Afşin Kum, 1972 İzmir doğumlu. Boğaziçi Üniversitesinde bilgisayar mühendisliği, Bilgi Üniversitesinde sinema-televizyon öğrenimi gördü. 1997’den bu yana çeşitli kurumlarda yazılımcı ve yönetici olarak çalıştı. 2010 yılından itibaren Afili Filintalar sitesinde ve Ot dergisinde deneme ve öyküleri yayınlandı. 50 Şahane Hikâye ve İstanbul 2099 öykü derlemelerine öyküleriyle katıldı. İlk romanı Sıcak Kafa, ilgiyle karşılandı 2017 Gio Ödüllerinde en iyi roman ödülünü aldı. İkinci romanı Kübra, Şubat 2020’de yayınlandı.
Şuan Sıcak Kafa kitabını okuyorum bitmek üzere. Kurgusu enteresan. Klasik kıyamet romanları gibi değil biraz farklı işlenerek yazılmış. Çok detaya girio sürpriz bozmak istemiyorum. Zaten çok kısa bir kitap bir çırpıda okunur.
Afşin Kum kitapları olarak listelemek yerine katkı sunduğu kitaplar veya ne bileyim bir öykü ile olduğu kitaplar olarak ayırmak lazım. Bu üç kitap Afşin Kum’un kitapları değil, katkı sunduğu kitaplar.
Kitabın dördüncü öyküsü "Yeni Hayat Dükkanı " Pangea’dan çıkan Bilimkurgu kulübü seçkisi olan “ilk” öykü derlemesinin de ilk öyküsü ve beni Afşin Kum ile tanıştıran öykü.
Şimdlik dört de dört güzel öykü ile yolculuğum devam ediyor.
Afşin Kum’un Kırk Üçteki Korkunç Traktör Yağmuru kitabında 19 öyküsü var. Kitabın dördüncü öyküsü "Yeni Hayat Dükkanı " Pangea’dan çıkan Bilimkurgu kulübü seçkisi olan “ilk” öykü derlemesinin de ilk öyküsü ve beni Afşin Kum ile tanıştıran öykü. .
İlk kitabının en beğendiğim öyküsü olan “Yeni Hayat Dükkanı” için “Yeni Hayat Dükkanı” öyküsünde olan bilimkurgu fikrine Takeshi Kovacs, Yaşlı Adamın Savaşı gibi kitaplardan tanıyoruz fakat Afşin Kum bu fikri bir beden değiştirme olarak değil de bir hayat değiştirme olarak işlemiş. Okurken “dur bakalım, nereye bağlanacak bu öykü” derken, öykünün finaline doğru okuru iki kez şaşırtacak bir yere bağlanıyor öykü.
“Ekmek Parası” öyküsü kısa bir distopya YZ nin düzenin - sistemin kendisi olduğu güzel kısa bir öykü.
YZ için benim bu öyküdeki kadar karanlık beklentilerim yok, Yapay Zekanın bir noktadan sonra bilinçli bir varlık olma ihtimalini göz ardı etmiyorum ve bu ihtimali bilinçli, zeki bir türün ahlak ve etik de geliştireceğine olan “inancım” nedeniyle (YZ nin geleceğinde de sapmalar elbette olacaktır) çok da karanlık düşüncelerim yok.
Gelelim kitaba adını veren öyküye: 20’lerde korona, 30’larda kuduz zombi virüsü ve 40’larda gökten yağan traktörler. Felaket üstüne felaket, belki de Bronz Çağı çöküşünden bu yana uygarlığın en büyük geri adımı 40’larda yağan traktörler ile başladı. Dünya hızla karanlığa teslim oldu. Dinciler veya faşistler kısa sürede dünyanın dört bir yanında iktidar oldular. Kitaba adını veren bu öykü bence kitabın en iyi öyküsüydü.
“Atıl Ulaş’ın Beklenmedik Düşüşü” kitabın iyi öykülerden ve muhtemelen “Kırk Üçteki Korkunç Traktör Yağmuru” öyküsünde 30’larda yaşandığı söylenen kuduz zombi virüsünün Anıl Ulaş’ın hayatına olan etkisini anlatıyor.
Diğer öykülerden ise Erol Ortancı’nın Son Günü dışında pek beğendiğim öyküler olmadı.
Kırk üçteki Korkunç Traktör Yağmur
Atıl Ulaş’ın Beklenmedik Düşüşü
Ekmek Parası
Yeni Hayat Dükkanı
Erol Ortanca’nın Son Günü