Talep edemezler, tavsiye verirler. Şu kısmı gereksiz uzatmışsın, belki çıkarsak daha iyi olur. Ya da şundan tam bahsedememişsin, belki şu kısmı biraz daha genişletebilirsin… gibi gibi. Tabii bu anca yurt dışında oluyor. Bizde editörün işi yazım yanlışlarını düzeltmekten öteye geçemiyor. Tavsiye versen ayrı laf yiyorsun, vermesen ayrı.
Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler’i ben de pek sevmemiştim. Aslında güzeldi ama korsanlık ve denizcilikle ilgili kısımlar o kadar uzun sürüyordu ki asıl konunun sonuca bağlanması gereken yerler hızlıca yazılıp birkaç bölümde oldu bittiye getirildi.
Ama üçüncü kitap daha güzeldi. İlk kitaptaki gibi bir geçmişe bir günümüze gitmesi ve Sansa İkizleriyle ilgili olaylardan bahsetmesinin de bunda katkısı var tabii 