Beğendiğiniz Kitap Alıntıları

‘‘Pek çok insanı şaşırtabilir ama uzaylı bir medeniyetin kendi kendinize dayattığınız suni hiyerarşiyi onaylayarak pekiştirmeye gönüllü olduğu sanrısı, değiştirilmesi gereken şeylerin başında yer alır her seferinde.’’

Yakınlaşmalar - Steven Erikson

5 Beğeni

“A man pushed from behind by many hands will go in but one direction, no matter what he wills”

Forge of Darkness, Steven Erikson

5 Beğeni

“Eğer birisi serinkanlılıkla tartışıyorsa, sadece kendi iddiasını düşünüyor demektir.”

Kendine Ait Bir Oda, Woolf

3 Beğeni

"Halkın sessiz, bitmez tükenmez sabırla dolu bir kederi vardır. Bu keder kabuğuna çekilmiştir, hiç sesi çıkmaz."
Karamazov Kardeşler - Fyodor Dostoyevski

8 Beğeni

Bu bir alıntı ve bu bir bilmece hadi bakalım kimler anımsayacak

DEMİR BULUNMADAN, AĞAÇ YONTULMADAN ÖNCE
GENÇKEN DAĞLAR AYIN ALTINDA
… YAPILMADAN KADER ÇATILMADAN ÖNCE
ÇOK ÖNCE YÜRÜRDÜ O ORMANLARDA

4 Beğeni

Yüzük (20 karakter sınırı)

Bir bilmece de benden.

“Her şey çaya batırılan bir parça … ile başlar. Ortaya çıkan tat ve koku beraberinde binlerce hatıra getirir.”

Noktalı kısım büyük bir ipucu olduğu için öyle kaldı. Dörtlükte sorulan kim.

1 Beğeni

Simit veya İzmir Türkçesiyle gevrek

1 Beğeni

Yok değil. İpucu Marcel Proust.

1 Beğeni

“(…)[His father] would not acknowledge him, but that was no cause for resentment in Arathan’s mind. Man or woman, once childhood was past the world beyond must be met, and a place in it made, by a will entirely dependant upon its own resources. And the shaping of the world, its weight and weft, was a match to the strength of that will.”

-Forge of Darkness, Steven Erikson.

Bu alıntının özellikle ilgimi çekmesinin sebebi benim de tam olarak böyle düşünmemdi. Fakat Erikson reyizi biraz tanıdıysam kitabın geri kalanında Arathan’a bu sözlerini yedirir. Üzerime alınmak gibi olmasın, sanırım reyizin bizzat kendisinden çok sağlam bir diss geliyor bu kitapta bana.:roll_eyes:

4 Beğeni

Cevap veriyorum; Genel olarak Ent’ler ve özelde Ağaçsakal. Alıntı, Yüzüklerin Efendisi, İki Kule İsengard’a giden yol bölümündendi. ’ dendi.

1 Beğeni

Şimdi size bir başka alıntı/bilmece sormak istiyorum.

Heybetli gemiler, heybetli krallar

Üç kere üçtü sayıları

Ne getirdiler o batmış ülkeden

Aşarak akan suları?

Yedi yıldız getirdiler yedi de taş

Bir de ağaç kar beyazı

Bu tekerlemede adı geçen taşların adı nedir?

1 Beğeni

“Hasta değilim” dedi. Yatağın kenarına oturdu. “Hasta olsaydım iyileşebilirdim. Hayır. Ama yaratılışımda eksik bir şey var, bu da iyileşmiyor.”

Başkalarının Kanı - Simone de Beauvoir

11 Beğeni

“Barışın sorunu şudur ki, genellikle dehayı ödüllendirmek yerine hataları cezalandırır.”

Frank Herbert (Dune)

12 Beğeni

Kahkaha attım.

“Remarkable,” Crafty said, shielding his eyes with a hand at his brow as he peered at the tower.
"Give me the Kiln any day,” Fetching groused. "I hate this place. Like a damn carcass, all those little black shits wriggling in and out.”
"All right,” Jackal cut in. "I need help here, so no more insults. That includes ‘little black shits.’ Oats, who is their god? I don’t want a stump because you two pissed on our tongues.”
"Belico,” Oats answered dutifully, "but they also call him…” The thrice’s face scrunched, struggling to recall the name, but Fetching came to his rescue.
"The Master Slave,” she said, her voice adopting a bored tone as she recited facts quickly. "He was human a thousand years ago, and a great warrior. Fought some gods and won, but he could not have done it without his stumpy servant.”
Jackal gave her a pointed look.
"Without his halfling servant,” Fetch corrected herself begrudgingly.
"And the servant’s name?” Jackal pressed.
Fetch looked at him like he was dull-witted. “Zirko. They’re all named that.”
“Just the high priest,” Jackal told her. “Oats?”
“Belico asked the first Zirko how he could reward him, and the little fucker—”
Jackal threw up a hand. “Hells…”

The Grey Bastards - Jonathan French

Ek: Hızlı ve üstünkörü bir çeviri yapmaya çalıştım. Umarım çeviriyi “çeviri sorunları” konusunda görmem. :slight_smile:

“Harika” dedi Crafty ellerini kaşlarına koyup kuleye bakarken.
“Her seferinde Kiln’i seçerim” diye homurdandı Fetching. “Bu yerden nefret ediyorum. Lanet bir ceset gibi, tüm o küçük siyah boklar içeri girip çıkıyor”.
“Tamam” diye sözünü kesti Jackal. “Yardıma ihtiyacım var, o yüzden daha fazla hakaret istemiyorum. Buna “küçük siyah boklar” da dahil. Oats, onların Tanrısı kim? Siz ikiniz dilinize hakim olamadığınız için kesik bir kolum olsun istemiyorum”.
Oats görev bilinciyle “Belico” diye cevap verdi, “ama ona ayrıca…”. Üç-kan’ın yüzü ismi hatırlamaya çalışırken buruştu ancak Fetching yardımına koştu.
“Ana Köle” dedi ve açıklamaya devam ederken sesi sıkılmış bir tona döndü. “Bin yıl önce o bir insan ve harika bir savaşçıydı. Bazı Tanrılarla savaşıp kazandı ancak güdük hizmetkarı olmasaydı bunu başaramazdı”.
Jackal ona keskin bir bakış attı.
Buçukluk hizmetkarı olmasaydı” diye düzeltti kendini Fetch.
“Peki hizmetkarın adı?” diye bastırdı Jackal.
Fetch ona geri zekalıymış gibi baktı. “Zirko. Hepsinin adı Zirko.”
“Sadece Başrahip olanın” dedi Jackal. “Oats?”
“Belico ilk Zirko’ya onu nasıl ödüllendireceğini sordu ve küçük sikik de -”
“Lanet” diyerek elini kaldırdı Jackal.

5 Beğeni

“Düşünmek kendi başına yetersizdir, düşünceleri sözcüklere dökmedikçe tam bir duruluk, açıklık, kesinlik kazanamazlar: Onları askerler ya da telgraf direkleri gibi sıraya dizmek, demiryolu hattı misali ufka uzatmak, bu arada yolun köprülerini, viyadüklerini kurmak; setlerini, virajlarını yapmak, önemli yerlere dudaklarını koymak gerekir -düşünceler ancak o zaman açık hale gelir. Bu son derece eziyetli, mühendis titizliği gerektiren yol inşasına yanılmıyorsam mantık ve tutarlılık diyorlar ki zeki olmak isteyenler için böyle bir inşa mecburiyken, diğerleri için o kadar da gerekli değildir; öyleleri dilediklerince avarelik edebilir.”

(Leonid Andreyev, Şeytan’ın Günlüğü)

8 Beğeni

" Mutlak gücün en rahat yanı, halkın gözünde her şeyi kutsallaştırmasıdır. Buna karşılık, kimsenin gözüne çarpmayan gülünç şey nedir? Yirmi yıl boyunca uygulayacağımız siyaset, jakoben korkusu üzerine kurulacak, hem de nasıl bir korku bu! Her yıl kendimizi '93 arifesinde sanacağız. Resmi kabullerde bu konudaki sözlerimi duyacaksınız umarım! Güzel şeyler bunlar! Bu korkuyu biraz olsun azaltacak her şey soylularla dindarların gözünde çok ahlaklı olacaktır. Parma’daysa, soylu veya dindar olmayan herkes hapiste ya da hapse girmeye hazırlanıyor; bu evliliğin ancak görevden alındığım gün bizim ülkede dikkat çekeceğine emin olun."

(Stendhal, PARMA MANASTIRI)

3 Beğeni

Eğer insanlar zihinlerinde hep geçmiş acıları canladırmasalar ve hallerinden memnun olacaklarına, geçmişin hesabına dalarak sürekli sıkıntılarını tazelemeseler, kuşkusuz şimdiki gibi acı duymazlardı.

( Johann Wolfgang von Goethe, Genç Werther’in Acıları )

9 Beğeni

Ne kadar büyük bir adaletsizlik diye düşündü. Ağzımı istediğim sıklıkta kapayabiliyorum. Oysa bu denli iyi korunmuş olan bu organın görevi nedir? Yalnızca besinlerin vücuda girmesine yardım etmek. Buna karşılık kulaklar, her türlü saldırıya açık!

Körleşme - Elias Canetti

7 Beğeni