Ya biz din derslerinde diğer dinlere düşman olarak özellikle Yahudilik anneden geçer diye öğretilerek büyütüldük, sanki doğarken biz Müslümanlığı okuduk da bu dünyaya geldik, doğan çocuğun bile kimliğine İslam yazmışız daha hala onun bunun dini değiştirilmiş, bizim ki değiştirilmemiş en doğru bizimki evreninde yaşıyoruz. He sen nerden biliyorsun onlarınkinin değiştirildiğini, seninkinin değiştirilmediğini? Kontrol eden bir mekanizma mı var, koyuyorsun yeşil ışık yanıyor? Hem seninki Allah’ın sözü diğerleri değil mi? Bunların kitapta başlıyor ötekileştirme, huzursuzluk, gıybet, hıyanet.
Halikarnas Balıkçısı kitabın değil yazarın ismiymiş.
Güzel kardeşim bu dediklerinin hepsinin cevabı var.Ama inanıp inanmamak sana kalmış.Herşeyi red edebilirsin.Fakat cevap arıyorsan okuduğun bazı şeylere inanmak zorundasın.Vicdanın ve aklın seni nerede rahat hissettiriyorsa o doğrudur.
Ceket palto vs. asılan ayaklı askılara dilsiz uşak denildiğini öğrendim.
Modern Klasikler Oksimoronluğu başlığı sayesinde oksimoronun anlamının “İki zıt anlamlı kelimenin bir arada kullanılması” olduğunu öğrendim. Emre Karayel’in aynı isimli tiyatro oyununu da hatırlıyorum. Anlamını moron, idiot gibi bir şey sanıyordum, alakası yokmuş.
Pubg’de yer alan “Yasnaya Polyana”nın Tolstoy’un doğduğu yer olduğunu öğrendim. Orda adına müzesi de varmış.
Bugün ben şunu öğrendim değil de, fark ettim demeliyim. Bir zamanlar gazeteler kuponla verdikleri kitaplarla, okurları için çok önemli bir kültür hizmeti de yapıyorlardı.
Kitaplarınız için acilen bir ev almalısınız.
Ev alamam ama daha az kitap almalı ya da e-kitap almayı artırmalıyım…
Şimdi bulamadım ama yine eski zamanlar Radikal gazetesi Şevket Süreyya kitapları dağıttı, Sabah gazetesi de (ben de yok ama) 90’lar da Nobel ödüllü romanlar dağıtmış…
Gazeteler bir dönem gazetecilik faaliyetleri dışında kültür faaliyetleri de yapıyormuş.
Misafir kabul ediyor musunuz? Bir kahvenizi içerdim.
Elbette ediyoruz ama salonda.
Kahve aldım ve kahve içeceğim. Kahvesiz yapamıyorum.
Ahaha. Ya aklıma şey geldi. Hani çocuk olunca çocuk sevmeye gidilir ya ben de kitap sevmeye gelmek istiyorum.
Çocuk sevmeye hediye ile gidiliyor siz de kitap sevmeye kitap hediyesiyle gelirsiniz.
Tabi canım elimiz boş gelecek değiliz. Alırız bir iki yaprak Oathbiringer.
Sahaf bir arkadaşım var, daha çok ikinci el kitaplar vb satıyor. Sana dükkan açalım, bir süre kitap almadan bunlar dükkanı idare eder diye takılır arada bir.
Alper hocam ne yapmak istedim biliyor musunuz? Bilemezsiniz çünkü söylemedim saçma oldu kabul neyse. Şöyle geri geri gidip bir hızla kitapların üstüne atlayasım geldi. Paranın, hazinenin üstüne atlarlar ya hani. Ben ki kitabın köşesi kıvrılsa depresyona girerim o yüzden öyle aerodinamik atlardım ki havada fizibilite ayarı çekerdim çünkü şükür ki akış dersi aldık hiçbir kitaba zarar vermeden üzerlerine düşer elimi böyle rastgele sallar elime ilk denk gelen kitabı açar biraz okur kenara fırlatır bir başkasını açar onu da biraz okuyup bir diğerine geçerdim. Arka planda da tam atladığım sırada bu şarkı girerdi: Nico Vega - Beast (Bioshock Infinite Extended Version) - YouTube
Kımon pipıl!
Şarkı güzelmiş ama ritmi pek öyle sakin sakin durma ritmi değil, muhtemelen o atlayış zararsız bir atlayış olmazdı.
Kitaplara zarar vereceginden emin olursa @Ishamael uçmayı bile söker. Eminim uçabilirdi öyle bir durumda.
Yakalandık. Neyse güzel güzel bir köşede oturup da o dediklerimi yapabilirim. Bir iki sayfa okuduktan sonra fırlatıp atma yerine kalkıp efendi efendi yerine geri koyardım.
@agape katılıyorum sökebilirim. Gerekirse kitapların arasında yaşamaya elverişli bir evrim de geçirebilirim. Her şey yapay seçilime ve benim inatçı ruhuma bağlı.