0. Kat

Öykü Seçkisi'nde okumak için: 0. Kat – Aylık Öykü Seçkisi

image

1. Kat “Kaç kere söyledim kendime, hiç kimsenin beni üzmesine izin vermeyeceğim diye. Ama söylemekle olmuyormuş ki Yaso. Hem de hiç olmuyormuş be arkadaşım. Biz bu piramidin en aşağısındaymışız ve sürekli kaybetmeye mahkûmmuşuz. En başta da, en başından beri de ben…” Bunlardı işittiğim son sözleri Mısra’nın. Her söylediği, ismi gibi mısra mısra diziliyordu önüme ve… (DEVAMI…)

3 Beğeni

Bu temaya hiç bu yönden bakmamıştım. Aklımda hep lanetler, firavunlar, çözülememiş piramitler vardı, ancak dünya sistemi çok iyi bir şekilde dile getirmişsiniz. Kendi şahsi fikrim olarak bu yazıyı Mısra’dan okumak isterdim. Mısra’nın duygularını daha iyi anlayabilirdim gibi geliyor bana. :slight_smile:

1 Beğeni

Vay canına. Gerçekten çok etkileyiciydi. Piramit teması göz önünde bulundurulduğunda aklıma gelecek en son fikir bu olurdu belki ama sen aslında hepimizin hayatlarına değinmişsin bu öyküyle. Hümanist bir birey olmak gerçekten çok önemli ve Mısra’nın zor zamanlarını okumak bile fazlasıyla gerçekçi hissettiriyor. Bazen dengeye inanmalı ve cehennemin çukurlarında kavrulan kötülükleri aydınlık kutsallıklarda yıkamayı öğrenmeliyiz. Günün sonunda herkese yayabileceğimiz en önemli ve evrensel mesaj sevgi olmalı. Toplumun birer yapıtaşları olan biz seninde değindiğin gibi pastalarımızı paylaşarak sessizlerin sesi olup, bir bütün haline gelmeyi öğrenebilmeliyiz. Ellerine sağlık, çok içtendi.

2 Beğeni

Merhaba,

Emeğinize sağlık. Cümlelerinizden öykünüz için zaman ayırdığınızı anlayabiliyorum. Emek sanırım yazanların olmazsa olmazı.

İzninizle bazı görüşlerimi paylaşmak istiyorum bir okur olarak. Kabul edip etmemek size kalmış.

Metninizi okuduğumda izlenimim, bu metnin çok genç bir metin olduğu. Cümlelerinizin biraz daha olgunlaşıp yoğrulmaya ihtiyacı var. Konunuzun giriş-düğüm-sonuç kısmının biraz zayıf olduğunu düşünüyorum. Özellikle Mısra’nın taciziyle atmaya çalıştığınız düğüm yeterli olmamış. Cümle yapılarınız - bazı hataları saymazsak - düzgün ama duygusu yoğun değil.

Bunlar zamanla, yazdıkça, okudukça, geliştikçe değişecek şeyler. Ve Seçki bunun için biçilmiş kaftan.

Kolay gelsin
Sevgiler

Zaman ayırıp okuduğun ve değerli yorumlarını paylaştığın için çok teşekkür ediyorum Funda. Temaya biraz farklı bakmak istedim. Özellikle iyilik savunucu olarak, harflerim beni bu yöne doğru itti. Mısra hikayesini fısıldadığında, bende kalmasını istemedim, sizinle paylaşmak istedim. Mısra’dan da dinleyeceksiniz öyküyü umarım çok yakın zamanda.

1 Beğeni

Mısra’yı merakla bekliyorum o halde :slight_smile:

Oğuzhan merhaba. Değerli zamanını ayırıp, harflerimle tanıştığın için biz çok mutlu olduk. Ayrıca içtenlikle yazdığın yorumun bizi çok çok mutlu etti, çok teşekkürker. İyilik yolunda daha sık bir araya gelme umuduyla.

1 Beğeni

Merhaba Müge. Değerli zamanını ayırıp, harflerimle tanış olduğun için çok mutluyuz. Geri bildirimin için de çok teşekkürler. Hikaye formatı olduğundan ve süre kısıtından dolayı düğüm bölümünü çok uzun tutamadım, haklısın. Umarım birgün baskı aşamasına geldiğinde, hikaye daha da derinleştirilecek. Bunların ötesinde umarım hikayenin anlatmak istediği mesaj hoşuna gitmiştir. İyilik yolunda tekrar haberleşmek isterim. Sevgiler.

:slight_smile: hikayeniz gibi içine eklediğiniz mesajın da olgunlaşması gerek kanımca.

Eğer “iyi olalım pastayı paylaşalım” gibi bir mesaj vermek istiyorsanız, metniniz bu argümanınızı öyle desteklemeli ki ben okuyucu olarak cümleleriniz bittiğinde “vay be” deyip sarsılmalıyım. İşte bence burada da doğrudan verilen mesaj değil hikaye anlatıcılığının o muhteşem büyüsü devre giriyor.

Hepimize bu büyünün kat kat bulaşması dileğiyle siz ve kelimeleriniz esenlikle kalın

öncelikle akıcı ve kolay okunur şeyleri sevdiğimden hikaye beni aldı. ama duyguların yoğunluğu konusunda diğer yorumlara katılıyorum. özellikle dalgınlığın sebeplerinin daha yoğun olması konusunda. ama bu çok ufak bir öneri. genel olarak bana göre güzel bir hikaye.

kafamı karıştıran kısmına gelirsek. henüz yeni yeni okumaya başladığımdan o hükmün hala geçerli olup olmadığını bilmiyorum ama bu öykü seçkisinde hikayelerin -tam olarak sitenin nedir? kısmından kopyalayarak- fantastik kurgu, bilimkurgu, korku, polisiye kategorisinde olmasını bekliyordum. o sebeple çok gerçek bir hikaye okuyunca hafif bir buruldum. labaratuvarda bir doğaüstülük olacak diye beklemedim değil :slight_smile:

elinize sağlık.

1 Beğeni

Çok teşekkürler Nuri zaman ayırıp okuduğun ve hikayemi beğendiğin için. Bazen normal gibi görünen insan halleri aslında doğaüstüdür aslında. Çünkü doğanın kendisinde kötülük yoktur, onu kötü hale getiren biz insanların halleridir. Bu da kötülük ve iyiliğin savaşını bir nebze olsa da hissettiren bir hikayeydi. Tekrardan yorumların için çok teşekkürler, çok mutlu oldum.

1 Beğeni

Benimle aynı derdi paylaşan birisini bulmak beni çok sevindirdi. Ben de bu kurallara bağlı kalınması gerektiğini düşündüğümden fantastik bir kurguyla katıldım seçkiye ancak seçkideki öykülere bakınca genel olarak realist bir kurgu olması beni şaşırttı gerçekten. Eğer böyle bir durum varsa güncelleme yapılması gerekiyor site içerisinden.

1 Beğeni

Hikaye kapitalizm i ya da bir canavarı en saf haliyle en üste oturtmuş. Mısra bize yine o acı gerçeği yaşattı. Malesef bu dönen carkta mısra gibi niceleri bir bir yok olup gidiyor. Her şey insanlık için değil işte ya da o pasta herkesin değil birinin pastasını kırıntıları bu. Herkes o kırıntıdan birseyler koparmaya çalışıyor.
Ama ne demiş seneca “nefes alıyorsan umut var demektir”
Tüm acılara tüm kayıplara rağmen galiba insanı da insanlığı da ayakta tutan şey umut…
İyi şeyler olacak ve iyi insanlar elbette gelip dünyanın acılarını sarıp iyileştirecek…
Cenaze bölümünde ben biraz Yasemin’in Turhan Beyle yüz yüze gelmesini bekledim. Muhakkak sözlerde olsa intikamını almasını hesabını sormasını bekledim. Çünkü Yaseminde böyle bir sahiplenme hissettim. Yeni öykülere kalemine kurguna ilhanima saglik

Farklı bir konuyu ele almışsınız ve fazla detaylara girmeyerek hikaye akıcılık kazanmış. Fakat hikayeniz fazla devrik cümle içeriyor ve bana göre bu akıcılığı biraz sekteye uğrattı diyebilirim(tam olarak anlamak için tekrar okudum bazı devrik cümleleri). Son olarak zira kelimesinin çok kullanımı da gözüme battı. Sadece bir karakter bu kelimeyi çok kullansaydı göze batmazdı çünkü onun konuşma tarzı diye geçiştirilebilinirdi.

Elinize sağlık

Emrah çok teşekkürler değerli yorumların için. Umut şu zamanda en çok ihtiyacımız olan şey. Umudu hiç kaybetmemek dileğiyle. Yeni seçkide görüşmek dileğiyle.
Sevgiyle.

Arif çok teşekkürler, geribildirimlerin için de çok mutlu oldum. Bundan sonra yazarken mutlaka aklımda olacak. “Çünkü” kullanınca çok göze batmıyor muhtemelen ama aynı anlama gelen “zira” göze çarpabiliyor. Kullanım dengesine bakıyor olacağım. Yeni seçkide görüşmek dileğiyle.
Sevgiyle.

1 Beğeni