Çöl Rüzgârları

Öykü Seçkisi'nde okumak için: Çöl Rüzgârları – Aylık Öykü Seçkisi

image

Ömrüm, bilinmeyeni, gizemleri, kapı arkasına gizlenenleri, unutulmuş köşelerde toza terk edilmiş elmasları aramakla geçti. Küskün kralların mistik seyahatlerine giden rotaların ardına düştüm. Çılgın kaptanların isyan denizlerinde miçoluk yaptım. Çıkmaz sokaklardan çıktım. El değmemiş güzellerin anlatılmamış ve bazen de umursanmamış masallarını dinledim. Gördüm ki hiçbiri kendi karanlığım kadar kaotik değildi. Ta ki onunla tanışana dek… Onun… (DEVAMI…)

Merhabalar,
Öncelikle kaleminize sağlık, güzel ve yoğun bir öykü olmuş. Ben beğendim. Ancak söylemek gerekirse dil zaman zaman ağdalı bir hal almış. Belki bu bir üslup meselesi olabilir ama az da olsa beni rahatsız etti…

Görüşmek üzere, bol selamlar…

1 Beğeni

Merhabalar,
Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim. Pinokyo teması için yazmış olduğum öykünün hiç yorum almamasına binaen bu yorum daha da bir iyi geldi. :slight_smile: Ağdalı üslup konusuna gelirsek; size gerçekten de katılıyorum. Yine de bu aldığım bir risk. Fakat elbette ruh halime göre farklı bir uslupla yazdığım hikayeler de olabiliyor.
Bu eleştiriyi güzel bir tavsiye olarak aklımda tutacağım. Tekrar teşekkür ederim vakit ayırıp okuyup, üstüne bir de yorumladığınız için.

1 Beğeni

Bence yazılması zor bir metin kaleme almışsınız. Duygu yoğun cümleleriniz tüm öykünüzü kaplamış ve bu da sizin öykünüzün tarzını oluşturmuş. Hafif bir dille bu anlatımı kotaramazdınız. Anlatmak istediğinize en uygun dili kullanmışsınız kanımca. Ben beğendim, su gibi okumadım ama zaten su gibi akmaması da gerekiyor gibi geldi bana. Yazarken sizi de zorlamış olmalı bu metin. Elinize emeğinize sağlık.

Pinokyo öykünüzü de beğenmiştim ama demek yorumu atlamışım :slight_smile:

Görüşmek üzere

1 Beğeni

Çok teşekkür ederim vakit ayırıp okuduğunuz için. Ne güzel yorumlamışsınız. Haklısınız sanırım, hafif bir dille eksik kalacaktı bu öykü sanki.
Pinokyoya gelirsek; okumuş olmanız bile yeterli elbette. :slight_smile:

Sonraki öykülerde görüşmek dileğiyle

1 Beğeni

Merhaba
Öykünüzü beğendim. Kıyamete kadar susmuş da sonra nihayet kusmuş birini dinler gibi geldi. Pir Sultan’ın bir söz vardır: “Kalsın benim davam, mahşere kalsın.”
Edebiyat dolu günlerde görüşmek dileğiyle… Sevgiler…

1 Beğeni

Merhabalar,
Güzel yorumunuz için teşekkür ederim. Bin yıllık suskunluklar bazen oradan buradan fışkırıveriyor işte :slight_smile:
Görüşmek dileğiyle

1 Beğeni

Merhaba Haluk bey. Öncelikle beni sıradan bir okuyucu olarak kabul etmenizi rica edeceğim, sert olacağım, bundan sonra siz de beni yorumlarken benim gibi tam içinizden geçenleri yazın ki kalemlerimiz daha keskin olabilsin. Hikayenizi okudum ve açıkçası sonuna kadar zor gittim. Şahsen klasik izlekli hikayeleri, klasik metin istiflemelerini seven biri olarak bu metinde beklediğimi bulamadım. Tasvirler, söz oyunları hepsi iyi güzel ama günün sonunda okuyucuya bir şey ifade etmiyor. Metin, yazarın yani sizin duygulanım ve belli ki kendinize göre tasarımladığınız bir anlatım türünü içinde saklıyor, ama şu içinde kısmı önemli. Yani çağdaş görsel sanat denilen, bir tek sanatçının bildiği, geriye kalan herkesin yorumla (tefsir) anlayabildiği, estetikten yoksun, kendinde sanat eserleri gibi kapalı, sanatçıya içkin eserlerin edebi yansıması gibi diyelim. Elbette bu türden yazımların yazanı, seven kitlesi var lakin ben uzağım. Acaba tarz sabit mi diye Pinokyo ve Hurda seçkilerindeki öykülerinizi okudum, evet onlarda bir miktar kendini ortaya çıkarmaya çabalayan kurgusal bir dizge var ama yine sizin duygulanımınızın içinde sönüp gitmişler. İlle de kurgu, ille de anlatım düzeni istemek sizin potansiyeli yüksek kaleminizin çok daha lezzetli eserler meydana getireceğine olan inancımdan kaynaklanıyor. Şayet ileride bahsettiğim türden hikayeleri görmek imkanı olursa, o zaman şurası sarkmış, bura oturmuş, şu parça gelişmeli gibi teknik detaya girmek; yazım tekniği, kurgu istifi gibi çalışmalarda fikir alışverişi yapmak imkanımız çok daha fazla olacaktır. Yazdıklarınızdan tarz olarak memnunsanız, bu noktadan eleştiri almayı bekliyorsanız lütfen benim yazdıklarımı dikkate almayınız, onu da sevenlerine bırakalım. Esen kalın.

1 Beğeni

Merhaba,

Anlatmak istediğiniz konu ağır olunca anlatımın dili de ona yakışır yönde evrilmiş.
Benim hoşuma gitti. Emeğinize sağlık. :innocent:

1 Beğeni

Merhabalar,
Vakit ayırıp bu kadar düzgün bir Türkçe ile bu kadar uzun bir yorum yazmanız beni çok memnun etti. :slight_smile:
Kurgu ağırlıklı yazıları uzun eserlerime saklıyorum. Elbette burada da ilerde yazmayacağım anlamına gelmiyor bu.
Siz benim seçkideki tüm öykülerimi okumuşsunuz neredeyse. İlk öyküm “Sessiz Tanrı” kalmış bir tek.
Sağlıcakla.

Merhabalar,
Beğenmenize çok sevindim. :slight_smile:
Diğer seçkilerde de görüşmek dileğiyle.

Selam,

Yani öncelikle benim öyküm hakkında söylediğiniz şeyden sonra bu kadar yetkin bir yazı ile karşılaşınca doğrusu şaşırdım. Evet çok içsel, çok kişisel, denemeye yakın ama zanaat ve sanat olarak sınıfı mükemmelen geçiyor.

Bununla birlikte kahramanın kabul etmesi gereken bir şey var. Çok başarılı bir üslupla saydığı şeyler hayatın ta kendisi ve evet hayat mükemmel değil. Yine de onun da güzellikleri var, derinlikleri var ve onun da görmemeyi tercih ettiği şeyler var… Görmediği değil. Bence bu da bir bilgelik ve hayat adına yeni doğan bir yıldız da cevap verebilirdi bu söylenenlere, belki de orta noktada buluşurlardı kim bilir?

Ama bu kahramana dair fikrim. Yazar ile kahramanı, öyküyü içsel ve kişisel de bulsam ayırıyorum.

Görüşmek üzere…

1 Beğeni

Merhabalar,
Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim. Ayrıca hayat ve bilgelik üzerine yaptığınız açıklamayı da çok beğendim.
Bu arada elbette yazar ve kahraman aynı görüşlere sahip değiller. :slight_smile:
Yazımı sanat ve zanaat olarak çok beğenmenize binaen kendi öykümden bağımsız olarak size bir itirafta bulunmak istiyorum: Seçkinin eser miktarda okuduğum öykülerine yapılan yorumları incelediğimde; yetkinlik ve sanatsal güç bakımından birbirinden oldukça uzak olduğunu düşündüğüm öykülerin hemen hemen hepsine benzer düzeyde yorumlar yapıldığı zannına kapıldım (En azından bu benim şahsi fikrim). Bunun elbette birçok sebebi olabilir. Önümüzdeki seçkide bu durumu yakından gözlemlemek için üslup olarak ve sanatsal açıdan farklı bir “şey” uygulayacağım. (Bu “şey” ile neyi kastettiğimi şimdilik açıklamıyorum fakat okuyucudan o öykü için de önceki öykülerime benzer yorumları alırsam bu benim için şaşkınlık yaratan bir deneyim olacak).
Yeni seçkilerde görüşmek dileğiyle :slight_smile:

1 Beğeni

Merhaba tekrar,

Seçki yorumları büyük ölçüde kırmamaya ama hissettirmeye dayanır. Yorumlanan kişiye bir noktada eleştiri getirmeden önce iyi yaptığı şeyler anlatılır sonra hafifçe eleştiri getirilir. Satır aralarında yakalarsınız. Ben de yaptım bana da yapıldı. O bakımdan aslında o kadar da benzemiyor olabilirler.

Bununla birlikte benzer düzey derken yorumun uzunluğu, analizi vs. de kastediyor olabilirsiniz tabi.

Görüşmek üzere :wave:

2 Beğeni

Merhabalar,

Elbette seçki yorumlarının bu hassasiyetini ben de çok takdir ediyorum ve katılıyorum. :slight_smile:
Zamanla daha çok öyküyü okuma fırsatı bularak analiz vb. durumlarla ilgili olarak da netleşir durum kafamda sanrım.

Sonraki öykülerde görüşmek dileğiyle

1 Beğeni