Yaşamın Çekiciliği Ölümdendir

Hikayemi bu kadar ciddiye alıp harika eleştiriler yaptığınız için teşekkür ederim. Evet aşk denilen şeyin aslında bir lanet olduğunu düşünenlerdenim. Ölüm getirecek olan bir lanet… Kimisi kendi canı pahasına o duyguyu yaşatır, kimi ise o duygu için kendi canını verir.

3 Beğeni

Merhaba @Yuzuri

Sanırım Seçki’deki ilk öykün. Hoş geldin.

Yazdığın metin oldukça uzun, bunun için seni tebrik etmek isterim. Kalemine sağlık. Yapılan yorumları okuduktan sonra, benim yapacağım yorum seni onlar kadar mutlu etmeyebilir. Ama bence eğer yazıyorsak ve bu konuda ilerlemek istiyorsak, yapıcı eleştiriler bizlerin olmazsa olmazı. Bu nedenle umarım yaptığım yorumları bu bağlamda değerlendirirsin.

Genç bir kalemin var, yani düşüncelerin yanlış anlamıyorsam okuduklarından çok şekilleniyor - hepimiz gibi. Okuduklarının da kurguları sanırım beğendiğin tarzlarda. Eğer öyleyse sana şiddetle, farklı alanlarda okumanı da tavsiye ederim - böylece yazdıkların, cümlelerin daha serpilip güzelleşir.

Kullandığın dil, anlatmaya çalıştığını kapamış ve metnini zorlamış. Nasıl mı? Bir kaç örnek vereyim:

Tanrıların dünyası her zamanki gibi sıradan olaylarla doluydu
Bu çok sıradan bir cümle. “Tanrı - her zamanki gibi - sıradan” birbirine o kadar uyumsuz ki. Şimdi eğer bu uyumsuzluğu kullanıp ironi yaratacaksan: o zaman ardından gelen destekleyici cümleler çılgın şeyler olmalı. Ama devamına baktığında o da yok. Balıkların koruyucusu balıklarla ilgileniyor, doğa tanrısı çiçek ekiyor, ölüm tanrısı gezinip etrafa bağırıyor. Bu tanımlama noksanlığı metnini o kadar zayıflatmış ki, bana devamını okumak için bir ışık vermiyor.
Affına sığınarak bir örnek vermek istiyorum:

Shi tüm nefretini kusmak için etrafta gezinirken Shizen’in daha yeni yarattığı bir çiçeği ezmişti. Ölen çiçek çok büyük sorunlara yer açabilirdi*

Shi, midesinden ağzına doğru yükselen nefretini sesinin en kalın perdesinden çıkartıp bir alev topuyla karşısına ilk çıkanı devirmek üzere yerleri gümbürdeterek etrafta dolanırken, Shizen’in canından can vererek kanıyla sulayıp büyüttüğü nadide bir çiçeği ezmişti."

Bu tamamen benim şu anda doğaçlama yazdığım bir şey. Ama anlatmak istediğim, niyetindeki güzelliği kelimelerine yansıtman.

Kelimeler, cümleler bir araya geldiğinde öyle şeyler yapabilirler ki. Bu yazmayı sevenler için derin bir kuyu. Ben inanıyorum ki, zamanla geliştikçe çok daha iyi öyküler ele alacaksın.

Tekrar kalemine sağlık
Sevgiler

2 Beğeni

@Muge_Kocak Yorumunuz için gerçekten çok teşekkür ederim. Ciddiye alınıp eleştirilmek insanı mutlu ediyor. Girişi bilerek öyle yapmayı düşündüm. Benim için tanrı sıradan bir varlık ve tanrıların dünyası da sıradan olmalı diye düşündüm. " Tanrıların dünyası her zamanki gibi sıradan olaylarla doluydu". cümlesini kullandıktan sonra doğaüstü şeyler sergilemek istemedim, çünkü amacım tanrılara sıradanlık imajını verebilmektir.

İkinci verdiğiniz örneğe tamamıyla katılıyorum. Betimleme, kişileştirme, metafor, oxymoron gibi söz sanatlarına pek hakim değilim ve bunu acemiliğime veriyorum. Bu hikayede bunun yoksunluğunun oluşmasında aceleye getirmem de etkin oldu. Amacım intihara meyilli bir insan psikolojisini anlatmak olduğu için diğer kısımlara pek yoğunlaşamadım ve o psikolojinin beni esir almaması için biraz aceleci davranmış oldum.
Bir dahaki seçkide tüm eleştrilere odaklanmaya çalışıp çözüm odaklı yazacağım. Tekrar teşekkür ederim.

3 Beğeni

O zaman bana göre önemli küçük bir not daha ekleyim: eğer tanrılara sıradanlık imajını vermek istiyorsan, bunu sıradan olduklarını söylemeden yapmayı deneyebilirsin ki okur da bunu hissetsin.

Kolay gelsin :slight_smile:

3 Beğeni

Bu konuda sizinle uyuşamayacağım galiba :slight_smile: Evet, sizin dediğiniz yönden bakınca da çok mantıklı, ancak bir okur değil insanlar olarak düşününce “Tanrı” kelimesi geçtiğinde bir kişinin sıradanlığı düşüneceği fikrine katılmıyorum. Bu yüzden yine böyle bir yazım olursa sıradanlığa vurgu yaparım gibi hissediyorum. Tabiki bunlar şu anki düşüncelerim. İleride değişebilir.

3 Beğeni

Kelimelerin gücünü yadsımayın, yazdıklarınızla da insanların düşüncelerini değiştirebileceğinize inanın :slight_smile:

Sevgiler

3 Beğeni

Selam @Yuzuri;

Öncelikle kaleminize sağlık. Sıradan bir öykü olmadığını baştan söylemek isterim. Ama izninizle birkaç küçük eleştiride bulunacağım:

  • Özellikle Shi ve Shizen isimleri o kadar çok kullanılmış ki bir süre sonra okuyucuyu yoruyor. İsimleri bu kadar sık kullanmaktansa bazı yerlerde zamirlerin kullanılması bence daha iyi olur.

  • Anlatım biraz monoton ve tek düze olmuş. Öyküdeki cümlelerin neredeyse hepsi kurallı ve di’li ya da miş’li geçmiş zamanla bitmiş. Bunun üzerinde çalıştığınızda çok daha keyifli bir anlatımın ortaya çıkacağını göreceksiniz.

  • Paragraflar uzun olmuş.

Emeğinize sağlık. Yeni öykülerde buluşmak dileğiyle, hoşça kalın…

5 Beğeni

Kelimelerin gücünü asla yadsımam
‘‘Mrs Dalloway said she would buy the flowers herself’’ (Woolf 7). Bir başlangıç cümlesi olarak olabildiğince basit ancak bu olayla başlamasında bir merak uyandırma söz konusu. ‘‘Oh, yes. I was going to kill myself,mind you’’ (Plath,189). Bu cümle bakıldığında olabildiğince düz bir cümle ancak insanın içine işleyebiliyor. ‘‘Do you believe that there is but one God, and that he is powerful, wise, and good’’ (Wollstonecraft, 248). Wollstonecraft gibi muhteşem bir yazarın tanrıyı tanımlarken iyi, güçlü, bilge gibi kelimeleri kullanıyorken benim sıradan kelimeme pek takılmak gerektiğini düşünmüyorum.
Eksikliğim hep ingilizce kitap okumak oldu bunun için Türk yazarlara başlamayı düşüyorum. Tavsiyeleriniz için teşekkür ederim.

3 Beğeni

Evet, haklısınız Shi ve Shizen yerine ‘‘o’’ kullanabilirdim ama yine bu benim İngilizce kaynaklı problemim galiba :smiley: her ikisi içinde ‘‘he’’ kullanımı beni normalde yoran bir şey o yüzden zamiri beynimden tamamen atmışım ama dikkat etmem gereken bir husus. Yine ingilizceden gideceğin sanırım. ‘’ Geçmiş zamanla başıyorsan geçmiş zamanla bitecek!!!’’ yargısı tamamen zihnime işlemiş galiba. Kurallı cümlelerden kopamamışım maalesefki. Bir dahaki seçkide bunları yıkacağıma inanıyorum :smiley:

4 Beğeni

Mitoloji desenleri nefis, Hades ve Persephone’u akla getiren hoş bir hikaye olmuş. Betimlemeler ve cümle yapıları hikayenin daha akıcı ilerlemesi için geliştirilirse mükemmel olabilir. You go girl!

4 Beğeni

Hades ve Persephone hiç aklıma gelmemişti açıkcası. Mantıklı bir bağlam olabilir ancak Shi ve Shizen’ i erkek olarak düşündüm ben teşekkür ederim :slight_smile:

5 Beğeni

Hikayeni genel olarak çok beğendim, ancak yukarıda belirtildiği gibi tabi ki eksiklikler var, ama yorumlardan anladığım kadarıyla farkındasınız zaten. Emeğinize sağlık yeni seçkide görüşmek üzere.

5 Beğeni

Tanrı kavramını sıradanlaştırmak istemiş olma düşünceni anlıyorum, ama ben nedense Shi’nin kötülüğünü ve ne kadar aşık olursa olsun ‘‘kötülüğün’’ içinde kaybolduğunu görmek istedim hikayeyi okumaya başladığımda. Aşkın bile bir tanrıyı değiştiremeyeceğini görmek… Shi ve Shizen’in hikayesini ise oldukça sevdim mitolojik hikayeleri okumayı çok severim ve bana da Hades ve Persephone’nin hikayesini anımsattı bir an. Bir de Shi’nin duygularının aşka evrimleşmesini biraz daha uzun görmek isterdim ve bu aşkı kabullenmek istemeyişini de. Karakter isimlerinin seçimini çok özenli buldum ve de çok sevdim, farklı bir atmosfer oluşturmuş. Shizen’in kendini bir kolyenin içine hapsetmesi fikrini de oldukça sevdim, sadece kıskançlık duygunu çok insani buldum ama belki de siz bunu kasıtlı bir şekilde yapmış olabilirsiniz bunu bilemiyorum. Lise zamanlarında okuduğum gece evi serisi vardı, tanrılar ve farklı türlerin oluşturduğu bir roman serisi, sanki öyle bir romanın chapter’ını okuyormuşum gibi hissettim ve daha uzun yazılsa eminim ki çok daha detaylı ve sürükleyici bir öykü olurdu.

Kalemine sağlık, bu tarz mistik ve mitolojik ögelerle ilgili başka yazılarını da bekliyor olacağım takipteyiim :slight_smile:

1 Beğeni

Okuyup yorumladığınız için çok teşekkür ederim. Evet Shi’nin kötülüğünü, Shizen’in kabul deneme yilini, Hana ve Haru’nun birlikte geçirdiği bir günü eklemek istedim ancak 5000 kelimeyle sınırlıyız. Bu yüzden onlara çok yer veremedim ve odaklanmak istediğim kısım intihar psikolojisi olduğu içinde oralar biraz silik kalmış. Daha uzun bir yazıya dökecek olursam bu kurguyu o zaman o kısımlara daha çok yer verebilirim :slight_smile:
Aslında Shizen’i o kadar basit bir şeyden kolyeye hapis etmeyecektir ancak insanoğlunun kıskançlığının körelmesi gerektiğini düşünüyorum. Kıskançlık sadece aşkta geçerli bir kavram değil o yüzden kıskançlığı bu kadar büyük bir şekilde sergilemek istedim.
Gece evi serisi… Çoğu liseliyi buluşturan bir seri sanırım. Zamanında benimde zevk alarak okuduğum bir seriydi :slight_smile:
Gelecek öykümü de okuyup eleştrilerinizi görmek istiyorum :slight_smile:

2 Beğeni

Merhaba.
Öykünüzü daha önce okudum fakat bugün yorum yapma fırsatı bulabildim. Öncelikle seçkiye hoş geldiniz.
Yazarken sanırım kelime limitinin endişesini hissetmişsiniz ensenizde :slight_smile: Öykünüzün kurgusu da uzun bir öyküye sığabilecek türden zaten. Öyle ki her karakterin özelliklerini tasvir etmeye çalışsanız bile sayfalarca sürer gider bu. Özellikle tanrılarla ilgili biraz detaylı bilgi, ilginç veri aradı gözlerim ama dediğim gibi ah şu sınırlar, limitler işte…
Teknik olarak diğer arkadaşlar bazı tespitlerde bulunmuşlar. Bu yüzden ben genel olarak yorum yapıyorum.
Bazı Japon tanrı isimlerini kullanmanız hoş olmuş. Oldum olası hayranlık duyduğum bir halktır kendileri. Halk hikayeleri, efsaneleri de çok etkileyicidir, gizem doludur. “Haiku” adında çok kısa bir şiir türleri vardır. Belirli kuralları olan ve doğa ile ilgili şiirlerdir bunlar.
Edebi türlerde uzun ya da kısalığa önem vermeyen biriyim ben. Çok da kuralcı değilim. Etkileyici olması benim için yeterlidir.
Emekleriniz için ve paylaşımınız için tebrik ederim. Haiku tadında yeni öykülerde buluşmak dileğiyle.

Sevgiler. Yine görüşürüz…

2 Beğeni

Vaktinizi ayırıp bu değerli yorumu benimle paylaştığınız için teşekkür ederim. Anlatacak o kadar çok şeyim vardı ki resmen tıkanıp kaldım cümlelerin içinde. Shi’nin ve Shizen’in karakterine hiç giremedim, Haru’yu hiç tasvirleyemedim. Gerçekten kelime sıkıntısı beni baya zorladı. Evet Haiku’lara bayılırım. Japonlar zaten küçüklüğümden beri hayran olduğum bir topluluktur.
Yeni seçkide Lucifer’a yer verdim ama genellikle gerçek dünyada geçecek gibi gözüküyor şimdilik :smiley: Lucifer’ı birazcık figüran yapmış olabilirim :slight_smile:

1 Beğeni

Şeytanınız bol olsun :slight_smile:
Demli öykülere…

1 Beğeni

Sizden de yine harika bir öykü bekliyorum es geçmeyin :smiley:

1 Beğeni

Merhaba,

Merakıma yenik düştüm, dayanamadım. Geçen ayki öykünüzü okumasam olmazdı. Ve daha fazla şaşırdım. Tüm bunları yazacak sabır, kurgulayacak zeka… Eksik noktaları yorumlamış arkadaşlar. Dille ilgili sıkıntıyı asacaginiza çok eminim. Çünkü bu kadar kapsamlı çalışma yapan birisi, anlatimda çok gelişim gösterecektir. Önünüz ve yolunuz açık bence. Potansiyelinizi ve enerjinizi farklı temalarda görmek için sabirsizim. Acaba virüsü nasıl yorumlayacaksınız? Göreceğiz:)

1 Beğeni

Sizi meraklandırıp eski seçkimi okuttuysam ne mutlu bana :slight_smile: Kurgumu beğenmeniz daha da çok mutlu etti beni :smiley: Dil kullanımı ile olan savaşım devam ediyor ve inanıyorum galip çıkacağım. Virüs hakkında henüz kafamda bir kurgu yok ancak yazmayı planlıyorum :slight_smile: Teşekkür ederim ve gelecek seçkide sizinle görüşmeyi umuyorum :slight_smile:

1 Beğeni