Kurduğu dünya(lar) beni keyiflendiriyorsa, dünyaya farklı bir açıdan bakmamı sağlıyorsa, “arkadaş olsak da içmeye gitsek” dedirtiyorsa, güldürüyorsa, şaşırtıyorsa o yazarı yüksek ihtimalle severim.
2 Beğeni
Güzel soru. Neden severim? Aklıma ilk esenler: Zevk verdiği için. Bilmenin, anlamanın, keşfetmenin, hayal gücünün hazzı için. Daha önce hiç hissetmediğim duygular için. Başka dünyalar için. Yaşama gücü verdiği için. Anlam kattığı için. Kendimi yalnız hissettirmediği için. Hayatıma derinlik ve genişlik kattığı için. Zaman ve mekanı kırdığı, sınırlı ömrüme binlerce yıl ve yer, binlerce yaşam kattığı için. Beni daha iyi ve daha mutlu bir insan yaptığı için.
6 Beğeni
Halkı, milleti anlatması…
Yaşar Kemal ve John Steinbeck en favori sevdiğim yazarlardır.
5 Beğeni
Edebi bir zevke sahip olmalı. Yazdığı her sayfa diğerini merak ettirmeli. Alıntılanabilecek güçte cümleleri olmalı. Yazdıklarında mantık hatası, karakter tutarsızlığı, gereksiz plot armor olmamalı. Örneğin; önceki sahnede bütün şehri yakıp küle çeviren bir ejderha ana karakterle karşılaştığında onu duvardan duvara fırlatmamalı, onu da yakabilmeli.
3 Beğeni
Sadece fikirleri için bile severiz bence. Zaten okuduğumuz kitapları da fikirlerini yansıttığı biryer olduğu için kitabı beğenip beğenmememiz, her tür için geçerli olmasada, fikirlerinden kaynaklanır.
2 Beğeni
Bir yazarı üslubu, kullandığı teknikler, anlatım gücü gibi kriterler doğrultusunda değerlendirip, ona objektif bir şekilde puanımızı verebiliriz. Fakat işin içine değer girince, konu bir hayli öznelleşiyor. Bir yazarın benim için kıymetli olması için bir şekilde bana dokunmuş olması gerekir. En küçük bir fikriyle bile, bir şekilde bana yön verebilmişse çok başka bir yerdedir artık benim için. Ayrıca bazı yazarlar vardır, ne anlatmak istediğini görürsünüz ama okudukça aslında daha fazlasını anladığınızı duyumsarsınız. Yazarla aranızda kitap dışı bir boyut açıldığını hissedersiniz. Bunun bir sonraki ve kaçınılmaz olan seviyesi de yazarı hayatınıza devamlı müdahil etme zorunluluğu duymanız olacaktır.
5 Beğeni
Buraya kalem gücü, uslübu, anlatım şekli vs yazabilirim çünkü elbet bunların da önemi var ancak şahsen ben kendisinde, eserlerinde kendimden bir parça gördüğüm, hissettiğim yazarları seviyorum. Sevdiğim bir yazarın her eserini sevemeyebilirim mesela ama yaşadıklarında, düşüncelerince, hayatında, bakış açısında kendimden parçalar gördüğüm yazarları seviyorum.
1 Beğeni
Hangi tür olursa olsun bir kitabı okurken beklediğim şey benim hayatıma da hitap etmesidir. Tarihi bir kitap okuduğumda o zamanlar çekilen acılar; insanların psikolojik durumları; benimsedikleri görüşler, düşünceler… Kitabı okuduğum anda içinde kendimi görebilmeliyim. Ana karakter veya yan karakter olması önemli değil hatta 2-3 sayfa yer alacak biri bile olabilir. Onu kendim olarak gördüysem yeter. O zaman o yazar beni kendine çeker. Varsa diğer kitaplarına yönelirim çünkü bilirim ki o kitaplarda da benden bir parça mutlaka vardır.
-Bu sırada okuduğum kitap türleri çok karışıktır-
1 Beğeni
Genelde kurgu türünde kitaplar okuyorum ve özellikle fantastik türde kitapları seviyorum. “Bir yazarı neden severim ki?” sorusunu kendime de sorarak biraz düşündüm. Sanırım en çok yazarların beni düşündürmesini seviyorum. Mesela anlatılan kurgunun haricinde, yazılanın ötesinde okuyucuya hissettirilmek istenilen düşünceleri, yani alt metni yakalayabiliyorsam bu çok hoşuma gidiyor. Ya da gözüme sokulan salt yaşanan olaylarla dahi beni etkileyip, düşündürüyorsa yazarla bir bağ kurabiliyorum. “Etkilemek” çok geniş bir kavram oldu gibi. Kitabı okurken arada durup “Yok artık bu adam/kadın bunları nasıl kurmuş ya? Vay manyak herif/karı vay” diye sevgi maksatlı samimi bir düşüncem oluşunca yazara özellikle bayılıyorum ve hayatını merak edip kısaca bir araştırıyorum. Tabii bu noktada artık kişisel hayatında katil mi olur, düşmanım mı olur çok da umurumda olmaz çünkü değer verdiğim şey karakteri değil yazdıklarıdır. Yazarın karakterine küfür edip geçerim ama yazdıkları hoşuma gittiyse de hoşuma gitmiştir, meraklandırdıysa meraklandırmıştır. Bu noktada insanın kendine dürüst ve objektif olması gerekli bence.
1 Beğeni
Fantasik kitaplarda ne tür bir kriteriniz var? Yanlış anlamayın fantastik okumayı sevdiğim için soruyorum ^‿^ Kesin kanıya varmadan konuşuyorum tabii ki ancak insanlara doğaüstü yetenekler eklenmesini pek sevmem. Doğadaki unsurların değiştirilmesi beni pek etkiler. Özellikle bu konuda Murakami’nin “1Q84” adlı eserinde iki tane ay kullanılması beni pek etkilemiştir. Sizin de özellikle etkilendiğini unsurlar var mıdır?
1 Beğeni
Net bir kriterim yok aslında. Epik, kılıç ve büyü, bilimsel vb. kategorilere çok dikkat etmiyorum. Hoşuma gideni okuyorum diyebilirim 
Kaldı ki okumadığım yüz bin farklı eser varken okuduğum birkaç kitapla çok iyi bir yorum yapabileceğimi sanmıyorum ancak Zaman Çarkı serisini okurken mesela yukarıda bahsettiğim gibi “Vay be Robert Jordan bunları nasıl yazmış?” diye hayret ettiğim noktalar vardı. Aynı şekilde Dune serisini de bilim kurgudan ziyade biraz daha fantastiğe yakın buluyorum ve onda da bu şekilde beni düşündüren, sorgulatan noktalar vardı. Spesifik olarak ise yine bu iki seriden örnek vereyim Dune serisinde Paul’ ün umutsuzca çıkış yolu araması ve 2. Leto’ nun o dönüşümü sonrası neler olacağını bile bile yaşarken kendisinin iddia ettiği gibi bencil bir tanrı mı yoksa gerçekten de insanlık için insanlığını feda eden birisi mi olduğu konusunda ikilemde kalmıştım. Ya da Zaman Çarkı serisinde henüz 6. Kitabı bitirmiş olsam da Rand’ in sevdiklerini kendisinden uzaklaştırması ve yine her şeye rağmen hem sevdikleriyle hem de düşmanlarıyla mücadele ederek dünyayı Karanlık Varlığa bırakmamak için umutsuzca didinip durması beni etkileyen noktalardı. Tabii ki bu serilerde değinebileceğim çok farklı noktalar da vardır ancak bunlar ilk aklıma gelenlerdi.
Bu konuda ben tam tersini düşünüyorum. Yazar insana her ne kadar doğaüstü yetenek de verse insan olduğu için, insan kaldığı sürece hatalar yapacaktır ve mücadeleleri olacaktır karakterlerin. Aynı şekilde doğada bulunan özelliklerin değiştirilip yazar tarafından doğaya başka özelliklerin, unsurların atfedilmesine karşın aslında normalde doğadakine benzer bir mücadele mevcut olur. Tüm bunlar kapsamında bence fantastik kitapları okurken aynı zamanda doğaya, hayvanlara ve insanlara da bir bakış atacak olursak yazarın kağıda aktarmış olduğu hayal gücünün doğayla uyumlu olduğunu görerek benzerlik kurabiliriz bence. Bu nedenle fantastik kitapları hayal gücünden ibaret görmek yerine doğanın bir başka yansıması olarak görmeyi tercih ediyorum son zamanlarda. Kaldı ki bir süre önce “Fantastik kitaplar bize hayal gücü ve okuma zevki dışında ne katıyor?” diye düşünürdüm. Sonrasında fark ettim ki aslında bütün bu okuduklarım hayal gücünden ziyade dış dünyanın bir başka yansımasından ibaret aslında.
1 Beğeni
Aslında çok güzel bir noktaya parmak bastınız. Şuan okuduğum kitap olan "Hafıza Polisi"nde insanların adadaki her şeyi yavaş yavaş unutmaya başlaması fantastik gözükse de gerçeğin bir yansıması gibi. Hafıza sorunu yaşayan insanların bu süre zarfında her şeyi ,hatta en sevdiği insanları bile, yavaş yavaş unuturken çektiği acılar yansıtılmış gibi. Fantastik başlığı altında bizlere bunu anlatmak istemiştir belki de? Olabilir, kitap bitince daha iyi bir çıkarım yapabileceğimi düşünüyorum.
Fantastik kurgularda en büyük istisnam "Cadının Yüreği"dir. Genevievve Gornichec’in varsa diğer kitaplarını okumadım fakat bu eseri bence çok hoş. Kurgunun fantastik açıdan çok ağır olmasına karşın anlatım ve üslup çok ince, çok nahif. Benim açımdan çok sürükleyiciydi. Kendim bile okuduktan sonra çok şaşırdım normalde benim tarzım bir kitap değildi ancak tesadüfler insanı farklı yönlere çekebiliyor. İskandinav mitolojisi ne kadar ilginizi çeker bilmiyorum ancak Loki’nin çılgınlıklarını okumak isterseniz bence iyi bir kitap.
Bahsettiğiniz kitapları okumadım ama okuma listeme dahil edeceğim •‿• Fantastik kurgular üzerine tartışmak sanırım uzun zamandır büyük bir ihtiyaçmış benim için. Teşekkür ederim değerli düşünceleriniz için.
1 Beğeni
Ben teşekkür ederim. Sizin bahsettiğiniz kitapları henüz okumadım listeye alıyorum 
1 Beğeni
Herhalde benim yazmak isteyeceğim şeyleri çok iyi yazmış olmaları onları sevmem için gerek ve yeter şarttır.