Yine de Boğulacak Gibi

Merhaba

Elinize sağlık, hüzünlü bir öykü olmuş. Nedense karakteriniz bana biraz Selim Işık’ı çağrıştırdı. Sakin ve duygu yüklü cümlelerle zenginleşmiş metniniz. Bağlantılarınız da kuvvetli. Çaydanlık, abi-baba benzetmesi, prensen yeğen, komşular. Çok doğal bir gelişimle beni sonuna taşıdı. Tek küçük eleştiri/önerim, babanın yalancılığına yaptığınız odağın sadece tek bir örnekle tanımlanmış olması. Babanın, sadece annenin dükkanını satarken söylediği yalanla karşılaşıyoruz ama oğul bunu “senin burnun neden hiç uzamadı baba” diyerek, aslında bu konunun tek bir olayla sınırlı olmadığına dair bir karakter özelliği veriyor. Demek istediğim, acaba başlarda babadan bahsederken, bu özelliğine dair bir ipucu verebilir miydiniz? Sadece bir öneri,

Kaleminize sağlık