Dök İçini Rahatla

Ahaha çok hoş. :slight_smile:

İlk öğretmenlerin yerleri hep ayrı oluyor. İnsan düşündükçe duygulanıyor sanıyorum. Ya da bana öyle oldu bu akşam. :joy:

3 Beğeni

ilk öğrencilerin yeri de öğretmenler için ayrı oluyor ^^

2 Beğeni

İlk öğretmenimiz bizi 15 gün veya 1 ay sonra bırakmıştı, sınıftada kimse sevmemişti o kadın hocayı bu yüzden. Karı-koca kırtasiye işleten bir öğretmen çiftiydi. Sanırım kocası okuldayken dükkana bakmak için sabahtan öğlene geçmişti diye hatırlıyorum.

Ama 2. öğretmenimiz bir başkaydı. Evlendiği için Antalya’ya taşınana kadar yani 4.sınıfa kadar bizi okuttu. Sınıfta ben dahil herkes bu hocayı çok severdi. Yerine 4. sınıfta başka 5. sınıfta başka hoca geldi ama 2 hocada hocamızın yerini tutamadı.

2 Beğeni

Tuhaf olan sadece benim galiba, ilk öğretmenimi hatırlamıyorum. Ne adını ne cismini ne de fikrini. Ya ben hayırsızım belki de kendisi pek hatırlanmaya değer biri değilmiş demek.

2 Beğeni

bir öğretmen olarak bildirdim :slight_smile: aslında birkaç yaramaz öğrenci yüzünden öğretmenliği artık istemeyen, meslekten soğumuş bir öğretmen olarak :slight_smile:

1 Beğeni

İnsanlar başarıya ortak çıkmayı ne kadar da seviyor. İlk defa ilkokulda İngilizce dersi gördüğümde ilk sınavım 67’ydi hiç unutmam, quizlerden de 40 civarı alırdım çünkü kadın hiç öğretemiyordu. Velimi istedi ve ona asla İngilizce ile alakalı bir bölüm okumamamı tavsiye etti. Yıllar sonra İngilizce bölümünü kazanınca “İngilizce’yi ona ilk ben öğrettim, tüylerim diken diken oldu, zaten iyi bir yerlere geleceği belliydi çocuğumun” demiş, yüzsüzlüğe bakın.

5 Beğeni

Ya ben hiç sevmiyodum ilk okul öğretmenimi bence o da beni sevmiyordu. Biraz zor bir çocuk olduğumu kabul ediyorum sürekli sınıf arkadaşlarımla kavga edip olay çıkartıyodum. Ama bence sorun sınıf arkadaşlarımdaydı. Bu kadar gıcık tipler bir araya nasıl toplanmış düşündükçe şaşırıyorum. Yine de bana pek çok şey kattı. Özellikle iyi kavga edebilme yeteneği :joy:

1 Beğeni

Atanamayan bir öğretmen olarak size imrendim. Ama öğretmenlikten soğumayın yine de, yaramaz öğrencilere rağmen. :slight_smile:

3 Beğeni

Benim öğretmenim çicek gibi kadındı. İnanılmaz anlayışlı ve ilerici bir öğretmendi. Okul değiştikten sonra hep onu özlemişimdir. Ben de çok kavga ederdim fakat öğretmene kimse söyleyemezdi. İşin o yanını illegal ve tavsiye etmediğim yollarla garantiye alıyordum. Hatta annem bile ben 25 yaşındayken tesadüfen denk geldiğim okul arkadaşımın şu sözünden öğrenmişti: Ne çok dayak yedim be! Çocukken çok öfkeliydim. :thinking:

2 Beğeni

Hangi bölümden mezunsunuz?

1 Beğeni

Benim birinci sınıf öğretmenim de 1. Sınıftan sonra emekli oldu acaba sınıf arkadaşı mıydık diye düşündüm bir an :d

2 Beğeni

Ben de kadrolu değilim (:smile:
Bilmiyorum benim için daha iyi olabilecek işi seçmeye çalışacağım ve bu öğretmenlik gibi gelmiyor. Boş durmak da istemiyor insan.

2 Beğeni

30 yaşında Çölyak hastası olduğumu öğrendim.

Çocuklukta çıkmadığına mı sevineyim, bundan sonra bambaşka bir beslenme düzenine sıkı sıkıya bağlı kalacağıma mı yanayım? Ekmek yapmayı bildiğime mi sevineyim, yeni bir şehirde zar zor bir düzen oturtmuşken her şeye sıfırdan başlayacağıma mı yanayım?

Bilemiyorum Altan.

16 Beğeni

Aramıza hoşgeldiniz, düzenli doktor kontrolleri, uzun tahliller, pahalı sağlıklı diyetler vb. sizleri bekliyor.

Yalnız bu çölyak bir hastalıktan ziyade bütün homo sapiens türü için bir rahatsızlık aslında. Bu konuda çok görüş ayrımları var akademik tarafta. Ben de bütün insanlık için karbonhidratların azaltılması taraftarıyım.

5 Beğeni

“Üstesinden gelirsin.”
- Altan -

4 Beğeni

Size kendi anne babasının belli özelliklerinden yakınıp aynılarını size yapan bir anneniz varsa, siz de kolayca ya ben de çocuğuma yaparsam paranoyasına sahip olabilirsiniz.

6 Beğeni

Benzer durumu ben de yaşıyorum. Yani ilk kısmını. İleride aynısını ben de yapabilirim düşüncesi oluşmuyor kafamda. Tersine asla böyle yapmayacağım diyorum. Nasıl yapmamam gerektiğini daha iyi anlamış oluyorum. Bence siz de böyle düşünmeye çalışın. Naçizane düşüncem. Ne kadar işe yarar tabi bilmiyorum. :slight_smile:

4 Beğeni

Çok ciddi birşey soracam aranızda doktor veya doktor adayı olan varmı varsa özelden ulaşabilirmi?

3 Beğeni

dün evde bulaşıkları yıkadım. ardından evde annem için yiyecek bir şey yaptım. oruçluydu. içeri girdiğimde “sen bulaşıkları yıkayınca hiç güzel kokmuyor mutfak.” dedi. yine kızdın dedim bozuldum. daha da kızmaya başladı. hala tarzına alışamamışım. mesele lavaboyu yıkamamammış. lavaboya elini süremiyorsun di mi, dedi. orayı bırakmıştım nedense dedim. içeri gidip ağladım. sofrada onla oturmadım. hani tek derdin bu olsun diyeceksiniz belki, tek derdim de bu değil derdim bin tane ama saatlerce ağladım. insanın değer verdiğinden değer görmemesi kadar can sıkıcı bir şey var mı? anlaşılmaması?
en yakınlarımızla böyleysek kime gideriz ya da gitmeliyiz bilmiyorum. belki insanlara bahane gibi geliyordur söylediklerim. şartlar, şartlar muhabbeti. ama anladım benim bu hayatta gerçekten yerim yok. yazarlık mazarlık işleri öte yana. rahat nefes alamıyorum bile. yaşamıyorum bile. o kadar bunaldım ki… ne zaman bir ümit yeşertmeye çalışsam herhangi bir şeye sevinmeye çalışsam da olmuyor. gücüm yok zaten, boş yere iyi olmaya çalışıyorum.

7 Beğeni

Benimle aynı sıkıntıyı çeken varmış demek ki. Bir türlü barışmadı yıldızım. Hizmet etmiyormuşum. Bazı hizmetleri de senin gibi kırıldığımdan yapmaz oldum. Büyüdü de büyüdü kavgaya dönüştü. Asıl üzüldüğüm beni kıracak kadar değer vermemeleri. Hayata bende tutunamadım. Kayıp gidiyor. Yazmaya da tutunamadım. İş arayasım da yok. Ailem dışında gelir de yok. Daha kötü ne olacak bakalım, göreceğiz.

2 Beğeni