Epsilon Yayınlarının Çalışanlarını Ücretsiz İzne Çıkarması


Belki biliyorsunuz belki de bilmiyorsunuz, hükümetin getirdiği düzenlemeyle 3 ay daha çalışanlarınızı işten çıkaramıyorsunuz. Kulağa güzel bir düzenleme gibi gelse de aslında tamamen işvereni korumak için çıkarılmış bir düzenleme. Çalışan sizi işten çıkarmayıp ücretsiz izne çıkarıyor ve maaşınızı ödemiyor, kağıt üzerinde işsiz değilsiniz ve iş arayamıyorsunuz. İşten çıkarmadan daha fena bir şey ücretsiz izin.

Konuyla alakalı siz neler düşünüyorsunuz?

https://www.instagram.com/p/CBRSM2FHuC8/?utm_source=ig_web_button_share_sheet

9 Beğeni

@Erdal_01 başka başlıkta bahsetmişti ama burada da biraz bilgi vermek gerekirse, olay yayınevi çalışanı çevirmen/editör Mert Doğruer’in attığı twit ile gündem oldu:

Diğer bütün firmalar gibi yayınevleri de zor bir dönemden geçiyor, bunun hepimiz farkındayız tabi ama bunun çözümü çalışanları bir açıklamayı dahi çok görerek ücretsiz izne çıkarmak olamaz, olmamalıdır. Yayınladıkları eserler genellikle bana pek fazla hitap etmese de hakkında iyi şeyler duyduğum, iyi bildiğim bir yayınevi grubuydu Epsilon. Çok şaşırdım ve büyük hayal kırıklığına uğradım.

Tabi şu an kendilerinin de bir cevap hakkı var, belki bilmediğimiz başka şeyler vardır diyeceğim ama maalesef pek sanmıyorum. Muhtemelen sosyal medyadaki tepkiden de çekinip geri adım atacaklar, yine de bu yapılanı ben kolay kolay unutamayacağım. Forumdaki yayınevi yetkilileri de bir açıklama yapmak isterlerse çok memnun oluruz. @melisfalan @Fahrettin

7 Beğeni

Tasarruf deyince ya da zor duruma düşüldüğünde en son akla gelenin, hatta akla gelmemesi gereken insan olduğu halde, her sektörde önce insandan tasarruf ediliyor ülkemizde malesef. Çok üzülüyorum bu duruma.

4 Beğeni

Tüm firmalar zor durumda. Bu sadece yayınevi kaynaklı değil. Direk asıp kesmek bana mantıklı gelmiyor. Mutlaka bir planı projesi vardır yayınevinin de. Adam ödeyemiyorsa ne yapacak başka? Durumun ne kadar sıkıntılı olduğunu kitap fiyatlarındaki yükselişle bile görebiliyoruz.

Başka bir yayınevi hakkında konuşmam yakışık almaz. Sadece komşularımın, meslektaşlarımın, haksızlığa uğrayan insanların yanında olduğumu belirtmek isterim. Umuyorum ki yapılan hatalar, yanlış anlaşılmalar vs. her şey düzeltilir ve hepsi daha güzel günler görür.

19 Beğeni

Booktuberlar da her şeye karışıyor. Koskoca yayınevinin finans politikası. Herkese laf düşmez bence. Aynı durumu birçok insan yaşadı. Pandemi herkesi etkiledi. Bir şekilde bu süreç geçecek.

2 Beğeni

Benim merak ettiğim konu devlet ücretsiz izne çıkanlara maaşını ödemeye devam edecekti, en azından bir kısmını. Böyle bir başvuru yapıp güvence almış mı Epsilon bilmiyoruz. Birden bire bir tweet ile yargıya varmayı doğru bulmuyorum. Bu pandemi süreci çalışanlar için daha zorlu geçiyor umarım madur edilmez çalışanlar.

1 Beğeni

Devletin yaptığı işsizlik fonundan yani çalışanların maaşlarından kesilen primlerle oluşan fondan kısa çalışma ödeneği adı altında 1.100 tl vermek. O da herkese verilmiyor arkadaşıma aylık 10 gün ödenek çıkmış. 2 aydır maaş alamıyordu, 2 ay için toplam 1.000 tl verilecek.

İşten çıkarılsalar işsizlik maaşına başvurup yine kendi ödedikleri primlerle kurulan işsizlik fonundan işsizlik maaşı alabilecek insanlar ücretsiz izne çıkarılarak bu haktan da mahrum ediliyor.

1 Beğeni

Ülkede malum çalıştırdığı işçiyi ücretsiz izine çıkarmayan bir sektör yok. Tepki göstermeniz gereken yer de sektörün veya firmanın kendisi değildir, merci bellidir.

Sadece kira geliri ile geçinen bir ev sahibini, pandemi döneminde kiracısından kira alıyor diye “şeytan ev sahibi” ilan etmek toplumun ve toplum yönetimi yapan kişilerin (siyasetçiler, gazeteciler, rol modeller, influencerlar vs.) işine gelir. “2 minutes hate” kafası da denebilir. Kimse sadece kira geliri olan adam taş mı yiyecek diye düşünmez. Öte yandan verilen veya verilmeyen tepkinin altında yatan çok farklı sebepler de olabilir.

Benim bir birey olarak tek tavsiyem, tüm olayı instagramdan yayınevi goygoyu yapmak olan insanların şu veya bu nedenle peşine takılıp kendinizi mal gibi kullandırmamanız olacaktır.

5 Beğeni

Gaza gelmeye ben de karşıyım ama yayınevi çalışanı da durumu doğrulamış… Karantina sürecinde kitap satışlarının arttığı söylentisi ile düşününce, yayınevi gibi %90 işlerini uzaktan yaptırabilen sektörde neden ücretsiz izin kullandırıldığını anlamıyorum…

Eğer baskı ile ilgili bir sıkıntı sebebiyle nakit akışları darbe aldıysa bile, e-kitap yolunu denemeden işçilere yüklemeleri bu yükü yine yanlış…

Özetle burada konuşmamız gereken haberi ilk nereden aldığımız değil, haberin gerçekliği(ki bu çalışanlar tarafından onaylanmış gibi görünüyor) ve haberin kendisidir…

Bilgi: benim işyerim full evden çalışma verdi, maaşlarda kesinti yok, sadece yıllık zam dönemi ertelendi. İşlerimiz zaten evden de yürüyor.

1 Beğeni

Çalışanları ücretsiz izne çıkartmak sadece yayınevlerinin değil tüm özel sektörün uyguladığı bir durum. Devlet özel sektöre destek sağlamak amacıyla sigortası belli bir günün üzerinde olan çalışanlarına kısa çalışma ödeneği veriyor. Sigorta ya da başka sebeplerden ödenek çıkmayan çalışanlar ücretsiz izne çıkarılıyor. Bu durumda o çalışanlara işsizlik ödeneği yatırılıyor devlet tarafından. Genelde işverenler ya o ödenekle yetiniyor ya da ödeneğin üstüne maaşlarını tamamlayacak meblağı elden yatırıyorlar.
İkinci taktiği uygulayanlar çalışanlarını kaybetmek istemeyip çalıştırmaya devam edenlerin uyguladığı bir şey. Ben de aynı durumu yaşıyorum. İdarecimle saatlerce kavga edip bu durumun legal olmadığını ücretsiz izne çıkmak istemediğimi belirtmeme rağmen durumu kabul ettiremedim. Çalışmayı bırakmayı bile düşündüm ancak özel okul olduğu için velilere durumu yansıtmadan açıklama yapamayacaklarından tehdit ederek buna izin vermediler.
Gerçekten zor bir süreç, yaşadıklarımı düşününce hâlâ kabullenemediğim çok şey var. Binlerce insan bu durumda olduğu için bir yandan alışmaya çalışıyorum ama parasını hiç alamayan insanları düşündükçe vicdani bir yük hissediyorum. Kimse sesini çıkartmazsa ve herkes alışırsa olan yine çalışanlara olacak, bir yandan da sesini çıkaranlar olursa onların yerini doldurabilecek birileri olacağından yine aynı durum.
Çok zor…

3 Beğeni

Milyonlarca insan ve aile desek daha doğru olur.

Üstelik kısa çalışma ödeneği almak için son 3 yılda 600 gün prim yatırılması gerekiyor. Durumun vehameti kelimelerle ifade edilemeyecek türden. Aynı durumda olmayanın anlaması çok zor.

Kendi adıma belirtmek isterim ki Instagram hesaplarının falan ne dediği beni ilgilendirmiyor, burada benim için esas olan olayın taraflarının yaptığı açıklamalar. Ortada bir yayınevi editörünün attığı twit var ve bildiğim kadarıyla yayınevinden henüz bir açıklama gelmedi. Satışlar artmıştır vs. bunlar da önemli değil, benim dikkatimi çeken ilk nokta çalışanlar zorla ücretsiz izne ayrılırken kendilerine bir açıklama dahi yapılmamış olması. Maaşları ödemeyecek durumdasındır, gerçekten mali olarak büyük zorluk çekiyorsundur, yapacak başka hiçbir şeyin yoktur. Tamam o zaman mecburen çalışanları izne ayırırsın ama zahmet olmazsa usulünce durumu onlara da anlatırsın, Mert Bey’in attığı twite bakılırsa yayınevi bu kadarını bile çok görmüş.

Bir diğer mesele de editörlük, grafikerlik gibi normal zamanda bile haftanın beş günü sekiz saat ofis masasında oturmanızı gerektirmeyen işler için yayınevinin böyle bir salgın sürecinde çalışanlarını zorla ofise getirtmiş olması. Nasıl bir açıklaması olabilir bunun, o insanların gelip ofiste tıkış tıkış oturması gerçekten işlerin daha hızlı ilerlemesini mi sağlıyor?

Dediğim gibi yayınevinden henüz bir açıklama gelmedi, gelip gelmeyeceği de meçhul. Belki gerçekten de mantıklı bir açıklaması vardır bunların, belki de Mert Bey bir anlık öfke ile olanları abartarak aktarmıştır. Ancak maalesef bu bana pek olası gelmiyor şu an.

Bir de üstelik yayınevlerinin gelirlerinin çok büyük bir düşüş yaşadığını düşünmüyorum ki elimizde bir çeşit istatistik olana kadar bu kısım sadece spekülasyon tabi ki.

Güncelleme: Sosyal medya hesaplarına göz gezdirdim de yayınevinden hala bir açıklama gelmemiş. Konu unutulmasın diye güncelliyorum mesajımı, bir açıklama gelene kadar da ara ara güncelleyip gündemde yukarı çıkarmayı düşünüyorum.

6 Beğeni

Bir şirket yöneticisi olarak konuya değineceğim. Ücretsiz izne işveren hadi sen çıktın, diyerek çıkartamıyor. Daha bu konu hakkında dün yetkili kişilerle uzun bir toplantıdaydım. Bunu yapabilmek için işçinin yazılı dilekçesi olmalı. Biz de pandemi sürecinde resmen sürünüyoruz. Her şey çok zor ilerliyor fakat kimseyi kendi isteği dışında elleriyle dilekçesini yazmadan izne yollamadım. Kişi bana kendisi gelerek ben gitmek istiyorum demedikçe zorlamadık. Kaldı ki işçinin el yazısıyla yazılmış dilekçe olmadan bunu yapmanın ciddi bedelleri var. İşveren cezaları korkunç. Çalıştırsa daha iyi gerçekten. Devletin verdiği ödenek 1170 tl olmalı diye biliyorum. Maaşı 4000 tl civarı olan için ciddi anlamda büyük kayıp. Herkesin evinin sabit bir gideri var. Özellikle de kirada olan birisinin işsizlik ödeneğiyle yaşaması mümkün değil. Burada da pandemi süreci ihtiyaç kredileri giriyor devreye. Eh, döngüyü sizler de fark etmişsinizdir.

5 Beğeni

Şu sürecte kolejler velilerden okul taksitlerini almaya devam etti. Verdikleri ise günde 3 saat yarım yamalak ders. Ayrıca öğretmenlerin maaşları için de kısa süreli çalışma ödeneğinden faydalandılar.
Bu arada bu 3 aylık süreçte okullar elektrik-su-doğalgaz’dan tasarrufa geçti. Şimdi hükümetin kalkıp tüm kolejlere dur bakalım bir kardeşim demesi gerekmez mi?

Hadi eğitim devam ettiği için para almaya devam ettiler onu anladık. Peki yemek ve servis ücretlerini iade etmemelerine ne demeli? Resmen şark kurnazlığı.

1 Beğeni

Maalesef eğitim devam etti diyebilecekleri bir durum asla olmadı. Çevremde kimse memnun değil. Bu yönden okullara eleştiri yapamam, kimsenin öngörmediği bir durumdu bu.
Ama hem veliden tam taksit alıp, hem öğretmenlerin maaşını devletten almak nedir.?
Devlet niye veliyi hiç korumadı bu süreçte?

çünkü maalesef ülkemizdeki devlet yapısı önce patronları korumaya yönelik işliyor. patronlardan kastım büyükler. bu ülkede 2017’de cep telefonu operatörlerinin 5 milyar tl vergi borcu silindi. daha basına yansımayan neler vardır. "şahsım"ın müteahhit kankalarına hiç girmiyorum bile.

1 Beğeni

Yıllar önce birisi şuna benzer bir şey yazmıştı: Ülkenin kanunları sadece orta tabakaya işler. En üst ve en alt bu kanunlardan muaftır. Çok parası olanın borcu silinir, hiç parası olmayanın nasılsa ödeyemez diye borcu silinir, orta tabaka da iliğine kadar sömürülür.

1 Beğeni

kesinlikle öyle. çalıştığım firma her ay bordrolarımızı basılı şekilde iletiyor bize. açıp bakınca zaten orta direğin nasıl sömürüldüğünü alınan vergi kalemlerinden görüyorsunuz. orta direk demek de artık ne kadar doğru bilemiyorum, ülkemizin gelir yapısını gösteren şekil eskiden “varil” iken şimdi “kum saati” gibi.

zaten farkındaysanız tabana dokunmaktan kaçınılıyor, son yıllarda dolar/euro/piyasa durumu ne olursa olsun asgari ücretin gücü az çok aynı.

2 Beğeni