Dök İçini Rahatla

Tesbit konusunda bazı sorunlar görüyorum. Benim hocalarım şu kelimeyi görse tezi ikiye ayırırdı.

2 Beğeni

Hastane deneyimini ben de bir kaç kez yaşadım, psikolojik durumlarla mücadele ettim. Konuşmak istersen özelden yazabilirsin.

2 Beğeni

Varsa imkanınız psikolojik destek alabilirsiniz, benim hayatıma güzel etkileri olmuştu.

2 Beğeni

Çok teşekkür ederim.Belki bir ara bunu deneyimlemiş başka biriyle konuşmak gerçekten iyi gelebilir.Teşekkürler tekrardan.

Aslında bir psikoloğa gitmiştim fakat ilk seanstan ücret aldı ve her hafta çağıracağını söyledi.Böyle bir durumda imkansızdı devam ettirebilmem her hafta.O seans o kadar iyi gelmişti ki.Biriyle dertleşebilmek çok güzel bir şey.İnsan içine ata ata hasta oluyor gerçekten de.Söylediğine göre tam olarak bir sosyal fobim yokmuş fakat az da olsa varmış.Tabi başka şeyler de konuştuk ama geneli böyleydi.Üniversitenin ücretsiz rehberlik servisleri var mı onları araştıracağım İzmir’e dönünce.Teşekkürler düşünceleriniz için.

2 Beğeni

Üniversitelerin oluyor genelde, bir de yüksek lisans yapan pdr-psikoloji öğrencileri de danışma yapıyorlar ve ücretsiz olanları da var, bir araştırabilirsiniz :blush:

2 Beğeni

Açıkası ben konuyu beğendim de üslup fecaat yahu.

1 Beğeni

Arkadaşlar LGS’ye hazırlanan, çalışkan fakat durumu olmayan bir çocuğa matematik dersi vermeye başladım fakat ne benim elimde ne de çocuğun elinde düzgün bir soru bankası var. Aramızda öğretmenler, öğretmen arkadaşı olanlar bana tavsiye verebilir mi? Karekök vardı benim bildiğim iyi, onu alacağım hem kendime hem çocuğa ama daha iyisi varsa önerilere açığım.

Biraz da dert yanayım burada. Çocuğun ders notlarına bakıyorum ve içimden hep, çocuk değil de öğretmeni ders almalı, dedim. Bu kadar ezberci bir ders anlatımını -çok kötü öğretmenlerle karşılaşmışımdır- ben bile görmemiştim. Sekizinci sınıf bahsettiğim. Karekök göstermiş ama dersin konu başlığı köklü sayılar. Karekök nedir, neden içeride üssü iki olan sayılar çıkabilir vs. hiçbirinin cevabı yok. Bu çocuklar küpkök görse ne olduğunu anlamaz, nedensellik sıfır. Doğrudan içeride kareli ifade elde edip, kökün dışına çıkması gerektiği söylenmiş. REZALET! En azından karekök anlatıyorsan sadece -köklü sayıları geçtim- karekök dördün, dört üssü bir bölü iki olduğunu anlat yahu! Öğretmenlerini tanımam ama böylesi basit ve çok temel bağları olan üslü, köklü sayılar konusunda ezbere kaçıyorsa olasılık gibi bir konuyu nasıl anlatacak?

Bir de aralarında moda olmuş hepsi kafadan işlem yapmaya çalışıyor çocukların. Kağıt kalem, ikinci sınıf tekniği ile yapsa bölmeyi çarpmayı iki kat daha hızlı yapacak belki ama yok hepsi caka satıyor. 10 saniyelik bölme işlemini kafadan 30 saniyede yapıyorlar ki bu bile çok iyi o yaş için ama gerek var mı? Bir hata yapsalar ya da soruda tıkansalar dönüp baktıklarında nerede kaldıklarını hatırlamayacaklar. İşlem yok ki kağıtta. Çocuklar yazmaktan, sınav kağıdını karalamaktan çok uzaklaşmış.

En kötüsü de yanlış yapmaktan korkuyorlar. Ben ders verdiğim çocuğa sürekli yanlış da olsa yap ki doğrusunu bulalım, görelim diyorum. Yapabileceği tüm yanlışları yapmadan nasıl doğrudan emin olabilir ki insan! Doğru bildiğin bir hatayı yaptın ve şıklarda var, ne yapacaksın? Daha önce yapsan o hatayı bilecektin. Hocalara geliyorum yine, çocuklar yanlış yaptığında üfleyip püflersen ya da onlara soruyu çözmeleri ve daha da önemlisi çözememeleri için yeterli zamanı vermeden cevabı gösterirsen bu iş olmaz. Çocuk ne anlatsam havada kapıyor ama ilk ders verdiğim zamanlarda görmediği bir şeyle karşılaştığında afallayıp, çözmeye dahi girişmek istemiyordu. Çekiniyordu anlayacağınız, sorudan değil benden çok bariz, neyse ki hocalarına benzemediğimi hemen anladı.

Eğitimde analitik düşünme, yanlış yapmanın önemi, konular arası bağ kurma gibi hiç bir şey kalmamış. Son iki haftadır üç farklı eğitim kurumundan -hepsi devlet okulu- defter gördüm, hepsinde bunlar ya hiç yok ya da çoooook eksik. Çocuklar üslü sayılar ve köklü sayıların kardeş konu olduğunu bilmiyor ve ben daha da derine inersem çarpmanın aslında bir toplama işlemi olduğunu bilmediklerini göreceğimden korkuyorum. Çok basit ama en önemli şeyler bunlar.

Kendi hayatımdan,

Hayatımda dönüm noktasıdır: Çok sevdiğim, rol model aldığım mesleğinde ileri bir düzeye gelmiş abim bana, “Hatalarını, yanlışlarını ne kadar iyi kavrar ve kaydedersen o kadar ileri gidersin,” demişti. Ben bir projeye giriştiğimde hata yapmıyorsam ya finişe gelmişimdir ya da henüz kavrayamadığım bir yanlışın içindeyimdir ki bilen bilir kokusu da olmadık zamanda çıkar onun.

İş hayatında bile bir şeyleri revize etmek, geriye dönük düzeltme yapmak çok ayıp, hatta itibar sarsıcı. Resmen bu eğitim anlayışının izdüşümü başka bir şey değil.

Tüm derslere baktığımda sayısal derslerin (Fen-Matematik) kepazelik, sözellerin ise yetersiz
olduğunu söyleyebilirim. Ben de devlette okudum hayatım boyunca, şanslıymışım ve şimdi anlıyorum. Daha da derine inersem bilgiye nasıl ulaşılır ve öğrenmeyi öğretmek gibi daha temel konularda çocukların küçük yaşlarda ailede başlayarak eğitilmesi gerektiğine değineceğim uzayıp gidecek. Şimdilik bu kadar iç dökme yeter.

17 Beğeni

Bir yds hezimeti daha. :roll_eyes:
Sınavın zorlaşma hızı > benim öğrenme hızım

3 Beğeni

Birey’in kitapları iyiydi benim zamanımda. Bir inceleyin derim. Zor ve güzel sorular barındırıyordu.

Hazırlanan öğrenci için yapabileceğimiz başka bir şey varsa o noktada da bizi haberdar edin.

3 Beğeni

Matematik - Geometri için karekök yayınları popülerdi benim dönemimde.
Fen dersleri için de palme yayınlarının kitapları yaygındı.
Uğur ve Fen Bilimleri dershalerinin soru bankalarını çözüyorduk bir de sanırım daha zor sorular barındırdığı söyleniyordu. (hala yayın yapıyorlar mı bilmiyorum, dershanaler kapatılmazdan önceye ait benim tüm şu kitap iyidir bu kitap iyidir bilgilerim)

2 Beğeni

Birey B’nin arkasındaki olimpiyat soruları geldi aklıma ama sanırım lise için daha iyi bir tercih. Teşekkürler, tek bir çocuk olmasaydı rıhtımdan kaynak yardımı isterdim kesinlikle, şimdilik ben idare ediyorum.

Yaşıt olabiliriz bu arada. Ben de sizinle aynı hatırlıyorum yayınları. :smiley:

1 Beğeni

Beni böceklerden korkutan, unuttuğum ama bilinç altıma kazınan lanet videoyu buldum. Bu lanet çizgi filmin bu lanet bölümünü izlemeden önce ben tarlalarda böcek kovalayan çocuktum. Ne zaman bu lanet şeyi izledim ondan sonra kelebekten bile tırsar oldum. Hangi akıla hizmet bir çocuk çizgi filmine bunu koyarsın ki sen ya?

7 Beğeni

Ne :scream: (20 karakter)

3 Beğeni

Sonlara doğru bir huylanma geldi, kapattım. Gerçekten neden böyle bir bölüm var ki? Tiksinç…

4 Beğeni

Sizi hayatınızı sonlandırmamak için tutan motivasyon nedir?

3 Beğeni

Çoğu mutsuz insanın hayatından memnun olmayıp yaşamaya devam etmesinin sebebi yaşama içgüdüsüdür. Ne kadar kötü durumda olursak olalım çevremizde görece durumu daha iyi olan insanları kıskanırız bu istemsizce de olsa bizi hayata bağlar.

Motivasyon denir mi bilmiyorum ancak başarmak istediğim şeyler, yaşamak istediğim güzel bir hayat var. Tabii bu çok az insanın yapabileceği şeyler ne yazık ki. Bazılarımız ne yazık ki sürünmek zorunda.

1 Beğeni

Zaman makinesi olupta söylemeyen varsa bu forumda çok ayıp ediyor.

Ne var yani bizi alıp şu 90’lı yılların başına tekrar götürse? O tasoları, mahalle ortamının sevincini, misafirliklerin sıcacık ortamı, içilen mercimek çorbasının tadını vs vs vs. Benim gibi sayısız insan özlemiştir kesin.

Bazen çocukluğumda yediğim yemeklerin şu zamanda bile çok değiştiğini düşünüyorum. Annem bazen mercimek çorbası yapar. Bakınca ‘Anne bu eski mercimek çorbası gibi değil’ diyince kızıyor. :smiley: Yaprak sarması artık eskisi gibi değil. O eski çörekler, yapılan menemenler eskisi gibi değil artıkk. :frowning:

8 Beğeni

90’lar güzeldi ama bugünlerde güzel. Tekrar baştan başlamak istemem :slight_smile:

Yemeklerin eski yemekler olmadığına katılıyorum. Yiyeceklerin, içeceklerin hatta kanser çubuklarını bile tattığım zaman eski tatlarının olmadığını görüyorum.

5 Beğeni

Ben yemeklerin görüntüsünün bile değiştiğini düşünüyorum. Annelerimiz de günümüze uyum sağlamaya çalışıyor sanırım yemek konusunda. :smiley:

2 Beğeni

Ben 90’lara gelirim. Özlediğim o kadar çok şey var ki…

3 Beğeni