Bir Yazarı Neden Severiz?

Bir yazarı neden severiz? Veya seversin? Bir yazarı senin gözünde kıymetli yapan şey/şeyler nedir?

2 Beğeni

Hayalgücü. Benim açlığımı giderecek bir hayalgücüne sahipse kalbimde o yazara da yer var demektir.

3 Beğeni

İlk önce tabii ki yazdığı kitaplar ve anlatım dili. Ama burdaki etkenlerden biri de karakteridir. Eğer yazar “insan” değilse kitapları muhteşem olsa bile okumam ben. Bunun dışında hitap etme meselesi var, eğer yazarın tarzı, anlatımı, yazdığı kitabın teması vs bana hitap ederse şans veririm elbet, bir de yazdığı tür var, romantik türde yazıyorsa biraz önyargı denebilecek şekilde “hayır” derim.

1 Beğeni

Benim soruyu çok geniş sormamdan kaynaklı böyle bir cevap aldığımı düşünüyorum. Mesela bir tarih kitabından hayal gücü bekler misiniz? Veya bir biyografiden, otobiyografiden.

Aklıma hemen Dostoyevski geldi nedense. Bu yazarın çok ahlaklı bir yazar olmadığı bilinir, belki de onu güzel bir yazar yapan onun ahlaksızlığıdır kim bilir?

1 Beğeni

Hayır beklemem. Genelde o tarz kitapları okumadığımdan böyle bir cevap verdim ben de. :slight_smile:

1 Beğeni

Yazarın uslübü ve anlattığı şeyler. Mesela Albert Camus’yü çok severim çünkü doğrudan benim hayatıma ve fikir yapıma dokunan şeyler yazıyor hem de bunu öyle bir dille yapıyor ki okumaya kıyamıyorum. Veya Samuel Beckett seviyorum çünkü anlatıları bana hitap ediyor, her zaman gördüğüm şeylere farklı açılardan bakmama vesile oluyor, dili de tam benim sevdiğim kafalarda, biraz deneysel biraz da varoluşçu. William S. Burroughs’u söyleyebilirim sevdiğim yazarlardan biri olarak, cut-up tekniği müthiş bir tarz, yine kıyamıyorum onu okumaya. Ray Bradbury severim mesela, çok orjinal konular yaratıp bunları bir bilimkurgu üstadına yakışacak şekilde aktarıyor. E. M. Cioran, Yusuf Atılgan, Hermann Hesse, Thomas Bernhard, Isaac Asimov, Robert A. Heinlein, Georges Perec, Italo Calvino vs. gibi diğer sevdiğim yazarlarda da en çok bu iki unsura dikkat ediyorum sanki.

5 Beğeni

Yazarı sevmem için yazdığı eserlerdeki fikirleriyle hayatta yaptıkları zıt olmamalı. Eserlerini,dilini,fikirlerini sevdiğim bir yazarın hayatta yaptıkları bana doğru gelmiyorsa sevmem ama eserlerini okurum. Başka şeye inandığı belli olup farklı kitap yazanlar bana göre ikiyüzlü. Böylelerini ne severim, ne de okurum. Yani yazarın çok iyi bir yazar olması onu bana sevdirmiyor, nasıl bir insan olması bana göre daha önemlidir.

1 Beğeni

Söylemek istediğim de bu, okuyamam, mümkün değil yani.
J.K.Rowling son zamanlar nasıldır biliriz, bu yüzden de yazdığı tüm o kitapları okumam, ama Harry Potter serisi tam başkadır, seriyi okumaya yeni başladığımda büyük bağışlar yaptığını duymuştum, seri o yüzden normaldekinden daha çok çekti beni. Yerdeniz’e başlamamın sebebi de forumda gördüğüm bir yorumdu. Le Guin’in Harry Potter hakkında sorulan sorulara verdiği bir yanıttı. Tolkien’eyse hep saygım olmuştur, Hobbit ve Yüzüklerin Efendisi’ne başlama sebeplerimden biri de buydu (bir de fantastik sevmiş olmam tabi)

1 Beğeni

Ben yazarlara pek takılmam kitaplarını okur geçerim.

4 Beğeni

Özgünlük sanırım. Dilin kullanımı ve üslup ne kadar önemli olsa da, bu anlam da ortalama bir başarıya bile sahip olsanız işinizi görüyorsunuz bir şekilde. Fakat özgün olabilmek ve sıradışı eserler vermek çok başka.

Beni kimsenin götürmediği diyarlara, pencere eşiklerine taşıyan yazarları severim ben. Keşfedecek, öğrenecek bir fırtınanın ortasına atarım kendimi böylelikle. Evet, kesinlikle oyumu bundan yana kullanıyorum ben.

1 Beğeni

Eserleri yüzünden severim.

Eserlerini de şu nedenlerden ötürü severim:

Sürükleyicilik, özgünlük, iyi tasarlanmış atmosfer.

1 Beğeni

Tabii ki de bizi mutlu ettiği için severiz. Şöyle bir dünyada, zamanımızın en küçük biriminde bile hoşça vakit geçirmemize sebep olan her şey bünyemizde iz bırakır. Ve bu izleri takip edip yüzümüzü her zaman bizi mutlu eden şeylere çeviririz. Aynı yazarların, aynı türlerin, aynı kitapların etrafında dönmemiz biraz da bundan bana kalırsa. Birazı da yaşlı bir maestroya yeni bir şarkı öğretmenin zor olmasından.

8 Beğeni

Kendimize benzediği için severiz. Belki de kendimizde bulamadığımız veya olmasını istediğimizi huyları özellikleri gördüğümüz için severiz.

3 Beğeni

Yazarın savunduğu düşünceyi/davayı onaylıyorsak severiz. Her kitap aslında bir düşünceyi savunur. Hatta pek çok düşünceyi savunur. Çünkü bazen bir cümlede bile pek çok fikir anlatılır. Bilimkurgu da olsa, fantastik de olsa, diğer yazılar da olsa her yazar aklındaki fikri anlatır. Kurgunun altında davasını anlatır. Savunduğu şeyleri anlatır. Eğer yazarın görüşleriyle kafamız uyuşuyorsa ya da yazarın görüşüne biz de katılmayı seçmişsek severiz artık o yazarı.

Aklıma King’in “O” eserinden bir sahne geldi. Ana karakter edebiyat okuyordu sanırım. Hocası “tüm metinler bir mesaj vermelidir” demişti. Ana karakter bunu kabullenemeyip itiraz etmişti. Mesaj vermek zorunda değiliz. Okuyucuya bir fikri zorlamadan da yazı yazılamaz mı?" gibisinden bir cümle kurmuştu. Bu King’e ait bir düşünce olsa gerek, karaktere has gibi değil. Düşünce güzel ama yine de bunu kitabında söylemek bile mesaj vermek değil midir? İşte bundan bahsediyorum. Herkes bir şeyleri savunur. Ve biz de bunlar için sempati besleriz.

4 Beğeni

Öncelikle sevdiğimiz her kitabın yazarını sevmek zorunda değiliz sanırım. Birçok kişi üslup, karakter yaratımı, eseri işleyişi gibi örnekler vermiş. Bu hususlar benim yazarın " yazma eylemini" beğeniyle karşıladığım anlamına gelir. Yazar sıfatıyla ya da sadece insan olarak onu sevdiğim anlamına gelmez. Yazarı sevebilmem için onun haklı davasını, verdiği mücadeleyi sevmem, bunlar bir yana daha kişisel olarak yaşantısından ve karakterinden de hoşlanmam gerekir. O yüzden iki tür sevdiğim yazar var diyebilirim. Haklı davası uğruna fiili ve yazma eylemi olarak çaba harcayan Lermontovlar, Rousseaular -ki Rousseau’nun kadın düşmanı olduğunu bile bir bakıma gözardı edebiliyorum bu hususta- Woolflar, öteki yanda yaşam tarzından ve samimiyetinden hoşlandıklarım Salinger, Hemingway, Gaiman gibi. Umarım kastettiğim noktayı anlatabilmişimdir. :herb:

3 Beğeni

Bir insanı veya bir rengi neden seviyorsak aynı sebepten :slight_smile:

3 Beğeni

Aslında ben yazarları sadece yazdıklarıyla değerlendiremiyorum. İdeolojileri, yazarken yaşamış olduğu çevre, tecrübeleri, bana farklı bakış açıları kazandırabilecek ya da bana benden parçaları daha süslü dilden sunabilecek, yakın yazarları daha çok seviyorum. Sevdiğim yazarların her kitabını da beğendiğim söylenemez pek tabii. Farklı alanlarda eserler çıkarabilmeleri de önemli. Her anlamda çeşitli bulduğum yazarları daha çok seviyorum.

5 Beğeni

Karakteri, yaşammışlığı, kalem gücü, eserine siyaseti, ırkçılığı katmayan yazarları severim ben. Mesela Dostoyevski’nin ben sadece Suç ve Cezasını okudum. Suç ve Cezayı okuduktan sonra yazarın tüm eserlerini okumak istedim sonrasında bir yerde Karamazov Kardeşler adlı romanında Türkler hakkında yazdıklarını okuduktan sonra ben Dostoyevski’den bir anda soğuya verdim. Hatta suç ve cezayı çöpe atasım bile geldi. Hayatım boyunca bir daha Dostoyevski okuyacağımı sanmıyorum. Önemli olan eserlerinin başyapıt olması değil önemli olan aynı zamanda bir yazarın insan olması. Tarihi iyi olanlar bilir. Bu ruslar Panslavizm politikası uygulamıştır balkanlarda. Bu politikanın amacı balkanlardaki tüm Slav milletlerini Osmanlıdan ayırtıp kendilerine bağlamak istemesi. Yaşanan kanlı savaşlar neticesinde birçok Türk katledildi. Ama Dostoyevski bu olayı çarptırıp dediğim eserde Türkler Slavları katletti ibaresini kullanmıştır. Birde bu eser Dünya Klasiği bir eser. Bu eseri okuyanlar yalan yanlış tarih öğrenip Türklere karşı bir fobi oluşmasını olanak sağlıyor. Bu yüzden işte bu dediğim yazarın yapmış olduğu algı zımbırtısı yüzünden Dostoyevski’den soğudum.

3 Beğeni

Ben genelde yarattığı evrene bakıyorum, kişiliğine bakıyorum en çok da zekasına bakıyorum. Ben okuduğum eserden keyif alıyorsam ve beni derinlemesine düşündürüyorsa ben o yazarı seviyorum. Ama işin sonunda da güzel başladığı işi güzel bitirip bitirmediğine bakıyorum. Şu an mesela Patrik Rothfuss’u seviyorum ama 3. kitabı çıkarttığında ben halen sevecek miyim bilmiyorum. Öyle at gözlüğü takmış gibi evet ben seviyorum diye arkasına kapılıp başka hiçbir şey görmemezlik yapmıyorum. Evet şu an için çok seviyorum ama hadi bakalım.

Kısacası benim için önemli olan şey; tutkulu yazması, eserine özen göstermesi ve yazdığının arkasında olması lazım. Sonradan ben aslında şunu yazacaktım ya da falanca karakter aslında şöyleydi diye twit filan atarsa defterden silerim ben o yazarı. Tutarlı olacak ve yaptığı işi iyi yapacak bunlar benim için yeterli. Yaptığı işe saygısı olan birisini ben de severim. Varsın yazması uzun sürsün ama benim önüme kendisinin okumayacağı şeyi getirmesin.

Kısacanın kısacası işini iyi yapanı severim ben.

3 Beğeni

Biraz kendimize benzediğin için biraz benzemediği için( farklı fikirleri öğrenmek ve ne düşünüyor diye tahlil yaparak ruh dünyasını anlamaya çalışmakta olabilir ) veya üçüncü bir seçenek hiçbirisi sadece vakit öldürmek, boş zamanı değerlendirmekte olabilir. Bana göre fikirlerine önem verdiğim için okumak ve anlamak tarafında duruyorum…İnsan okudukça ne kadar cahil olduğunu keşfediyor bir zaman sonra ve onuyarak ögrenmenin yanında bilgisini katlamak için kendi tarafına yakın yazarlardan destek alarak bunu yükseltmek ister. Esasında öğrendiklerimizi de hayata tatbik etme konusunu da önemli yazar, o eseri hazırlayıp piyasaya sûrdükten sonra ona değer atfetmekle beraber onun ayak izlerini de takip ediyor oluyorsun bu her zaman böyle olmamakla beraber yazar bunu da okurlarından ister diye düşünüyorum…

1 Beğeni