Evren Kurgulamakta Esinlenmenin Dozu Ne Kadar Olmalı?

Kitabını okumadım ama yanlış bilmiyorsam Tolkien Orta Dünyasında yaşadığımız dünyaya hiç gönderme yapmamış ve bağımsız tutmuş. Ben ise kendi kurgumda Bugün ki Dünya haritasının belli değişiklikler yaptığım halini kullanıyorum ve Türk mitolojisinden de aynen aldığım Ay Ata adında bir şahsım var. Bunları değiştirmeli miyim?

Tolkien kral çıplak yapayım senin için buyur : D

Tolkien ve Mitoloji

Silmarillion’un Ardındaki Mitoloji

Silmar elf çağı hobbit cüce ve yüzük de insan çağı olarak ele alınır. Hatta şu an içinde olduğumuz zaman için Tolkien yanlış hatırlamıyorsam 7. Çağı diyordu insanların. Yani bırak dünyaya gönderme yapmamasını adam bu dünyayı kendi hikayesinin devamı olarak görmüş. : D

Bence etkilen gitsin. Game of Thrones haritası ve U.K Benzerliği

Hatta elde kaynak olması açısından Az bilinen tanrılar sıralı tam liste
buyrun. : D

1 Beğeni

Sağol zahmet etmişsin. Yeni profil fotoğrafı havalı olmuş.

Depresyon pozum : ) teşekkurlar : D

1 Beğeni

Merhabalar,

Yazım sırasında yazanı rahatsız eden ince bir çizgi var. Esinlenmekten çok alıntı yapmaya başladığın an hissediyorsun o huzursuzluk hissini bana kalırsa. Tabi burada etkileşim salt yazan kişiyle ilgili olmayabilir. Yazan hiç fark etmeden dahi (bilinçaltı buna bir şekilde özgün fikir imajı yüklemeyi başarıyor gerçekten) esinlenme işini abartmış olabilir. Okur çağrışımı fark ettiği an söyleme gereksinimi duyuyor; doğal olarak. Burada kafamdaki sorun ikiye ayrılıyor. Çağrışım ya da esinlenme dediğimiz şey gerçekte ne? Ve her şey, her şeyin kesişim kümesine giriyorsa biz ne yapıyoruz? Özgünlüğü bu koşullarda nasıl ve neyle koruruz? İkiden çok daha fazlaymış sorularım aslında. Demem o ki bu hem çok kişisel hem de eleştiriye açık bir konu. Yazdıklarınızı sunuş şekliniz her şeyi değiştirir.

Sizin sorunuza dönersek bambaşka bir evren yaratmadıysanız, ekstra bir harita kullanmanıza gerek olmayabilir sanırım. Ama yine de Dünya’dan bağımsız bir harita olması genel taleplerden biri gibi: Şahsi fikrime göre özgün olmak arzusundan kaynaklanıyor bu durum. Fakat olayı bahsettiğim çağrışımcı tayfaya göre ele alırsak; size bir anda “Bu evrende dağ var. Şu kitabın şurasında da bir dağ geçerdi.” diyebilirler. Daha da spesifikleştirelim: Kaf Dağı’nın geçtiği bir roman okudunuz. Muhteşemdi herkes ondan bahsetti, adeta Kaf Dağı yeniden keşfedildi. Sonra bir başkası bu miti kendi romanında kullandı; bir anda alıntıyla suçlanabilir. Çünkü yazan ve okur egosu, abartılmış sahiplenme duygusuyla birleşince, mit ve efsaneleri dahi kişi ve kitaplara aitmiş gibi bir havaya sürükleyebilir. Evreniniz Dünya olabilir, benzeri olabilir, ana hatları ortak olabilir dilerseniz sınır çizgileriniz bir fındık kabuğundaki kırıklar bile olabilir. İçinize sinmesi ve bu güvenle yazmanız ana unsur olmalı.

Ay Ata karakterine gelirsek herhangi bir şekilde nasıl bir yazım planladığınızı kestiremiyorum elbette. Ama elinizdeki veriler muhtemel bir şekilde bir karakter taslağı çıkartmaktadır zihninizde. Siz elinizdeki unsurları tekrar karıştırıp yepyeni bir nefes ve macera sunacaksanız okura neden olmasın ki? Denemekten zarar gelmez gibi.

Kaleminize sağlık şimdiden!

3 Beğeni

Bu konuya oldukça hakimmişsiniz, teşekkür ederim. Bu arada Ay Ata’nın hikayedeki yeri hem mitolojide olduğu gibi insanların ondan gelmesi hem buna ek olarak büyü kullananlara zamanında güçlerinin onun vermiş olmasıdır.

Hakimiyetten çok deneyimlediğim ve kafama takılanlar öbeğiydi konuştuklarım aslında. Umarım ucundan kıyısından sorunuza bir cevap verebilmişimdir. Bilgilendirme için teşekkür ederim.

1 Beğeni

Merhaba,

Öncelikle kolaylıklar dilerim. Bence bu sorunun cevabı tamamen sizin her şeyin sonunda karşınızda ne görmek istediğinizde saklı. Bunun dozunu zaman sizin kaleminizle birleşip gösterecektir size. Ben böyle soruları okuyunca saatlerce düşünsem de sonunda, “Ne dersem diyeyim, sonunda kalemi ne istiyorsa onu yazacak,” diyorum. Zihninize özgürlük diliyorum. Kolay gelsin, sevgiler!

1 Beğeni

Teşekkür ederim, amin :smile: