Dök İçini Rahatla

Durum ciddiyse dehal uzmanlarına baş vurun. Bu konu, “aklıma geldi, sonra vazgeçtim,” türünden hafife alınabilecek bir şey değil.

Genel kanının aksine kendini güçsüz hissetmekle alakası yok. Ayrıca şahsın kişiliğinden bağımsız bir durum.

Bu durum, sanırım en basit haliyle, beynin kişiye ihanet etmesinin ürünü. Bireyin var olabilmesi, yaşamını sürdürecek eylemlerde bulunabilmesi için iç dünyası ile dış dünya arasında denge tutturması gerek. İç dengeyi sağlayan da zihin. Zihni meydana getiren de beyin. Beyinin işleyişinde aksaklık yaşanınca zihin de doğal olarak etkileniyor.

Kişinin depresyona ne kadar yatkın olduğu gibi şeyler söz konusu. O yüzden profesyonel yardım alınması önemli.

5 Beğeni

Hiç yakışıyor mu bu sözler? Vallaha bende bir yılldır nerdeyse full matematik çalışıyorum tyt ve ayt sınavlarında toplam 4 soru çözdüm. APTAL olsa hiç calismadan en az 10 soru çözer ben sadece 4 tane çözebildim. Eee ne yapayım bende mi intahar edeyim? Yok canım o kadar kolay kurtuluş. Bu basit bir seymiş gibi gelebilir ancak etrafınızdaki insanların sizden daha başarılı olduğunu gördüğünüzde değil. Şaka gibi ben eşit ağırlıkçiyım dilci arkadaşım deneme sınavlarında benden daha fazla net yapıyordu.

Bu yıl yaşadığım iç çatışmayı başka hiçbir zaman yasamamisimdır. En son kendimi tanrının varlığını sorgularken buldum ki daha önce hiç yapmamıştım bunu. Artık umrumda değil umursamıyorum sende umursama. Yani ben artık yediğim yemeği bile umursamıyorum. Yemek işte bir diğerin bir başkasından farkı yok.

Unutmadan kişisel gelişim uzmanından yardım alabilirsiniz. Verdikleri meditasyonların işe yaradığını bizzat bu gözler gördü tanik oldu.

4 Beğeni

Ben hep karşıma büyük ve acı engeller çıktığında intahar etmeyi düşündüğümü fark ettim. Yani kaçmayı. Kaçmak istediğime göre savaşamayacak kadar güçsüz biriydim. Ama güçsüz olmak istemiyordum. Güçlü olmaya savaşmaya karar verdim. Ondan sonra bu fikri çok alçakca buldum ve hiç düşünmedim. Umarım hiç o kadar güçsüz olmam. Sıkıntın her neyse bi şekilde. Hiç ummadığın bi anda geçiyor. Hep savaşacak kadar güçlü ol.:wink:

Şu üstteki mesajı da görmeden sileyim. Benim yüzümden Kafasına silah felan dayarsa asıl ben intahar ederim.

4 Beğeni

İnternet yabancısı olsa idin, senin bu sözlerini umursamazdık dostum. O yüzden kendine gel. Çık şu melankoli havasından. Eğer varsa bir sıkıntın özelden paylaş. Böyle şeyler ancak paylaşarak aşılır. Ben seni yabancı olarak görmüyorum.

5 Beğeni

Arkadaşlara katılıyorum ve nacizane bir tavsiyede bulunmak istiyorum. Size bize herkese.
Eğer depresyonda hissediyorsanız varsa etrafınızda bir çocuk onunla zaman geçirin. Çocuklar bu dünyanın en muazzam yaratığı. Başlı başına birer mucize. Bütün negatif enerjinizi çekerler. Bir bakmışsınız tüm dünyayı unutmuşsunuz. Çünkü onların mutlu olması için herşeyi yaparsınız. Kendi derdinizi hatta kendinizi bile unutursunuz. O zaman şunu hatırlayın. Bizim onlara karşı bir sorumluluğumuz var. Bırakın yaşamayı, düzgün bir şekilde yaşamalı ve onlar için elimizden geleni yapmalıyız. Bu yüzden çocuklarla zaman geçirin diyorum. Ta ki bakmışsınız, aslında onlar bizi kurtarmış.

3 Beğeni

İntiharı doğal bir tercih olarak görüyorum.

İntihar edenin ardından ağlamak bencilce değil mi? Muhtemelen işkenceye dönmüş bir hayat yaşayıp bu acıya son vermek için kendi varoluşunu sonlandıran birinin intiharının ardından, kurtulduğu için gülümsemek ya da onun bu hale neden geldiğini araştırıp bu durumu ortadan kaldırmaya çalışmak yerine onu özleyeceğimiz için veya eksikliğini hissedeceğimiz için ağlıyoruz. Bir de intihar edenin bencilliğine ve hatasına dem vuruyoruz. İntihar yanlış mıdır? Yaşam hakkı en doğal hak iken bu durumu reddetmek neden yanlış geliyor bize?

Aramızda farklı insanlar var. Bazıları hayata umutla bakamıyor. Belki fazla mükemmeliyetçilik veya gerçekçilikten dolayı, bir süre didinip en sonunda güçten düşüyor. Bazılarımız bir döngü içinde hapsolmuş. Çıkmayı deniyor fakat kurtulamıyor. Bazılarımız ne olursa olsun hayattan zevk alamıyor, belki hiç alamayacak da. Bir süre sonra insan neden yaşadığını, bu işkenceye neden katlandığını sorguluyor. Bazıları bu iğrenç dünyayla uzlaşmayı reddediyor ve uyumlu sosyal varlıkların çirkinliğine kaçınılmaz bir tepki olarak intiharı seçiyor. Bazıları her şeye rağmen bir gün her şeyin düzeleceğini umut ederek yaşıyor. Bazılarıysa bu işkenceyi sonlandırmak istiyor. Bu bir tercih. Anlık bir düşünceye veya duyguya bağlı kalmadığı sürece saygı duyulması gereken bir tercih.

Kimse n’için yaşanması gerektiğini bilmezken neden yaşamamız isteniyor hatta zorlanıyor? Yaşamak kadar ölmek de belirsizlikle doluyken neden ölümden bu denli korkuluyor?

Camus intiharı, yaşamın yaşanmaya değer olup olmadığı sorusunu felsefenin en temel sorusu olarak görüyor. Sartre “İntihar dünyada var olmanın bir başka yoludur. Çünkü kişi eylem olarak ölümü seçtiğinde kendi varlığının farkına vararak, varlığının tanımını hiçlikle yapar.” diyor.

İntihar çok derin bir konuyken basit cevaplarla geçiştirmeye çalışıyoruz.

9 Beğeni

Her şey bir tercih olabilir. Ancak doğru ve yanlış tercihler vardır. Burada da şunu diyebilirsiniz; belki ona göre doğrudur ama bize göre yanlıştır. Kişiye, duruma gibi çoğu etmene göre değişebilir bu. Burada yorum belirten insanların neredeyse hepsi intiharı ‘yanlış’ olarak yorumlayan insanlar. Bazısı bunun ‘kaçış’ olduğunu öne sürüp ‘kalıp savaşmalısın’ diye yorumlar, bazısı ‘yaşanacak çok şey var’ diye yorumlar, bazısı ‘salla … hayatı ya bak keyfine’ diye yorumlar, tabi bazısı da ‘ne b.ktan hayat yaşamaya değmez’ de diyebilir. Ama insanların genel tavrı tabi ki o insanı ne yaşamış olursa olsun hayatta tutmaya çalışmaktır.

Benim yorumum ise hayat gerçekten zor. Bunu insanın sadece kendisi zorlaştırmıyor. Yaşadığın ülke, doğduğun aile, büyüdüğün şehir, okuduğun okul, çevrendeki arkadaşların, yediğin yemekler ve içecekler yada yiyemediklerin, sosyal medya, ekonomik durumun (maaş, fiyat, burs, fatura, kredi, döviz kuru, borsa), aşk (en takıntılı madde bu olabilir), çalıştığın işin veya çalışmak isteyip yapamadığın iş, cinsen hayatın (toplumumuzun ikiyüzlü davrandığı konulardan biri de bu)… Bunların hepsi kişiyi olumlu ya da olumsuz etkileyen unsurlar. Hayatını zorlaştırabilir de, kral gibi yaşatabilir de.

Bana göre intihar etmek istiyorum diyenlerin büyük çoğunluğu o anki bunalımından dolayı söylemiş olduğu laflardan ibaret olarak kalıyor. Ama gerçek anlamda intiharı düşünüyorsan hayatta tutunmak için ne gerekiyorsa hatta en ekstrem ne varsa onu yapman gerekir. Hayatında yapacağın en büyük değişiklik, en uç, bunu yapmaya cesaret edemem dediğin ne mesela? Malı mülkü satıp her şeyi arkanda bırakıp Girit adasına mı yerleşmek, git yerleş. 40 yaşındasın ama üniversite okumak mı bırak işi git oku. Bunlar iyi gelir ya da gelmez onu bilemeyiz ama denenmeli. Ölüm son durak.

6 Beğeni

Böyle söyleyince de ben teşvik etmişim gibi oluyor. Biri bana intahar etmek istediğini söylese ona etme derim. Aslında umrumda değildir ama kimsenin bu konudaki kararına destek vermek ya da kimseyi bu konuda teşvik etmek istemem.

Bence etmeyin.

1 Beğeni

Haklısınız. Psikolojisi bozuk biri için teşvik edici olabilir. Mesajımı sildim.

3 Beğeni

Son zamanlarda depresif hallerimi geçirmek için bambaşka yöntemler bulmaya çalışıyorum. Bu çabanın da anlamlı olduğunu düşünüyorum. Hem ilahi düzen içinde hem de hayat karşısında.
Önceden çok küçümsediğim bir şeydi psikolojik kitaplar falan. Hatta bazen o kitapları okumaya bile gücün olmuyor. Ama anladım ki bu hayatta mucize beklemek haklı bir insan davranışı olsa da, yapılması gereken değil. Ölüm zaten çözüm değil.
Şu belki depresyonda olan insan için çok uzak bir ihtimal ama izledim motive olmak için. Halbuki play tuşuna basmadan önce izlemek bile güç gelmişti:


Çoğu zaman kendimde şunu farkediyorum çoğu şey için “zaten ne olurki, ne işe yararki” gibi. Ama dedim ya elimizi taşın altına koymak gerekiyor. Huzuru aramak ve bulmak gerekiyor.
İçimi dökmek için yazmak istiyordum ama içimi dökesim yok sanırım ben de ayrı hallerdeyim. Belki burada kendini depresif hisseden insanlar daha uzak bir psikolojidedirler. Ancak dedim ya, sadece kafamızı kaldırıp bir an için bakmak, şans vermek en azından farkındalığımızı arttırabilir.

3 Beğeni

Başarısızlık korkusuyla -belki de şuan başarısız olduğum için- belli bir bilgi düzeyine gelebilmek bana çok fazla zor hatta ölüm gibi geliyor. Keşke üniversiteyi kazandığım gibi bilmem gereken her şey yüklenseydi beynime oysa o zamanlar her şey yeni başlamış ve bilginin peşinde koşmam gereken zamanlarmış ama şuan 4.sınıfa geçtim ve ben geç kalmış gibi hissediyorum.

1 Beğeni

Beni örnek almayın ama :joy: buna benzer bir his olmuştu bende de son sınıfa geçtiğim zaman, kalan 2 dönemlik(haftada 4 gün okula gitmem gereken) ders yükünü 4 döneme yaymıştım (haftada 2 gün ders) kalan zamanlarda yine okula gidiyordum da ders, ödev, bir şeyler yetiştirme yükü azaldığı için kütüphanede takılıp kendimi geliştireceğim ortam her neyse (ytube vb. iyi bir kaynaktı benim alanım için, özellikle ecnebi videoları :smile: ) onunla meşgul oluyordum. Konforlu okuyarak kendini geliştirmek anca böyle mümkündü benim okul yoğunluğu durumunda. Okul uzatmak dünyanın sonu değil kısacası kendinizi yeterli hissetmiyorsanız ve vakit bolluğunda bu sorunu çözeceğinize inanıyorsanız, iş hayatında da öyle denk geldi kimse demedi bu okul niye bu kadar sene sürmüş diye.

2 Beğeni

Çok teşekkür ederim ve doğru bir yöntem bence uyabilirim dkdkjdjd sadece sorun hep geriye bakmamız belki de yani benim öyle:( her yeni gün dün için üzülüyorum. Oysa daha 22yaşımdayım diye teselli bulmalıyım ama aklıma 18 19 yaşında olmak vardı düşüncesi geliyor. Aşırı saçma.

3 Beğeni

1950 yıllarında yazılmış bilimkurgu kitabında dahi gelecek tasviri olarak eşcinselliğin heteroseksüelliğin yerini alacağı ve bunun nüfus kontrolü ile dünyanın geleceği açısından zorunlu olduğu söyleniyor.

Günümüzde Netflix bir yandan eşcinsellik reklamı yapıyor, Zara, Bershka vs gibi giyim markaları diğer yandan reklamını yapıyor. Unisex giysiler kadın, erkek giysilerin yerini alacak neredeyse.

O kadar çok uyarana maruz kalıyoruz ki, tercihlerimiz gerçekten kendi öz irademize mi ait? Tercih yaparken ne kadar bu uyaranların etkisinde kalıyoruz acaba.

Kesinlikle homofobik değilim sadece insanlar kendi iradesiyle bir tercihte mi bulunuyor yoksa yapılan propagandalar bilinçaltlarını etkileyip başkalarının istediğini mi yapıyorlar.

9 Beğeni

Özendirmek olur mu bilmiyorum ama bence oran değişmedi sadece eskiden kimse söyleyemezken şimdi herkes tercihini özgürce dile getiriyor. Bunda bi sıkıntı yok. Ama hemen hemen bütün dizilerde var. Sanki hafif suyu çıktı. Sırf homoseksüel olsun diye karakter tasarlıyorlar. Amaçları heteroseksüel nüfusu yok etmek mi? Sanmam.

3 Beğeni

Önerme baştan yanlış olduğu için sanmıyorum ‘tercihle’ ilgili olduğunu. Çünkü eşcinsellik tercih değil 'yönelim’dir. Arada dağlar kadar fark var.
Ama evet bir noktada dediğiniz gibi çok fazla uyarana maruz kalıyoruz. İlla bir dizide, filmde siyahi veya eşcinsel karakter olmalı gibisinden politik doğruculuk oynanması bana çok yapmacık geliyor. Fakat bu demek değildir ki bu kişiler ayrımcılığa maruz kalmalı.
Hepimiz aslında dünyaya sığarız da işte, herkes herkesi kendi gibi yapmaya çalışmasa, farklılıkları güzellik olarak kabul etse.

7 Beğeni

Dizüstü bilgisayarım sabit disk hatası vermeye başladı. İçindeki resimleri vb. yedeklemek için harici disk; tamamen çökmesi durumunda (çökmeden önce yükleyip, hazırda dursun diye) linux yüklemek için usb bellek arıyorum harıl harıl. Harici diski al, yedekleme yap; usb’ yi al içine linuxu hazır et. Off of. :smiley: :smiley: Bugün hızlı bir çözüm olarak boş dvd baktım ama bulamadım teknosa, mediamarkt da. Neyse. :smiley:

1 Beğeni

Yıllardır Gdrive kullanıyorum sabit disk istediği kadar çökebilir, bence yedekleme önemli belge vb için sabit disk çökme bozulma riskleri nedeniyle pek güvenli değil, online disk tercih etmek daha mantıklı

2 Beğeni

Google Drive yerine sanal bir sunucu kurup ona aktarmak da iyi olabilir güven sorunu yaşayanlar için ama sanal sunucu da sabit disklerle çalıştığı için bahsettiğiniz riskler mevcut.

Ben telefon için Sandisk’in ixpand modelini almayı düşünüyorum çok kullanışlı bir şeye benziyor.

1 Beğeni

Ben aldım ixpand’ı rahat ettim. Cüzdana atıyorum, istediğimde açabileceğim bi fotoğraf galerim de olmuş oluyor. Bi de 16 gb kullanınca sürekli ve sürekli yer sıkıntım oluyordu. Sadece küçücük kapağını kaybettim anında o üzücü :d

2 Beğeni