Yine olası sakin günlerden birisi. Saat akşamüzeri yedi. Vapur Kadıköy İskelesi’ne on beş dakika gecikmeli de olsa yanaşıyor. İnsanların yüzlerine bakmak istemiyorum. Her günkü şu asık suratlı vergi memuru belli ki demir kapının sol tarafında dikiliyordur, şeytan görsün yüzünü. Üniversiteli öğrenciler ellerindeki telefonlara dalıp, ekranları aşağı yukarı kaydırarak vakit geçiriyorlardır her zamanki gibi. Birkaç kere,… (DEVAMI…)
Sıkı bir Dostoyevski okuru olduğunuz daha “yazar hakkında” bölümünü okumadan, kurduğunuz satırlardan hissediliyor. Kendimi o vapurda, o rutinde, o yalanlarda ve o boşvermişlikte buldum, biraz da mevsimsel bir melankolidir belki ya da Burgazada’yı sevişimden mi bilinmez, öykünün içinde ben de geçtim aynı yolları.
Merhaba,
Öykünün akışı içinde bir yerde denk gelmiş olmak beni çok sevindirdi. Yorumunuz için çok teşekkür ediyorum. Nice güzel öyküleriniz olsun dilerim.