kabarık.

Bir de Hamiyet Hanım neden zamanında ihbar etmedi, eğer teyze kızına bu kadar değer veriyorsa? Birkaç görgü tanığı var, evdekiler de Orhan’ın nasıl biri olduğuna dair tanıklık ederse Orhan pekala hapse girebilirdi kolayca. Öykü sonunda “Gerek var mı” diyerek sanırım cezasını bulduğunu söylüyor, ama olay olduğu sırada neden polise gitmediğini açıklamıyor bu durum.