Bir 23 Nisan Öyküsü: Kahraman

Mars’ın yörüngesindeki uluslararası uzay istasyonundaki astronotlar, ilk uzay yürüyüşü için hazırlanıyorlardı. Basınç odasında Mars atmosferine uygun olarak dizayn edilmiş uzay tulumlarını giyen beş uzay adamı bir yandan da sohbet ediyorlardı. Sol omzunda en iyi pazarlanan bayrağı taşıyan adam söze girdi:

“Beyler, birazdan Mars yörüngesinde uzay yürüyüşü yapan ilk insanlar olarak tarihe geçeceğiz. Eğer ilk ben çıkarsam, ülkemin en ünlü kahramanlarından biri olan süpermen gibi uzayda salınacağım! Ah, keşke pelerinim de olsaydı.”

“Tabii eğer ilk sen çıkarsan,” dedi karşısındaki sarışın adam. “Belki de bu ben olurum, ne dersin?”

Gülümsedi pelerinsiz adam alay edercesine ve konuştu: “Sen kim olacaksın peki? Bir kahramanınız var mı sizin?”

“Yuri,” dedi kozmonot kendinden emin bir tavırla, “Yuri Gagarin, tanıdık geldi mi?”

Bu yanıtla Amerikalı’nın yüzü asıldı. Bozulduğu her halinden belli oluyordu. Ortamı yumuşatmak isteyen çekik gözlü kısa adam araya girdi:

“Ya ben çıkarsam,” dedi, “ben çıkarsam kim olacağım biliyor musunuz?”

“Kim olacakmışsın?” diye sordu hemen, Fransız aksanıyla konuşan adam.

“Yao Ming,” dedi Çinli. “O da benim kahramanım,” ve ekledi “Ya sen Jaquez? Sen kim olacaksın?” Jaquez bu soruyu bir elini tulumun içine sokarak cevapladı: “Napoleon dostum, yakışmaz mı?”

Amerikalıyla Rus’un tüm gerginliğine rağmen neşeli bir hava hakimdi şimdi basınç odasına. Yer çekimsiz ortamda asılı kalan gülüşmelerin etkisi geçince çaylak da onlara katıldı ve seçim zamanı geldi. Duvardaki panelin solundaki ekranda rakamlar belirdi önce, hızla ileri geri oynaştılar ve sonunda ondan geriye doğru sayıma başlandı. “On, dokuz, sekiz, … , beş, …”

“Süpermen’in havalanmasına az kaldı beyler!”

“Çok beklersin.”

“Sessiz.”

“… , üç, iki, bir ve sıfır!”

Ekrandaki rakamlar önce silikleşti ve ardından kayboldu. Odadaki beş uzay adamı da bu anı bekliyordu. Neyse ki ekran onları çok bekletmedi ve aynı zamanda uçuş bilgisayarı görevini de gören yapay zeka tarafından yapılan seçimin sonucu ekranda belirdi: “Mars yörüngesinde yapılacak olan ilk uzay yürüyüşü için seçilen astronot: Merih Tunçbilek. Ön görülen görev zamanı, Dünya saati ile 23.04.2067 - 04:30”

Açıklamanın ardından odada ilkin bir sessizlik oldu ama bunu Amerikalı bozdu: “Seni şanslı hergele! Yüz papele hakkını devretmek ister misin?”

Nikolay araya girdi: “Sok o papellerini cebine! Çaylak seçildi ve ilk o çıkacak.”

Amerikalı homurdanacak gibi oldu ama karşısındaki sarışının pek geri durmaya niyeti yoktu. Bunu gören süpermen geri adım attı ve çaylağa dönerek: “Hey, takılıyordum ahbap. Söyle bakalım, sen hangi kahraman olacaksın?”

Merih gülümsedi. Amerikalıyı işaret ederek yanıtladı: “Bazı kahramanlar pelerin takmaz dostum. Benim kahramanımın da bir pelerini yok. O uçamaz, uzaya çıkamaz, başka ülkeleri fethe gitmez ya da artistik smaçlar basamaz,” dedi ve ekledi “Bugün 23 Nisan. Ben, birazdan Mars yörüngesinde serbest yürüyüşe çıkacak olan ilk ademoğlu olacağım. Ben, kahramanımın bana hediye ettiği günde, onun hedeflediği yere yürüyeceğim,” dedi. Kaskını koltukaltına aldı, duvardaki çubuklardan tutunarak izolasyon odasının yolunu tuttu. Kapıdan geçmek üzereyken geriye dönerek “O derdi ki; İstikbal göklerdedir,” ve ekledi “Benim kahramanım Atam’dır; Atam Mustafa Kemal Atatürk”.

23 Nisan’ımız Kutlu Olsun!

7 Beğeni

Öyküyü biraz geç gördüm. Yüreğinize sağlık. O ne güzel bir son olmuş öyle!

1 Beğeni