Bir Kitabı Ne Değerli Kılar: Az Bulunurluk, Alınan Keyif, Açtığı Kapılar vs

Aynı korku bendede var .Ancak görünen o ki Zaman çarkını nerden baksan bir 5 yıl boyunca satın almıyacağım keşke ilk 4 kitabı okumasaydım

bence 4 ile bırakma bir şekilde bitir hepsini. yoksa dayanılmaz bir hal alabilir. kendimden biliyorum. çalışmaya başlamadan önce başladım seriye ve tamamını alma imkanım olmadığından elektronik ortamdan edinip okudum. işe başlar başlamaz da hemen kitapları toparlamaya başladım. bir tek 6. cilt kaldı. bulabildiğim sürece ciltli kitapları tercih ediyorum. daha pahalı olsa da değiyor bence. büyük şehirde yaşamadığım için de bir tek internetten satış yapan yerlere bakabiliyorum. yoksa buraya istediğim bir çok kitabın gelmesini beklemek boşa zaman kaybı olacak.

inşallah farklı tasarım olmaz ama olursa da önemli değil yeterki bir an önce basılsın.

Ben de ilk’ü 4 epub olarak okumuştum ( yaptığımdan utanıtyorum) ama sonra kitapların sayfa sayısının eksik olduğunu farkettim

Not : zaman çarkının kapakarımı değisıyormuş ? o zaman inşallah Ingiltere deki kapaklar gelir .

kapaklar değişir mi bilmiyoruz ama tekrar basılacağını öğrendim yetkililerden. ben de epub olarak okudum ve utanmıyorum. çünkü o dönem imkanlarım kısıtlıydı. şimdi daha iyi durumdayım ve teker teker o şekilde okuduğum kitapları kitaplığıma ekliyorum. epub olarak evet sayfalarda eksikler var ama bende pdf olarak da var. onda tam gibi duruyor. ama eline kitabı almanın güzelliği hiçbir yerde yok. bir kitapçıda çalışıyorum şu an ve bunun faydalarını da kullanmaya çalışıyorum. kitapları bulma ve getirtme olarak.

1 Beğeni

kapadığı kapılar olabilir

Düşündürücü olması; ufku genişletmesi. Bunu da yapmacık diyaloglarla, yapmacık karakterlerle değil, kanlı canlı gerçek hayatı sunarak yapması.

Benim için kitabı değerli kılan şey; felsefi bir derinliğinin olması, yeni ufuklar açması ve konusudur. Başlıkta olmasa aklıma gelmezdi: az bulunan, popüler olmayan kitaplar, diğer kitaplardan daha çok dikkatimi çekiyor. Bu kitapları çoğu kişinin bilmiyor oluşu bana kitabı kendime özelmiş gibi hissettiriyor. Bir de kitapların eski ve daha önceden birileri tarafından okunmuş olması beni daha çok kitaba bağlıyor hatta kitap üzerine notlar yazıldıysa, bazı cümlelerin altı çizildiyse kitap tadından yenmez oluyor.

3 Beğeni

Gereksiz derine indiğimi düşünenler olabilir ama bu tarz bir soruyu yanıtlayabilmek için, değer dediğimiz kavramın ne olduğunu sormamız gerekiyor. Bunu, şurada istediğimiz kadar tartışabiliriz ama ortada olan tek gerçek, onun öznel bir kavram olduğu olacaktır.

Aşağıda vereceğim örnekler genellemelerdir.

Eğlenmeyi ve gülmeyi seven bir insan için, kitabı değerli kılan, kendisini ne kadar eğlendirdiği olacaktır. Hele bilim kurgu veya fantastik edebiyat da seviyorsa, Otostopçu’nun Galaksi Rehberi onun için oldukça değerli olacaktır.

Felsefi bir şeyler arayan kişi için, aradığı felsefi değere göre, kitabın değeri de değişecektir. Örneğin, pesimizmden zevk alan bir insan Schopenhauer, Kafka, Cioran vb. yazarların kitaplarını ayrı sevecektir. Denemeler yerine kurguyu seviyorsa, bunlar içinden Kafka kitaplarına daha çok değer verecektir. Aksi durumda, Cioran ve Schopenhauer öne çıkacaktır.

Varoluşçuluğu seven birisi için Sartre, Camus gibi kişiler oldukça önemli olacaktır. Ben, şahsen Camus kitaplarıma ayrı bir değer veririm çünkü Camus, en sevdiğim yazardır. Bunlar arasından Yabancı, Veba ve Sisifos Söyleni ayrı değerlidir. Veba ve Yabancı, en sevdiğim romanları olduğu için, Sisifos Söyleni, felsefesini doğrudan ve kapsamlı bir şekilde açıkladığı denemesi olduğu için.

Elbet, bunlar dışında bazen az bulunurluk veya gizlenen bir bilgiye ulaşmak da, insana zevk verebiliyor. Elime, sorgulanabilir bir kitap geçtiğini hatırlıyorum. Kara kapaklı bu kitabı -aslında yasa dışı hiç bir yanı olmasa da- insanlar içinde, metroda okurken, adını gizlerdim parmaklarımla. Bunun nedeni, görülecek olsa, başıma ülkedeki kimi koşullar yüzünden dert açabilecek olmasıydı. Her düşünce hoş karşılanmıyor ne de olsa. Oysa benim peşimde olduğum tek şey bilgiydi.

Bunu yaparken, kendimi bir kara büyü kitabı okuyor gibi hissetmiştim. Basımı on yıllar önce bitmiş bu kitaptan, yasak bilgiler gözlerim aracılığıyla benim varlığıma akıyordu. İnsanların ellerine almaya, hatta bakmaya bile korkacakları bir kitabı okuyordum. Hem de toplum içinde! Bu yasak olmanın getirdiği haz ve arzuyu, başka hiç bir kitaptan almadım. Oysa okuduğum kitap, düşününce çok özel bir şey de değildi. Ancak, benim yasak elmamdı.

Diyeceğim odur ki, kitabı bir kişi için değerli kılan, o kişiye yaşattığı tecrübedir. Bu tecrübe, onun için ne kadar -pozitif şekilde- akılda kalıcı olmuşsa, onun için o kadar değerlidir. Bu, kapsayıcı bir tanımdır ama insanların ne kadar çeşitli olduğu düşünülürse, bir o kadar da muğlaktır. Değerler göreli değil midir sonuçta?

Not: Bu tarz analizlerin en sevmediğim yanı da, çok sıkıcı cevaplar olmaları. Her şeyi parçasına ayrıştırmak ve insan tecrübesinin ne kadar göreli olduğunu göstermek… can sıkıcı. İngilizce yazıyor olsam anti-climactic derdim. Ancak gerçeğe en yakın tespitin de bu olduğunu düşünüyorum. Bizler için dünyalar ifade eden şeyler, başkaları için hiç bir şey ifade etmiyor olabiliyor.

5 Beğeni

Bana göre bir kitabı değerli kılan şey, insanın ruhuna dokunabilmesidir. Mesela kitapta kendine dair izler görürsün, yabancılık çekmezsin. Bir yerlerden tanışıklık hissi vardır veya böyle de olmayabilir, sadece seversin. Bazen bir nedene gerek yoktur.

Aynı zamanda bir kitabın içeriği ve üslubu da önemlidir. Edebi dilin güzelliği yazarın kalbinden dökülen kelimelerle katmerlenir çünkü. Sonra hikayesi kendini okuyacak insanlara ulaşır. Oradan da izin verenin kalbine girer.

Yazılanlar gerçekten kalpten dökülmüşse, insanlar üzerinde etkilere neden olur sanıyorum. İşte öyle ruha dokunabilir anca. :slight_smile:

3 Beğeni

Bir kitap bence alışılagelmemişliği ile değer kazanır. Bu yüzden bir türde verilen ilk eser oluşan türün teknik olarak en iyi örneği olmasa bile en değerlisi haline gelir ve ilk dillendirilen isim o olur.

-Alışılagelmemiş ilk- tamlaması ile kast ettiğim aslen yeni bakış açılarından başka bir şey değil. Tüm insanlık aynı dünyayı paylaşıyor olsak da o dünyadan özümsediklerimiz bir olmuyor. Ve işte o özümsenenler karbon döngüsüne tekrar girmek için yazılıp ediliyor fikirler kağıda kağıtlar kitaba kitaplar aklıma dönmeli yurdumda.

Evet kitaplar aklımıza, fikrimize dönüyor. Ben okuduğu bir kitaptan dolaylı dolaysız etkilenmeyen fikirlerinde ondan olumlu olumsuz beslenmeyen birinin o kitabı okuduğunu kabul edemiyorum. Ancak ve ancak sayfaları elleriyle çevirmiş olsa gerek. Yazdıkça yazıyorum başlıktan uzağa gitmeyeyim daha.

Demem o ki her insan dünyayı,kainati kendi penceresinden gözetler. Ama bu pencere resmin çok küçük bir dilimini gösterir bize. Evrenin hakikatine daha iyi vakıf olmak için başka insanların pencerelerinden gördüklerine vakıf olmak gerekir. Kitaplarda bunun bir yoludur o başka pencerelere açılan. Bu mantıkta düşündüğüm için hiçbir ideoloji, hiçbir düşünce dinamiği tek başına doğru olamaz da hepsi içlerindeki doğruluk, haklılık kırıntılarının toplamıyla ancak doğru olur gibi geliyor bana ama bu ayrı bir başlık olur.

Yani uzun lafın kısası bir kitap bana bende olmayan bir bakış açısı sunuyorsa benim nezdimde çok değerlidir. Franz Kafka’ nın dediği gibi “Eğer okuduğumuz bir kitap bizi kafamıza vurulan bir darbe gibi sarsmıyorsa, niye okumaya zahmet edelim ki ?”

Başlıkta değindiğiniz basımı bitti kapağı kalındı ilk basımdı gibi kriterler edebi değil koleksiyonculuk ve arşivcilik olarak değer katar. Bu sanat değil ticarettir olsa olsa ya da hiç okunmayan kitapların doluştuğu kütüphanelerde ele güne sergi malzemesi olmaktır.

5 Beğeni

Benim için:
-Okunurluk
-Akıcılık
-Yeni kitap kokusu
-Kapağının en azından renk tonlarının hoşuma gitmesi

1 Beğeni

Watership Tepesi de yeniden düzeltilmiş çeviriyle basıldı. Ama gel gör ki eskiden çok değerli olan kitabın şimdi esamesi okunmuyor.

3 Beğeni

Siz çok yaşayın emi. Böyle dememin kusuruna bakmayın. Son verdiğiniz örnek için gösterilen çabaya ve sonrasındaki “ticari olarak” fos çıkmasına bizzat tanık olduğum için bu konuda artık maalesef fanatik okurlara güvenmiyorum.

1 Beğeni

Fahrettin Bey, Watership Tepesi örneğini arkadaş verince yazayım dedim ama sizin okuyacağınız hiç aklıma gelmedi. Kusura bakmayın. Emeğinize sağlık, siz tekrar basınca çok sevindim ben, hemen edindim. Lakin özellikle Lost ile çıldıran tayfa kitap çıktı da ne yaptı, çok merak ediyorum.

Epsilon basmadan önce forumda adı çok geçen kitaplardandı, benim de lost ile değil (gerçi lost zamanı ilgimi.çekti mi hatırlamıyorum :slight_smile: ) forumda çok konuşulması nedeniyle ilgimde olan bir kitaptı. Meraktan çıktığı gün alıp okudum, üzerinde olan ilgiyi hakeden bir kitap. Ama bu konuda size katılıyorum, bazı kitaplar yok olduğu için çok konuşuluyor ama basılınca o ilgiyi görmüyor

2 Beğeni

Yok estağfurullah ama verdiğiniz örnek üzerinden gitmek ve direk bildiğim için konuşmak çok daha kolay. Esas olarak Netflix dizisi geliyor diye gaza getirtip keyifle hazırladık bence şirketçe. Ama sonuç dağ fare doğurdu. Tabi ticari açıdan.

VE biraz iddialı olabilir ama şunu da iddia edebilirim ve inanıyorum ki
İthaki yetkilileri gidip uğraşsa ve ekstra çaba ve parayla yüzyılın bk öykülerini yeniden çıkarsalar ve atıyorum 3000 tane bassalar o baskı ellerinde patlar ve gayrı resmi olarak patron ve yetkiliden laf yerler ve kredileri daha düşer.

2 Beğeni