Belki zaten bilinen bir şeydir ama ben bugün öğrendim. Youtube’da aşırı miktarda gerizekâlı var. Evet, “gerizekâlı” sözcüğünü hiç çekinmeden kullanabilirim.
Olayın ne olduğunu da size anlatayım. Bugün biraz Türkçe müzik dinliyordum. Dinlerken yorumlara bir göz attım. Yabancı bir kişi “Turkish is a very beautiful language” (Türkçe çok güzel bir dil) yazmış. Bizimkiler de ona cevap olarak bir sürü hakaret ve küfür yazmışlar.
Şimdi bu ağır gerizekâlılık değil de nedir? Bir Türk, “Türkçe çok güzel bir dil” diyen bir insana neden küfreder? Ben başka bir açıklama bulamadım.
Bazen ben de Aziz Nesin’in: “Türk milletinin %89’u aptaldır” sözünü hatırlıyorum. Sonra Atatürk’ün: “Türk milleti zekidir…” konuşması aklıma geliyor çelişkide kalıyorum.
Tüm yabancılara düşman gözüyle bakan bir kesim var Avrupa’yı şeytanlaştıran veya Orta Asya ırklarından nefret eden kesimlerden oluşan bir toplumda büyüyen çocukların yabancı görünce böyle saldırmasına şaşırmıyorum ben. Zekadan çok eğitimle ilgili bir sorun bence.
Bu sadece yabancı düşmanlığı değil bence. Tamam, muhatap oldukları kişi yabancı ama bu yabancı bizim dilimizi sevdiğini söylüyor. Yani hakkımızda kötü bir şey değil, iyi bir şey söylüyor.
Eğitimle ilgili sorunlarımız olduğu aşikâr ama bence yeterli bir açıklama değil. İnsan cahil de olsa böyle saçma bir davranışta bulunmaz. Ben okuma yazma dahi bilmeyen ama oldukça saygılı insanlar da gördüm. Bu başka bir şey.
Hangisinin doğru olduğunu bilmek için bütün vatandaşları sırayla IQ testine sokmak lazım. Bana sorarsanız ikisi de bilimsel bir gözlem değil. Bazı nedenleri var. Aziz Nesin, bazı konularda toplumun çoğunluğu ile aynı fikirde olmadığı için yıllarca absürt tartışmalara maruz kaldı ve bunu söyledi. (Bu arada bildiğim kadarıyla %89 değil %60 demişti) Atatürk ise savaştan çıkmış ve çok geri kalmış bir milletin ayağa kalkma mücadelesine önderlik ediyordu. Bu yüzden bu milletin kendine güvenmesini sağlamak zorundaydı. Bence ikisi de kendine göre haklı.
Katılıyorum. Aptallık ve cahillik, ister olumlu isterse olumsuz olsun tepki doğurur. İnsanların da daha fazla etkileşim için yapmayacağı şey yoktur.
[quote=“okanakinci, post:659, topic:110”]
Hangisinin doğru olduğunu bilmek için bütün vatandaşları sırayla IQ testine sokmak lazım. Bana sorarsanız ikisi de bilimsel bir gözlem değil. Bazı nedenleri var. Aziz Nesin, bazı konularda toplumun çoğunluğu ile aynı fikirde olmadığı için yıllarca absürt tartışmalara maruz kaldı ve bunu söyledi. (Bu arada bildiğim kadarıyla %89 değil %60 demişti) Atatürk ise savaştan çıkmış ve çok geri kalmış bir milletin ayağa kalkma mücadelesine önderlik ediyordu. Bu yüzden bu milletin kendine güvenmesini sağlamak zorundaydı. Bence ikisi de kendine göre haklı.
IQ testinin de ne kadar bilimsel olduğu tartışılır. Ben inanmıyorum o testlere. Bazı şeylerin bilimsel deneyi yapılamaz, gözlemlere daha çok güvenirim.
Eğitim sisteminin (sistemsizliği) neredeyse 70 yıldır yavaş yavaş toplumu değistirdiğini düşünüyorum. Cumhuriyetin ilk yıllarında başlanan eğitim seferberliği 50’li yıllarda durağanlaşıp geriye gitmeye başladı. Neyse konu çok derin ama son nesilde sonuç okuduğunu anlamayan, insan ilişkileri bozuk, hedefsiz daha doğrusu kısa yoldan kazanmanın her türlüsünü mübah sayan, araştırmayı bilmeyen, biat kültürünü benimsemiş çocuklar yetişmeye başladı.
Çocuğun cinsiyetini belirleme partisi diye aklımın sınırlarını zorlayan bir akım icat edildiğini öğrendim. Yeni nesil bazı anne-babaları anlamakta zorluk çekiyorum gerçekten.
Hazır madem konuya daldım bir de şu son yıllarda moda olan çocuk doğunca nikah sekeri gibi süslü püslü şeyler dağıtılıp sünnet çocuğu odası yapar gibi doğum odası hazırlanmasını da anlamıyorum. Bunlar güzel şeyler diyenler olacaktır belki ama bence tamamen boşa masraf ve tamamen anlamsız.
Bir zamanlar tlc ya da tam hatırlamadığım bir kanalda sosyetik anneler diye bir program vardı. Programda yabancılar vardı. Hayret ederek izliyordum. Çocuklar daha anne diyemiyorken 300-400 kişilik devasa partiler düzenliyorlardı. Gerçekten şaşırtıcıydı benim için.
İlk diş sanki eskiden gelme bir şey. Diş buğdayı diye bir şey anımsıyorum.
İlk banyosunda da dua okunup tuzlu suyla mı ne yıkarlardı çocuğu sanki. Kardeşime yapmışlardı.
İlk defa altını pisledi diye parti verilmiyordur herhalde. Böyle 50-100 kişi toplaşıp “Yeeeyy!” filan demiyorlardır diye düşünüyorum. Sanırım benim devrelerim yandı…
Yeni baba olduğum için kafam bir sürü koca karı söylemleri ve telkinleri ile dolu.Ama bu saçma şeylerin tabi ki hiç birini yapmadım.İlk duşta kızımı tuzladılar sadece kokmasın diye halbuki çok güzel kokuyordu bebişim. ( Gerçi halen güzel kokuyor)
Allah bağışlasın. Analı babalı büyütmek nasip etsin inşallah. Tuzlamanın sebebi ileride ter kokmasın diyeymiş ama bazen zararları da olabiliyormuş hassas bir cilde sahipse bebek. Garip adetler var gerçekten umarım mümkün olduğunca koruyabilirsiniz. Daha yolculuğunuz yeni başlamış. Başarılar dilerim.