Bir Burun Hikâyesi

Öykü Seçkisi'nde okumak için: Bir Burun Hikâyesi – Aylık Öykü Seçkisi

image

Yıllarca aradım onu. Ama değdi doğrusu. Artık bu paha biçilmez hazine,bir süredir ellerimde. Bunun için küçük bir servetin yanı sıra ömrümün en güzel yıllarını da harcadım. Olsun… Tarih beni, Pinokyo’nun kayıp burnunu bulan adam olarak yazacak. Şimdi asıl mevzu, onunla ne yapacağıma karar vermek. Hepiniz Pinokyo’nun hikâyesini bilirsiniz. Geppetto denen yaşlı oyuncakçının bir kütükten yonttuğu… (DEVAMI…)

Merhaba,

Elinize ve kaleminize sağlık. İlk paragraflarda biraz tutukluk yaşadığım, Pia ile birlikte güzel bir açılıma giden ve sonrasını da keyifle okuduğum bir öykü kaleme almışsınız. Öykünün en beğendiğim yeri, Carla ile geliştirdiğiniz bağlantı oldu. Carla’nın Çağla’ya evrilmesi, tarihsel bilgiler, metnin kendisini çok keyifli bir yalana dönüştürmüş. Araya kattığınız ironiler de okurken gülümsetti. Sanırım kaleminizin doğal hali bu :slight_smile: Ve elbette sonunda sorguladıklarınız da çok anlamlı olmuş. Öykünüzün tümünü çok beğendim ve keyifle okudum.

Bir kaç küçük eleştirim var. İlk öykünüzdeki özenli dizilimi, nedense burada göremedim. Bunun sebebi belki ikinci ya da üçüncü göz atmayı yapacak vaktinizin olmaması ya da teknik bir sorun olabilir. Bazı noktalama işaretleri ve kelimeler birbirine geçmiş.

Bir kaç örnek vermek istiyorum izninizle-küçük ama işte gözüme takıldı :slight_smile:
ne Gepetto” olsa daha iyi olurdu

Kısacası, Geppetto ne sıradan bir marangozdu (tıpkı Hz İsa gibi) ne de Pinokyo insana dönüşmek isteyen bir kuklaydı.

Aşağıdaki cümlede bir sorun var gibi duruyor. Belki tekrar bakmak istersiniz.

Bize anlatılan hikâyenin en büyük tutarsızlıklarına gelince; yaklaşık üç yüz elli yıl önce yaşamış, dünyanın en sıra dışı varlığı olan canlı bir kuklanın sıradan bir insana dönüşmek istemesi ve bir varlığın insana dönüşmesinin lütuf gibi sunulmasıdır

Dediğim gibi, bunlar küçük bir kaç örnek. Eminim tekrar üzerinden geçtiğinizde siz de fark edeceksiniz.

Ha bir de bu tamamen kişisel bir yorum, Gepetto’nun hayal dünyası Pia’yı sadece “seksi ve zarif bir kadın” olarak yontacak kadar kısıtlı değildir bence :slight_smile:

Görüşmek üzere :slight_smile:

Merhabalar Müge;

Öncelikle öykümü okuduğunuz ve yorumladığınız için teşekkür ediyorum. Beğendiğiniz için de ayrıca mutlu oldum. Hicvi ve ironiyi seviyorum. Açıkçası biraz dalgacıyımdır. Eşim hep şikayetçi olmuştur bu durumdan:)

Kısacası, Geppetto ne sıradan bir marangozdu (tıpkı Hz İsa gibi) ne de Pinokyo insana dönüşmek isteyen bir kuklaydı. Bu cümledeki “ne” kelimesinin yeri hususunda haklısınız.

Ancak noktalama işaretlerinin ve kelimelerin birbirine geçişi basımla alakalı teknik bir hata. Açıkçası yazım kuralları hususunda hassasımdır. Buradan platform yöneticilerine duyurulur:) Bu teknik hatalar yazarı, okuyucu nezdinde zor duruma sokabilir; okuyucu yazarı özensiz ve yetersiz bulabilir.

İkinci alıntıladığınız cümle biraz uzun ve karmaşık açıkçası. Yazarken benim de kafam karışmıştı:) Ancak cümle tekniği açısından bir hata göremedim.

Gepetto’yu bu kadar gözünüzde büyütmeyin, ben onun ciğerini bilirim:) Bir ara Pia’yı kendine saklamayı bile düşündü.

Bu ayki seçkiye muhtemelen katılmayacağım. Yeni bir roman projesi nedeniyle gündemim yoğun gidiyor. Umarım sonraki seçkiye öykümle katılırım. Yorumlarınızı ve eleştirilerinizi eksik etmeyin:).

Görüşmek üzere, esenle kalın…

1 Beğeni

Tekrar merhabalar Müge,

Bize anlatılan hikâyenin en büyük tutarsızlıklarına gelince; yaklaşık üç yüz elli yıl önce yaşamış, dünyanın en sıra dışı varlığı olan canlı bir kuklanın sıradan bir insana dönüşmek istemesi ve bir varlığın insana dönüşmesinin lütuf gibi sunulmasıdır.

Bu cümleyle alakalı bir arkadaşımdan daha uyarı geldi ve sorunun kaynağını bulduk.:slightly_smiling_face: “En büyük” ibaresi tekil bir durumu ifade etmekte ancak peşinden gelen “tutarsızlıklar” kelimesi çoğul bir ifade. O zaman cümleyi “en büyük” ibaresini çıkarıp şöyle düzeltelim:

Bize anlatılan hikâyenin tutarsızlıklarına gelince; yaklaşık üç yüz elli yıl önce yaşamış, dünyanın en sıra dışı varlığı olan canlı bir kuklanın sıradan bir insana dönüşmek istemesi ve bir varlığın insana dönüşmesinin lütuf gibi sunulmasıdır.

Teşekkürler Ali, teşekkürler Müge…

Tekrar bakmanıza ve sorunlardan birini bulmanıza sevindim. Doğru tespit etmişsiniz. Ancak ikinci bir sorun daha var ki o da noktalı virgülden önceki “gelince” kelimesi. Bu kelimeyi tam bir cümlenin takip etmesi gerekiyor. Çünkü cümlenin bittiği “sunulmasıdır” tek başına kalmış. Neyin sunulması? sorunuzun yanıtı yok :slight_smile:

İzninizle tekrar yazarsam daha anlaşılır olacak:

1- Bize anlatılan hikayedeki tutarsızlıklardan ilki, yaklaşık üç yüz elli yıl önce yaşamış, dünyanın en sıra dışı varlığı olan canlı bir kuklanın sıradan bir insana dönüşmek istemesi diğeri de bu varlığın insana dönüşmesinin lütuf gibi sunulmasıdır.

2- Bize anlatılan hikâyenin tutarsızlıklarına gelince bunu iki başlıkta toplayabiliriz. İnsanın yaklaşık üç yüz elli yıl önce yaşamış, dünyanın en sıra dışı varlığı olan canlı bir kuklanın sıradan bir insana dönüşmek istemesi ve bir varlığın insana dönüşmesinin lütuf gibi sunulması.

Bunlar sadece şimdi düşündüğüm örneklemeler. Siz de tekrar bir bakın isterseniz.

Kolay gelsin

Selamlar.

Öykünüzü yaratırken kurmuş olduğunuz tarih - mekân ilişkisi ve bu ilişkinin günümüze kadar geliyor oluşu, onca karaktere ve kısa anlatıma rağmen, gözümde sağlıklı bir şekilde canlandı. Tebrikler.

Şu meşhur uzun cümleyle ilgili ben de bir şeyler söylemek isterim :slight_smile: O cümlenin bulunduğu paragrafta genel olarak -di’li geçmiş zaman kullanılmış. Bir de “gelince” kelimesini fazla buldum. Affınıza sığınarak şu şekilde olması biraz daha ahenkli olur görüşündeyim:

“Bize anlatılan hikâyenin en büyük tutarsızlığıysa; yaklaşık üç yüz elli yıl önce yaşamış, dünyanın en sıra dışı varlığı olan canlı bir kuklanın sıradan bir insana dönüşmek istemesi ve bir varlığın insana dönüşmesinin lütuf gibi sunulmasıydı.”

Yeni romanınızın milyonlarca okura ulaşması dileğiyle…

Sevgiler.

Merhabalar;

Bu cümle bu şekliyle daha iyi oldu:slightly_smiling_face: Teşekkürler, görüşmek üzere…

Selamlar;

Çok teşekkür ederim öykümü okuyup da yorumladığınız için. Güzel temenniniz için de ayrıca teşekkürler.

Artık bu cümle benim değil tüm platformundur :slight_smile: Ama ne kadar güzel değil mi? Bir cümle üzerinden birbirimize bilgi aktarımı yapıyoruz. Sizin yazdığınız şekliyle de açıkçası benim cümleme göre daha anlaşılır olmuş. Teşekkür ederim.
Bu arada sonraki seçkiye katılamayacağımı söylemiştim ama dayanamayacak gibiyim.

Sevgilerle, görüşmek üzere…

Rica ederim. Seve seve okudum.

Paylaşımda bulunmak ve edebiyata ilgisi olan her yaştan kişinin olumlu-olumsuz yorum yapması çok güzel. Dünya nüfusunun hızla arttığı, okuyan-yazan sayısının hızla azaldığı bu çağlarda böyle oluşumlar bir nimet.

Bu arada meşhur cümlenizi bir sonraki öyküde kullanmaya karar verdim. Off… Monitör uzayan burnum sebebiyle çatlayıverdi :slight_smile:

Bir sonraki öyküde görüşmek üzere. Benim de aklımda bir fikir var. Yeşermeye devam ederse katılmayı düşünüyorum.

Sevgiler, görüşmek üzere…

Merhabalar,
Öykünüzü okumak keyif vericiydi. :slight_smile: Öyküyü başkalarına da okumaları için tavsiye etmeyi düşünüyorum.
Bir sonraki seçkide görüşmek dileğiyle.

1 Beğeni

Teşekkürler, beğenmenize sevindim. Kara delik temalı seckiye bugün eklenen Delik Kara isimli öykümü de okursaniz sevinirim. Bol selamlar…

1 Beğeni