Yayınevi :İthaki yayınları Kitabın yazarı :Brian Mcclellan Çevirmen :Cihan Karamancı Serinin kitapları: Kan yemini,Kızıl Sefer,Güz Cumhuriyeti.
Kralların çağı sona erdi ve bu sonu ben getirdim.
Bir kralı tahtından indirmek kanlı bir iştir…
Feldmareşal Tamas’ın kralına karşı yaptığı darbe yozlaşmış soyluları giyotine gönderip halkın karnını doyurdu. Ama bir yandan da Dokuz Ulus’la bir savaşın çıkmasına, kral yanlılarının içten gelen saldırılarına ve Tamas’ın müttefikleri olan Kilise, işçi sendikaları ve paralı askerlerin güç için bir yarışa girmelerine yol açtı.
Tamas’ın geriye kalan bir avuç barut büyücüsüne bel bağlamaktan başka şansı yoktu. Bunlar arasında harika bir nişancı olan, Tamas’ın oğlu Taniel ve sadakati şantajla sınanan emekli polis müfettişi Adamat da vardı.
Bir de tanrılar işin içine girince…
İçeriden ve dışarıdan gelen saldırılar devam ederken, ölüm ve yıkım işaretlerinden bahseden fısıltıları da duyulmaya başladı. Dünyaya geri dönmek için uyanan tanrılardan bahseden eski köylü hikâyeleri. Eğitimli insanların inanmayacağı türden şeyler. Ama inanmalılar…
Brandon Sanderson’ın edebi vârisi McClellan’ın teknolojiyle büyüyü birleştiren bu zengin dünyasında, barut ve mermileri kontrol edebilen büyücülerin karşısında kim durabilir ki?
“Yaratıcı bir büyü sistemi, soluk soluğa bir kurgu, ilgi çekici bir dünya. Okurken çok eğlendim.”
-Brandon Sanderson
“Epik fantaziye barut kokulu bir hava getiriyor.”
-Anthony Ryan
“Silahlar, kılıçlar ve büyü bir arada? İnsan daha ne ister ki! Ya heyecan dolu aksiyon, hafızalara kazınan karakterler ve tekrarlanması güç bir başarı? Brian McClellan bu işi biliyor.”
-Brenk Weeks
Minicik bir önerim var. Acaba serilere vs. başlık açarken yazar adı, yayınevi, çevirmen ve eğer seriyse kaç kitaptan oluştuğu gibi minnak bir künye bilgisi de versek mi?
Bu tamamen benim cehaletim de olabilir. Lakin Barut Büyücüsü serisinin hangi kitaplardan oluştuğunu çözmeye çalıştım bir süre:) Meğer Ithaki’den çıkıyormuş ve o kadar bilmiyormuşum. O künye sayesinde benim gibi cahillerin işi biraz daha kolaylaşacaktır:)
Kitabının 2. Hafta önce bitirdim. Bana fantastik öge sayîsı çok az geldi. Zebellahaları da pek sevmedim. Adopest şehride güzel betimlenememiş. Beğendiğim tek şey bol aksiyon ve barut. Benim için ancak fantastik edebiyata giris kitabı olabilir.
3 ü muhakkak oku derim. 2.kitabını sevmedim. Çok gereksiz, zorlama geldi konular. Ama 3.kitap başlarından yarasına kadar elinden bıraktırmıyor. Bazı kitapları okumak için okuyorum, ama bu serinin 3.kitabından zevk aldım. Muhakkak okumalısın.
İlk kitabı dün bitirdim. Gizem unsuru müthiş güzel işlenmiş. Bir sürü oluşumun olduğu ve kimin neyi desteklediğini bilmediğimiz bir devlete darbe yapılıyor, Feldmareşal Tamas’ın bu curcunanın ortasında toplumu ve devleti bütün olarak tutmaya çalışmasını izliyoruz. Cidden gerildiğim zamanlar oldu. Bu konuda yazarı tebrik ederim. Son ana kadar merak ve gizem unsurunu korudu. İlk kitap sonunda çözülmüş kimi gizemler olsa da sonraki kitaplara kalmış onlarca gizem var. Bu arada Ka-Poel favori karakterim!
Seride aksiyon bol bol var. Yazar her bölüm başlığını ilginç tutmayı bir şekilde başarmış. Sırf olaylar gelişsin diye sıkılıp patlayarak okuduğum bölüm hatırlamıyorum. Ayrıca karakterlerin derinliğini ve ilişkilerinin ağırlığını yavaş yavaş görüyoruz. Ka-Poel’in yaşadıkları, Taniel’in ve Tamas’ın birbirlerine olan sevgilerini ancak bariz şekilde ortada olan ast-üst ilişkisi sebebiyle gösteremeyişlerini, Taniel’in nişanlısı tarafından aldatılışını aleni şekilde görmesi, nişanlısının bu durumdan kaynaklanan pişmanlığını ve bunların kurgu üzerindeki etkisini severek okudum. Yaşamlarındaki ufak olayların kurguya tesir etmesi karakterleri yaşatıyor.
Büyü sistemi gerçekten tam bir çorba. Kitabın sonuna doğru sürekli bilmediğimiz güçlerle karşılaştık. Tanrılar, tanrıların gelişini engellemeye çalışan keşişler, kadim büyücüler (Pergeii? bazı isimleri aklımda tutmakta zorlanıyorum bu seride), büyü bozan insanlar, barut büyücüleri, zebellahlar, efsunlar vs. Bunların hepsi bir şekilde bir yere bağlanırsa müthiş memnun olacağım. Şu anda ziyadesiyle ilgi çekici ama hepsinin güzel bir noktaya bağlanması “Büyü sistemi” açısından elzem.
Şimdilik ilk kitap itibariyle oldukça beğendimi söyleyeyim. Tek gördüğüm sorun sayılabilecek şey, bir olaydan bir olaya geçerken arada yaşanan şeylerin bir öneminin yokmuş gibi gözükmesi. Karakterin teki bir ipucu fark edip öbür bölümde 5 günlük yolu kat etmiş oluyor. Benim nazarımda çok da mühim değil ama çok hızlı gerçekleşen olaylardan haz etmeyen okur tanıdıklarım var, gerçi bu kitapta olayların çok da hızlı gerçekleştiği söylenemez, gayet yerindeydi kanımca.
Bence bir şans verin derim. @alper katılıyor musunuz? ^^
Ben de dun Güz Cumhuriyetine başladim.Umut ediyorum ki yazar ilk 2 kitaptan daha iyi bir iş çıkarmiş olsun. Bol bol betimleme yapsin,yeni irklar ortaya çiksin, yeni uluslar gorelim (Gurla,Fatrasa…)
Evet katılıyorum bence de okumayı düşünenler bir şans versinler seriye. Akıcı bir anlatımı var ve seri boyunca gizem ve olaylar bitmiyor. Büyü ve fantastik ırklar olmasa 15 YY bizim dünyamıza (Avtupa) benziyor kitap da geçen olaylar.
Benim okumam üzerinden zaman geçtiği için detayları net hatırlamıyorum genel olarak hatırlıyorum kitabı. Ama ben forumda bir çok arkadaş gibi yeni bir kitaba seriye başlarken ve bitirirken şu da olsaydı diyemiyorum. Kitabı , hikayeyi, yaratılan evren, ırklar vb olduğu gibi kabul ediyorum. Sonuçta yazarın hayal ettiklerini okuyorum, benim hayal ettiklerimi o kitapta beklemek doğru değil Hikaye ve anlatımı seversem de keyifle okuyorum.
Geçen yıl okuduğum için çoğu ayrıntı aklımda değil ama hiçbir kitabında fazla sıkıldığımı hatırlamıyorum. Nila karakterinin birdenbire İmtiyazlı çıkması dışında kurguda gedik olarak gördüğüm bir şey yoktu. Hala kalbimde bir yaradır, o kadar entrika çevrilen bir ortamda birileri Nila’yı zamanı gelince ortaya çıkarmak için bilerek saklı tutmuş olabilirdi. Yani İmtiyazlı okuluna alınmaması için. Bir de son kitapta ihanet eden general -adını hatırlayamadım ama barutlar üzerinden para kazanan Ket ve kardeşi değil- neden ihanet ettiği söylenmedi Kızıl Sefer’de yok Tamas’ın dostu kaç yıllık general dendikten sonra merak etmiştim ne çıkacak diye. İkinci seriye malzeme olarak bırakmış sanırım.
Benimde sevdigim bir seriydi, politik savaslari iceren fantastik kitaplari okumak hosuma gidiyor ki bu kitapta darbe mevcuttu baya da saglam ve sert olarak nitelendirilebilir. Tamas akilda kalici orjinal bir karakterdi bana gore
Sadece son kitapta finali biraz aceleye getirmis gibi geldi bana yazar, kurguyu daha detaylandirsa guzel olurmus. Tavsiye ederim
